Sevgili Okuyucularım;
Yeni Milli Eğitim Bakanımızın atanmasıyla birlikte ve kısa sürede açıkladığı icraatlar ile toplum olarak yerlerde sürünen eğitim ayağa kalkacak diye topyekun bir sevinç havası içine girdik. İnşallah ümitler boşa çıkmaz. Yüzyıllık bir eğitim sistemini değiştirebilmek öyle kolay olmayacaktır, elbette. Ama biz yine de umutlarımızı tüketmeyelim. Eğitimin gelişememesinin ardında birçok sebep var; bunlardan en önemlisi de maalesef mevzuat hazretleri. Bu mevzuat hazretlerine dokunulmadığı sürece bir ilerleme kaydedilebileceği noktasında endişelerim var.
Geçtiğimiz aylarda bir ilimizde kendi çapında küçük bir işletmesi olarak maden ocağı işleten bir ağabeyim ile işler üzerine sohbet ediyorduk. Çok ilginç bir tespiti oldu. Onu burada sizler ile paylaşmak istiyorum. İsmi Mustafa Karanfil olan bu ağabeyim, ülkede son günlerde de moda olan tabir ile yerli ve milli bir ürün üretmekte. Ürün tarım sektörü ile alakalı. Ürüne dair bilgiler ve ne işe yaradığını ve ülkemizdeki tarım garabetini bir sonraki yazımda ele alacağım. Burada sohbet konusu olan eğitimle alakalı sıkıntılarımızı ortaya koyan bir mevzuyu paylaşacağım. Mustafa Karanfil ağabeyim İŞKUR’dan firmasında çalışmak üzere eleman talebinde bulunuyor. Arzu ettiği şartları taşıdığını zannettiği birkaç kişi ile görüşme sağlıyor. Görüşme sonucunda Üniversite mezunu hatta bir tanesi iki üniversite mezunu iş arayışında olan adayların boş olduğunu tespit ediyor ve hayıflanıyor. Bu olay sonucunda bana ilginç bir tespiti olan şu cümleyi ifade ediyor. Önceden ortaokul hatta ilkokul mezunu olanlar da bile birkaç marifet vardı, insanlar dopdolu idi. Şimdilerde insanlar üniversite mezunu hatta yüksek lisans mezunu ama içi bomboş dedi. Bu tespitten yola çıkarak istisnaları bunun dışında tutuyorum. Ne hazindir ki, eğitim sistemimiz sayesinde diplomalı cahiller türedi.
Yıllar önce meslek liseleri seviyesinde Endüstri Meslek liseleri vardı. Birkaç bölümü olan bu okullarda eğitim gören çocuklar hayata kısa yoldan atılabiliyorlardı. Ya da meslek lisesine gitmese bile yaz aylarında bir meslek mensubunun yanında çıraklık yapar, yine liseyi bitirdiğinde iyi kötü bir meslek sahibi olurdu. Meslek okulları, 28 Şubat’ta İmam Hatip Okullarının bitirilme düşüncesiyle aynı kaderi paylaşarak tarihin çöplüğüne gönderilmiş oldu. Şimdilerde canlandırmak için çaba sarf ediliyor lakin yeterli bir çalışma yapılamadığından olumlu yönde sonuçlar alınabilmiş değil.
Ülkede herkes üniversite okumak zorunda imiş gibi bütün çocuklar üniversite eğitimi alsın diye hummalı bir gayret var. Bunun için her ilde üniversiteler açıldı. Açılmaya da devam ediyor. Ama gel gör ki bunun da doğru bir yöntem olmadığına bugün hepimiz şahit oluyoruz. Oysa ki 4+4+4 zorunlu eğitim yerine ilk dörtten sonra insanlara tercih hakkı tanınsa örgün eğitimden ziyade bir meslek sahibi olmaları yönünde ticaret ve sanayi odaları ve OSB’lerin yöneticileri ile istişare edilerek eğitimini bir sektörde çıraklık ve ustalık yaparak devam ettirmelerinin önü açılmış olsa ve bu teşvik edilmiş olsa, bir süre sonra buralardan yetişen çocuklar ile sanayici buluşturulmuş olsa çok büyük bir soruna da çözüm üretilmiş olacaktır. Zira sanayicinin ara eleman diye tanımladığı kişiler, işin mutfağında yetişmiş olacaklar. Ayrıca bu şekilde işin mutfağında yetişen çocuklara dışarıdan verilecek kısa bir eğitim ile diploma almaları da sağlandığında hem işin özünü öğrenmiş olacak hem de diploma ile de bunu perçinlemiş olacaktır.
Burada bahsettiğimiz mevzu eğitimin sadece bir parçası. Eğitimde bir başka açmaz da mevzuat demiştik. Bugünkü maarif sistemi maalesef Cumhuriyetin ilk yıllarından kalma mevzuat. Bu mevzuat üretmeye, analitik düşünmeye karşı. Bu nedenle icat çıkartan gerek eğitici-öğretmen, gerekse öğrenciler yaptıkları çalışmadan dolayı sadece kuru bir övgüye tabi tutulurlar, gerisi gelmez. Ve böylece hevesleri kursaklarında kalmış olur. Bunun için gelecek nesillerin üretken olmasını istiyorsak önlerindeki mevzuat engelinin bir an evvel kaldırılması gerekmektedir. Eğitimde yöneticilerin elini kolunu bağlayan mevzuat engeli de aşılırsa umutlarımız biraz daha yeşerecek demektir.
Yorum Yazın :Misafir