Devletimizin 89.kuruluş yıldönümünü tüm Türkiye’de olduğu gibi Manisa’da da heyecan ve coşku içerisinde kutladık.
Milli bayramımız olan “Cumhuriyet Bayramı” cumhurun istediği şekilde kutlandı ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de bir ilke imza atarak, devlet erkânının tebriklerini Çankaya Köşkü’nde kabul etti. Zaten olması gereken de buydu. Cumhuriyet Bayramı tebriklerinin kabulleri cumhurun başkanı olan Cumhurbaşkanı tarafından köşkte kabul edilmesi gerekiyordu ve öyle de oldu.
Cumhuriyetimiz ile aynı yaşta olan Cumhuriyet Halk Partisi, 88 yıldan beri birlik ve beraberlik içerisinde kutladığımız Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını gölgelemek ve siyasi rant elde etmek için yapmadığını bırakmadı. Ancak bu aziz milletimiz el ele vererek, en büyük bayramımız olan Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını sabote etmek isteyenlere müsaade etmedi.
Diğer partilere ve sivil toplum kuruluşlarına örnek olması gereken koskoca ana muhalefet partisi hukuka aykırı korsan yürüyüşler düzenleyerek polisimizle çatışmaya girme cüretini gösterdi.
CHP’nin, milletimize yaşattığı bu acı tablo hiçbir zaman unutulmayacak ve Cumhuriyet tarihine kara bir leke olarak geçeceği kuşkusuzdur. Meşru siyaset yapmak demek, hukuka aykırı bir biçimde sokaklarda korsan yürüyüşler yapmak değil, milletimizin iradesinin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde siyaset yapmaktır.
Bunların, evin yaramaz çocuğunun “baba abim beni dövüyor” diyerek haksız bir şekilde suçladığı ve abisine karşı güç elde etmek isteyen yaramaz çocuktan başka ne farkı var ki.
Nitekim İstanbul’da bunun bir örneğini canlı canlı yaşadık ve gördük.
CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, Cumhuriyet Bayramı törenlerine katılan 1.Ordu Komutanı Org. Yalçın Ataman ve yanında bulunan komutanlara “Sizin koruyamadığınız Cumhuriyete biz sahip çıkıyoruz” diye feryadı figan ediyordu.
İşte bu zihniyet yıllardan beri milletimizin duygularına tercüman olamayan, milletimizin hür iradesiyle iktidar olmadan muktedir olmaya çalışan, orduyu göreve çağıran, bu yönde pankartlar açan ve küpün içindekinin dışa sızmasıdır.
Şunu açıkça söylemek istiyorum. Başta CHP’liler olmak üzere herkes bilmelidir ki, Cumhuriyet ve Atatürk, hiç kimsenin tekelinde değildir. Cumhuriyet hepimizin, Atatürk’te hepimizin Atatürk’üdür. Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti aynı zamanda bağımsız ve egemen bir devlettir. Egemenlik de kayıtsız şartsız milletindir. Devletimiz, din, ırk ve etnik köken ayrımı yapmaksızın 75 milyonun devletidir.
Cumhuriyet ve Atatürk konusunda, CHP’de, AK Parti’de, MHP’de, diğer siyasi partiler de aynı haklara sahiptir. Bazıları tarafından hor görülen dağdaki çobanımızdan tutun en üst kademedeki vatandaşlarımıza varıncaya kadar herkes aynı haklara sahiptir. Daha nice Cumhuriyet Bayramları kutlamak dileği ile…
Yorum Yazın :Misafir