İşlenmesi açısından çırçır sanayinin, lifi ile tekstil sanayinin, çekirdeği ile yağ ve yem sanayinin, linteri ile de kâğıt sanayinin hammaddesi olan pamuk ülke ekonomisine sağladığı istihdam ve oluşturduğu katma değer nedeniyle de önemli ve stratejik bir üründür. Pamuk bitkisi çalımsı ağaç şeklinde olup 90’dan fazla ülkede lifi ve tohumları için yaygın olarak yetiştirilmektedir.
Pamuk yeryüzünde çok uzun zamandan beri ekile gelen ebegümecigiller familyasına ait endüstriyel bir tarım ürünüdür. Anavatanı Hindistan olan pamuk, yapılan arkeolojik çalışmalar da Güney Amerika ile birlikte birbirinden bağımsız olarak bu bölgelerde 6000 ila 7000 yıl önce farklı türlerinin tarımının yapıldığı ve giyimde kullanıldığı ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte M.Ö. 450 yıllarında Peru’da ekilen tohumlara rastlanılmıştır. Tarihi kayıtlarda Pamuğun Hindistan’daki Harappa uygarlığından geldiği buradan Mezopotamya’ya oradan da Eski Mısır’a geçtiği yer almaktadır. Mısır’da pamuğun ilk yetiştirilişi M.Ö. 370 yıllarına dayanmaktadır. Anadolu topraklarında M.Ö. 330 yılında tarımı yapılmaya başlayan pamuk asıl gelişimini 11. yüzyılda Selçuklu Türkleri ve 14. Yüzyılda Osmanlı Türkleri zamanında olmuştur. Bugün dünya çapında ekilebilir alanların yaklaşık %2,5’uğu pamuk üretimine ayrılmakta ve yıllık üretim 25 milyon ton veya 110 milyon balya civarındadır. Birçok ülkede üretimi yapılan pamuğun bugün dünyada en büyük üretici ülke Çin’dir.
Ülkemizde uzun yıllar Ege Bölgesi, Adana Çukurova’da ekimi yapılan pamuk bugün Harran ovasında daha çok üretilmektedir. Özellikle Çukurova bölgesi uzun yıllar pamuk üretimi ile anılagelmiştir. Çukurova Bölgesinde ilk çağlardan bu yana pamuk yetiştiriciliği yapılmış ve 1820’lere kadar ancak yerel gereksinimi karşılayacak düzeyde olmuştur. Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın isyanı sonucunda, Adana ve çevresine ait yönetim 1833-1840 yılları arasında Mehmet Ali Paşa’ya geçmiş, Mehmet Ali Paşa buraya gelirken beraberinde getirdiği Mısır’ın yerli halkı, Çukurova’da yoğun bir tarım faaliyetine geçerek pamuk ekiminde etkin rol oynamışlardır. 1841 Londra Antlaşması gereğince bölge yeniden Osmanlı Devleti’ne bağlanmış bu kez de Osmanlı Devleti bölgede pamuk üretimini arttırmak için çalışmalar başlatmış ve bu çalışmalar doğrultusunda pamuk ekilen arazinin artışını sağlayan en önemli gelişme bataklıkların kurutulması ile kadastro uygulaması olmuştur.
Dünya pamuk üretiminde ilk sırada yer alan Amerika’da 1861’de başlayan iç savaşa bağlı olarak pamuk üretimi azalmış ve buna bağlı olarak da fiyatlar da yükselmiştir. Bu durum büyük Sanayi Devrimi’ni gerçekleştirerek o zamanın en önemli pamuk alıcısı haline gelen İngiltere’yi hammadde temini anlamında sıkıntıya sokmuştur. İngiltere bu durum üzerine yeni tedarikçi arayışına girişmiş ve Çukurova İngiltere’nin ihtiyaç duyduğu pamuğu karşılayacağı yerlerden biri olmuştur. İngiltere’nin pamuk talebiyle birlikte 1862’de pamuk üretimini arttırmak amacıyla Osmanlı Devleti yönetiminden Çukurova’ya çeşitli teşvikler gelmiş, bu bağlamda üreticilere belli bir süre boyunca vergi kolaylığı ve pamuk tohumu sağlanmaya başlanmıştır.
I. Dünya Savaşı ve ardından işgal yılları, Çukurova’da hem pamuk üretimini hem de ticaretini durma noktasına getirmiştir. 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla birlikte Mustafa Kemal Atatürk, pamuk alanında yeni bir dönemi başlatmıştır. Milli bir dokuma sanayisinin oluşturulup bu endüstrinin gerçekleştirilmesi yolunda büyük gayret göstermiş ve bu yönde birçok adımlar atmıştır. Bu adımların en başında da farklı türde pamuk tohumlarının ülkeye getirilip üretim çiftliklerinde denenmesi ardından rekolte düzeyi yüksek ABD kökenli Akala ve Cleveland türlerinin tarımının yaygınlaştırılması gelmiştir. Pamuk ıslahı yapılarak Akala ve Cleveland türlerinin ekimi yaygınlaştırılmıştır. 1926 yılında Adana’da kurulan pamuk üretim çiftlikleri, pamuk ticareti ve ekonomik gelişmeler adına önemli bir işlevi yerine getirmiştir. Pamuk ıslahı, ekim alanlarının artırılması ve maliyet fiyatlarının düşürülmesi konularında gerekli çalışmaların yapılması için de Pamuk İşleri Müdürlüğü kurulmuştur. Yapılan bütün bu çalışmalar sonrasında Çukurova pamuk üretimi açısından bir üs haline gelmiştir. Yine burada üretilen pamuklar Mersin Limanı aracılığıyla da uluslararası piyasalarda pazarlanması sağlanmıştır.
Pamuk tarımında en önemli iklim faktörlerinin başında sıcaklık, gün ışığı, yağış ve oransal nem gelmektedir. Yıllık ortalama sıcaklığın 19ºC, yaz ayları sıcaklığı ise 25ºC olması gerekir. Sıcaklık tarak oluşmasından önce 20ºC, çiçeklenme döneminde 25ºC kozaların gelişme döneminde ise 30-32ºC olmalıdır. Bu iklim şartlarını en iyi sağlayabilen bölge Çukurova olmuştur. Ancak günümüzde Harran Ovası yapılan barajlar ile suya kavuşunca pamuk üretimi Urfa bölgesine kaymıştır. Ayrıca Adana Çukurova bölgesi sanayileşme yolunda hızla ilerleyince fabrikalardan çıkan gazlar pamuğun üzerine yayılmasıyla pamuğun kalitesini düşürmeye başlamıştır. Bu da Çukurova da pamuğun ekiminin azalması hatta bitme noktasına gelmesine sebep olmuştur.
Pamuk en az 5 kez dönüşüme uğrayabildiğinden dolayı bir kez kullanılan yünden çok daha ekonomik ve kullanışlıdır. Pamuk bitkisi bütünüyle kullanılır ve pamuktan geriye hiçbir atık kalmaz. Pamuk yetiştiriciliğinde en birincil sebep lifleridir. Tohumları hayvan yemi olarak, pamuk tohumu yağıda insanlar tarafından kullanılır. Bitki sapları ise hasat sonrası toprağa geri sürülür. Pamuğun bitki saplarından elektrik üretildiğine Mardin Derik’te şahit olmuştum. Mardin gezimiz sırasında ziyaret ettiğimiz Derik’te gördüğüm bir fabrika da üretim tesisinde pamuk sapları yakılarak elektrik üretildiğine şahit olunca çok şaşırmış bir o kadar da sevinmiştim. Pamuk lifi, tabii bir polimer olan selülozdur. İnsanlar selülozu sindiremezler, fakat sığırlar ve atlar sindirebilir, çünkü şekerleri parçalayacak bir enzime sahiptirler. Pamuğun rengi saf beyaz değildir, ten rengidir. Tabiattaki pamuk koruyucu yağmur yağları ve cilaları ile kaplıdır, böylece tarlalarda ıslanıp çürümez. Emici hale getirmek için yağların ve balmumlarının uzaklaştırılması gerekir. Beyazlaştırmak için ise elyafın saflaştırılması gerekir. Pamuk ıslak olduğunda daha güçlüdür. Islandığında mukavemet kaybeden diğer selülozik elyafların (rayon, odun hamuru) aksine pamuk ıslandığında güçlenir.
Dokuma, tıp, lastik, fotoğrafçılık, plastik yapımı gibi birçok farklı sanayi dallarında kullanılan pamuk binlerce yıldır farklı kültürlerde kullanıla gelmiş bugün de önemini koruyan ve ticaretiyle ülkelere katma değer sağlayan önemli bir endüstriyel tarım ürünüdür. Çocukluğumuzda özellikle Bakırçay ovasında az mı pamuk topladık. Bazı insanlar pamuk yetiştiriciliğini nazlı bir bebeğe benzetirler. Bunun sebebi ise pamuğun dikkat ve özenle ilgi istemesidir. Uzun bir aradan sonra Ege Bölgemizde tekrar tarlalarda pamuk yetiştirildiğini görünce adeta çocuk gibi sevindim. Çok yönlü istifade edilen ve adeta beyaz altın olan pamuğa ülke olarak da gereken özeni gösterip tekstilde dünya da söz sahibi olmamız nedeniyle en kaliteli pamuğu da dün olduğu gibi bugün de biz üretiyor olmalıyız.
Yorum Yazın :Misafir