Zaman ne garip bir kavram. Bir ömrü sığdırabiliyor, asla dokunamıyoruz. Üstelik zamanın içinde insanların en büyük şikayeti, zamansızlık. Ve yaşanılan her an bir sonraki için yitik bir zaman parçası artık. Günlerimiz dünlerimizin mirası, yitirilmeye mahkum firariler belki anılarda hapsolmaya mahkum.
Ve yine günümüze gün ekleyerek yaşayabildiğimiz kadar hatırlanacak dünlerimiz. Ne zaman anılarımızı yoklayacak olsak, boşluğa düşmemeliydi ellerimiz. Dolu dolu dünleri meydana getirir bugünlerimiz. Bugünlerimizin ardımızda bıraktığı izlerdi dün adını verdiğimiz ve genelde dünler içimizdeki en derin yaraların sahibidir.
Aklımızın, ruhumuzun en güzel bahçelerinde yaşarız bazı günlerin bazı vakitlerini ve hiç dün olmasın, günler dünlere karışmasın isteriz. Oysa en çabuk en güzel yaşananlar maziye karışacaklar. Biz insanız, her zaman bize en çok acı veren dünlerimizi bugünlerimizde hissedeceğiz
Dünler mi günlerin, günler mi dünlerin mimarıdır. Bugünlerim iyisi ve kötüsü ile yaşanırken, dünlerimden yeni bir ben yarattım kendimden... Yarınlarıma acemiyim.
Yaşanılan her zaman dilimine acemiyiz aslında. Gelecek günlere ahkam keseriz, yaşanılan dünlerin ukalalığıyla. Yarınlar en büyük servetimiz ve asla yeni bir başlangıç değildir. Gün diye tabir ettiğimiz ne kadar çok yokluk barındırıyor bağrında ve ne kadar çabuk uçup gidiyor avuçlarımızdan. Günün tadını çıkarmak gerek, an'ı yaşamak zamane anlatımıyla. Gün dediğimiz şey yarınlara ne alacağımıza karar verdiğimiz bir mola yeri, istasyon. Gün, dünden yarına yolculuk ettiğimiz bir araç aslında. Belki dalgın bir gülümseme, belki telaşlı bakış ve belki hüzün dolu kaş çatış.
Günlerin farkına varabilmekte belki de bütün gizem. Ben şimdi bugünün heybesinde ne varsa dökmüşüm bir denizin kıyısında. Dünlerim kıymetlim, yarınlarım muamma. Tek tek dalgalara bırakıyorum almayacaklarımı yarınlarıma.Ve ben günlerimin değil,dünlerimin eseriyim aslında. Beni ben yapan bütün kötülere teşekkür ederim.
Karşılıksız Sevenlere
Özgürlüğümüz vardı bir zamanlar
Kanatsız uçup giden sonsuza
Bir deli tay gibiydik
Çocuktuk,annemizin eteklerine yapıştık mı
En mutlu insan bizdik
Özgürlük denilen şey anne kucağıydı sımsıcak
Korku ne imiş unuturduk
Umutlarımız vardı bir zamanlar
Bazen ana sütü kadar saf
Bazen de Dünyayı yıkacak kadar güçlü
Ama korkusuz ama dirençli
Deli akardı kanımız durmaksızın
Hayat çok uzak bir yerlerde
Henüz çalmamıştı kapımızı
Hayallerimiz sarıldığımız yorgandı
Umutsuzluk ne imiş unuturduk
Sevgilerimiz vardı bir zamanlar
Her gün yeniden aşık olurduk
Papatya fallarına bakar
Resimler yapardık buğulu camlara
Özgürdük ya umutluyduk ya
Hoyrat dalgalı bir deniz gibiydik
Uykusuzluk çekmezdik o zamanlar
Sevginin anlamını tam bilmezdik
Zamansız mı büyüdük
Farkına mı varamadık yılların
Hani deli taydık hani dalgalı bir denizdik
Neden böyle durulduk
Öğrendik sevmek neymiş özgürlük neymiş
Gözbebeklerimizi tavana dikip uyumamayı
Umutsuz umutlarla beklemeyi öğrendik
Özgürlüğümüz vardı umutlarımız vardı
Deli taylar gibiydik neden yorulduk.....
Yorum Yazın :Misafir