Yüce Allah, insanları iman, salih amel, güzel ahlâk, ibadet ve itâatleri veya inkâr, şirk, nifâk, isyan ve kötü davranışları, takva veya zulüm sahibi olup olmamaları açısından değerlendirir; onları servetleri, ırkları, renkleri, cinsiyetleri, dilleri, nesepleri, fizyolojik yapıları, engelli veya sağlıklı oluşları açısından değerlendirmez. Nitekim, Hucurat suresi 12. Ayette Yüce Rabbimiz "Allah katında en üstün olanınız en muttakî olanınızdır" buyurmaktadır, akabinde Alemlere Rahmet sevgili peygamberimizde, "Allah sizin sûretlerinize ve servetlerinize bakmaz. Fakat kalplerinize (iman veya inkâr hâlinize) ve amellerinize bakar" (Müslim, Birr, 32) Hadis-i Şerifini irad ederek, bu hususta önemli bir gerçeği ifade etmektedir.
Bu yazıya; Doğuştan, bir hastalık nedeniyle veya bir kaza sonucu bedensel veya ruhsal bozukluğu olan insanlara engelli denir, her insanın başına gelebilecek olan bu durum karşısında duyarlı olmalıyız, engelli insanlara acımak yerine, onları hayata bağlayacak davranışlarda bulunup yaşamalarını kolaylaştırarak mutlu olmalarını sağlamalıyız, diyerek te başlayabilirdim ama bu klasik başlangıç eminim bir çoğunuzu bu yazıyı okumaktan uzaklaştırırdı ya da okumaz yarım bırakırdınız, değil mi ? Ama Ayet meali ve Hadis-i Şerif ile başladım ki, vicdanlarınız birazcık ürpersin diye. Böyle bir yazıyı engelliler ile ilgili bir hafta ya da günde yazsaydım, ne kadar tesiri olurdu ki. Halbuki aramızda yaşayan bu insanların arz-ı halini gündem ile alakasız görünen bugün yazmak istedim.
Engelli kardeşlerimiz, her gün, her yerde, her ortamda yanımızda, yöremizde bulunan toplumumuzun vazgeçilmez bir gerçeği olan güzel insanlar. Belki sağlıklı olduğumuz için farkında değiliz onların yaşadıklarının ama bir gün bizimde engelli olmayacağımızın bir garantisi yok, öyleyse günlük hayatta, DUYABİLECEĞİMİZ, sesleri duyamayan, GÖREBİLECEĞİMİZ, güzellikleri göremeyen, DOKUNABİLECEĞİMİZ, bir şeylere dokunamayan, GİDEBİLECEĞİMİZ, yerlere gidemeyen, ANLAYABİLECEĞİMİZ, basit hadiseleri, anlayamayan birileri var etrafımızda farkındamısınız. Bir çoğunuz – ha evet farkındayız dediniz değil mi ? Nasıl farkındasınız, farkında olsanız engelli geçiş yerlerine hoyratça arabanızı bırakamazsınız, bu noktalara araba bırakanları uyarırsınız, araç park yeri bulmakta zorlanmayı bahane eden birini polise şikayet ettim, ne dediler biliyormusunuz ? – Beyefendi ruhsat sahibine ulaşamadık, çok komiğime gitmişti. Bu devletin polisi bir araç sahibine ulaşamadı, ulaşamamasının bir nedeni de eğer araç sahibinin (benim bildiğim birisi) etiketiyse yazıklar olsun. Farkındamıyız bu insanların varlığının, öyleyse neden siyasi amaç uğruna seçim zamanı bu insanların ziyaretine gidiyoruz sözler veriyoruz da, siyasi emelimize ulaşınca kurumumuzun imkansızlıklarının bahanesine sığınıyoruz bu insanlar bizden makul bir şey talep ettiklerinde. Manisa’da mücadele ettiği kendi futbol liginde iyi durumda olan bir “SAĞIRSPOR” umuz var biliyormusunuz, ya da hatırladınız mı ? ey siyasi güç sahipleri. Birbirinizin koltuklarını itip kakalayacağınıza, bu takıma koltuk çıksanıza. Bu yazdıklarımı bana gelen bir şikayet üzerine yazmıyorum ben, bir vesileyle kulağıma gelen bilgiler üzerinden ve sağlıklı bilgi olup olmadığını araştırdıktan ve hakikaten sıkıntı olduğunu tespit ettikten sonra yazıyorum. Aslında yazmasan daha iyi olur demelerine rağmen yazıyorum.
Ne diyordu Allah Resulü (as) veda hutbesinde “ tebliğ ettim mi ? şahitmisiniz ? “ ya Sahabeler – Evet ettin şahidiz, dememişlermiydi.
Duydunuz mu ? makam, mevki sahipleri, size bu güzel insanların dertlerini bir nebze de olsa anlatım mı ? Evet anlattım.
Hele seçimle iş başına gelenler, siz bu yazdıklarımı sakın görmezden gelmeyin aksi takdirde bir gün sandık önlerine geldiğinde bu insanlarda sizleri görmezden geliverirler de, köprü çayın ötesinde kalıvermiş olur.
Vesselam.
Yorum Yazın :Misafir