Ülkemizin her köşesi, bünyesinde kendine has güzellikler barındırmaktadır. Bu güzellikleri gezip görmek insana ayrı bir mutluluk bahşediyor. Zira her yörenin kendine has kültürü ile tanışmak, güzel insanları ile sohbet etmek, onlarla hoşça vakit geçirmek tarifsiz bir duygu. Bu güzel diyarlardan birisini bu yaz tekrar ziyaret etmek nasip oldu.
Daha önce birkaç defa ziyaret ettiğim ve her ziyaretimde ayrı bir güzelliğine şahit olduğum bu güzel diyar, Ege Bölgesinin İçbatı bölümünde yer alan yeşillikler içinde saklı bir cennet gibi duran, Manisa’nın Demirci ve Balıkesir’in Sındırgı ilçeleriyle komşu olan şirin bir Anadolu ilçesi. Adını milattan önce dört binli yıllarda var olduğu bilinen, Sunauva ve Synaos şehirlerinden aldığı ifade edilen bu şirin Anadolu ilçemiz Kütahya’nın Simav ilçesi.
Simav’a bizi çeken bir dost var. Bu dostumuz 2002 yılında nasip olup gittiğim hac yolculuğunda aynı kafilede bizimle birlikte olan Simav’ın Çitgöl kasabasından değerli bir insan Mehmet Yaman ağabeyimiz. Bu yaz aylarında Simav’da kendisine ikinci ziyaretimi gerçekleştirme imkanım oldu. Hoş sohbeti ve misafirperverliğinin yanı sıra kalbi dostluğu bizi bu Anadolu’nun sımsıcak, eski kültürlerini kaybetmemiş ilçesine çekiyor. Mehmet Yaman her gelişimizde geniş gönlünü ve evini bize açıyor. Yöresel ikramlarıyla bizi mahcup ediyor. Gönlü geniş, dostluluğu ise tarif edilemez boyutta. Bu ziyaretimizde de Simav’ın dünyaca ünlü termallerinden birisi olan, Çitgöl Termal tesislerinde konaklamamıza imkan sağladı. Bu yazımızda sizlere kuzeyden ve güneyden iki dağ arasında, geniş bir ova içine kurulmuş Anadolu’nun yeşillikler içindeki ilçesi Simav ve onun bir beldesi Çitgöl’den bahsetmek istiyorum.
Simav, faylarla sınırlanmış tektonik kökenli bir ovanın içinde, güneyinde billurlu kayaçların geniş yer tuttuğu Simav Dağları, kuzeyinde billurlu kayaçlar ve granit Plütonlarının yüzeylediği Katrancı ve Akdağ ile çevrilidir. Yaklaşık 820 metre yükseklikte, üçgen biçimli bir çöküntü alanı olan ovasının tabanı alüvyonlarla kaplıdır. Simav çevresinde yerleşen en eski halk Abaitler'dir. Milattan önce 1200 yıllarına kadar yaşayan bu halktan sonra, Trakya’dan ve Çanakkale Boğazı’ndan gelen Frigler bölgeye egemen olmuşlardır. Daha sonra sırasıyla Lidyalılar, Persler, Helenistik Krallıklar, Romalılar ve Bizanslılar Simav yöresine hâkim olmuşlardır. Roma İmparatorluğu döneminde Simav'da uzun süre sikke de basılmıştır. Simav, 1113 yılında Edremit-Kırkağaç bölgesinden Kütahya-Eskişehir’e yardıma gelen Selçuklu komutanı Emir Muhammet tarafından Simav Çayı vadisinden gelinerek fethedilmiştir. Bu fetih dönemi uzun sürmemiş ve bölge tekrar Bizans'ın eline geçmiştir. Bu olaydan 192 yıl sonra Germiyanoğulları Beyliği’nin kurucusu Yakup Bey, 1305 yılında Alaşehir’i fethetmeye giderken Simav'ı da fethetmiştir. Ancak 1305 yılında gerçekleşen bu fetih de Bizans’ın kiraladığı İspanyol Katalan askerlerinin Erdek’ten gelişi ile son bulmuştur. Bu kez İspanyol Katalanların eline geçen bölgeyi Germiyanoğlu Mehmet Bey 6 Mayıs 1327 tarihinde Simav ve Kula’yı Katalanların elinden fethetmesiyle Simav'da Türk hakimiyeti kesin bir şekilde başlamış oldu. İlçenin adı olan Simav isminin bir rivayete göre Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde anlattığı vechile "Germiyanoğlu Beyi Babık, Simavna adlı Rum kralının elinden aldığı için bu ismi verdiğini ifade etmekte, bir başka rivayete göre ise Simav (Gümüş suyu) anlamına gelmektedir. Hakikaten buranın suları gümüş gibi berrak akmaktadır.”
Germiyanoğlu Mehmet Bey’in oğlu Süleyman Şah, komşu beylik Osmanlılarla ile dost geçinmek, Karamanoğulları’nın düşmanlığından da korunmak için kızı Devlet Hatun’u Osmanlı padişahı I. Murad’ın oğlu Yıldırım Bayezid’e vermiştir. 1381 yılında kızının çeyizi olarakta Kütahya, Tavşanlı, Emet ve Simav’ı Osmanlılara verip kendisi Kula’ya çekilmiştir. Simav, Fatih Sultan Mehmet döneminde Abdullah-i İlahi gibi bir din âliminin ve onun yakın dostu Emir Buhari’nin feyz dağıttığı bir yer olarak gelişmiş medreselere sahip olmuştur. Simav, 1867 yılında belediye, 1868'de de ilçe statüsüne kavuşmuştur.
Geniş ve verimli ovalarında yetişen tarım ürünlerinde domates Eynal domatesi olarak meşhur olmuştur. İlçede tarihi Ulu caminin yanı sıra, Hisar kalesi, Gölcük Gölü ve Gölcük Mesire yeri görülmesi gereken yerlerden. Ayrıca; Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde anlattığına göre: “Dünyada ve Anadolu’da birçok kaplıcayı gezdim, gördüm ama Eynal Kaplıcası gibisini görmedim, böylesi yeryüzünde yoktur.” diye ifade ettiği dünyaca ünlü Eynal Termal tesisleri de görülmesi ve buradan istifade edilmesi gereken bir yerdir.
Eynal Termal’de 185 adet apart motel ve 15 adet de hususi aile banyosu bulunmaktadır. 48’i yeni faaliyete alınan apartlar da ailenizle birlikte sakin bir tatil geçirebilirsiniz. Havuz yönünden çok zengin olan Simav Eynal Termal’de kapalı termal yüzme havuzu, iki adet termal havuzlu Türk hamamı, Aguapark açık yüzme havuzu, 300 kişi kapasiteli restaurant 200 kişi kapasiteli toplantı salonu, çay, kahve salonu ve televizyon izleme salonları, internet salonu, kafeterya, masa tenisi, bilardo, oyun salonu ile çay bahçeleri, mangal yapabileceğiniz piknik alanları, çocuk oyun parkları, gezi alanları, voleybol, basketbol, futbol sahası, market, pide fırını, berber ve camii bulunmaktadır. Kütahya Simav Eynal Termal’de kapalı mekanların tamamı jeotermal ısıtma sistemi ile ısıtılmaktadır.
Bir diğer görülmesi gereken yer ise bugünkü "Tokurun Kuyusu" adıyla anılan yerde kurulan ve bu yerleşim bölgesinin etrafı o dönemler su ile çevrili olduğundan su kenarlarında yetişen kelempe ağaçlarının dallarından yapılan çitlerle çevirdikleri için adını çitköy olarak aldığı tahmin edilen Çitgöl. Çitgöl 1956 yılında kasaba statüsüne kavuşmuş ve o dönem Belediye Meclisi’nin almış olduğu bir kararla "Çitköy" adı, gölden esinlenerek "Çitgöl" adını almıştır. Çitgöl’de, Eynal gibi termal su kaynakları çokça bulunan bir kasabadır. Çitgöl’deki termal tesisler belediye tarafından işletilmekte, bir oda bir salondan oluşan müstakil apart daireler yer almaktadır. Çitgöl termal suları cilt/deri hastalıkları, kırık ve çıkık, kireçlenme, mide ülseri, egzama, bel fıtığı, ortopedik rahatsızlıklar, böbrek taşlarının dökülmesi, romatizmal hastalıklar, siyatik, kadın hastalıkları vb. gibi rahatsızların tedavisinde kullanılmaktadır.
Yeşillikler arasında düz bir ova içinde yer alan Kütahya’nın bu ilçesi mutlaka ziyaret edilmeli, sıcak kanlı Anadolu insanlar ile tanışıp hoşça vakit geçirilmeli ve ilçede bulunan termal sulardan azami derece istifade edilmelidir. Termal tatili için değerlendirilebilecek güzel bir yer.
Yorum Yazın :Misafir