Hülya Pekçioğlu
15.10.2016 / 18:07

Mevsimler anlam veremediğimiz bir hızla geçiyor bizce Dünya'dan. Aslında biz geçiyoruz sıra sıra, mevsimler baki oysa. Henüz keşfedilmemiş zaman dilimi içerisinde yaşıyoruz hepimiz.Şu an yavaş olabilir ama çok hızlı yaşanmış gibi anılara karıştıktan sonra.Yazdıklarımız, çizdiklerimiz ve hatta son modamız öz çekimlerimiz geride kalacak olanlardır bizden sonra.Hafızalarda iz bırakabilmek hoş kokulu esintilerle rüzgara karışmak gibi. Farklı bir ahenk gönül gözü ile hissedebilmek belki de.
Zamanın zamansızlıklarına inat yazıyorum tam on üç yıldır ara ara ve her ne kadar inatçı olmasamda. Belki silinip giden bütün yaşanmışlıklara inadına yazmak. Yazmak ölüp giden zamanı ölümsüzleştirebilmek. Aynı duyguları yaşayan insanlara tercüman olmak. Anlamadığın,bilmediğin duyguları ki belki en derin yaralarını yazmak hikaye edasıyla ve bunu yaşatabilmek hiç tanımadığın, hiç tanımayacağın insanların hatıralarında.
Yazmak binbir derdin arasında, ufacık sevinçleri koyup kenara. Yazmak hayatın karmaşasında yazabilmek için bulduğum en dingin zamanlarda. Yazmak bu düzenli Dünya'da devrik cümlelerle. Galiba devrik cümleler kurmam hep bu yüzden. Farkına varmadan hiç şaşmayan düzene başkaldırı belki. Bir kez olsun rastlamadım yazın ardından gelen kışa, kıştan sonra güze ve sükutun bıraktığı çığlıkların sessizliğinin şaşırdığına rotasını kayıp giden yıldızlar gibi. Gecenin karanlığında açan yıldız çiçekleri karanlığa inat parlıyorlar belki.
Bazen bu kadar koşuşturma içinde rastlaşıyoruz sizinle. Eskiler bilir, biz on üç yıldır yazıyoruz ara ara. Şimdi olduğu gibi internet kullanımı yaygın değildi o yıllarda. Gazetemizin okuyucuları bizi tanır ayrı bir değer verir karşılaşır selamlaşırdık. Selamlaşmak ne güzel bir geleneğimizdi yanlış anlaşılma endişesi taşımadan. Ki ben geçen yıl geçen ayn hiç tanımadığım bir bayana ''günaydın'' dediğim için garipsenmiştim. Hoş, sonra garipseyen kişi kendine garip gelmişti ki ''tebessümle günaydın denmesine hasret kalmışız'' demişti.

Diyeceğim şu ki; rastlaşıyoruz bazen sokaklarda. Mesela geçen hafta yüzüme bakıp nereden tanıdığını anımsayamayan genç kızla ya da tanıyıp konuşma- konuşmama arasında bocalayan akranım güzel bayanla, hafifçe başını öne eğip selamlayan erkek kardeşlerimle. Ben özür diliyorum selamınızı, konuşma isteğinizi fark etmeden geçip gittiğim herkesten. Özür diliyorum facebook arkadaşlık isteği gönderip kabul edemediklerimden. Özür diliyorum bende insanım. Hatalarımla,doğrularımla buradayım. Herkes kadar insan, biraz fazla duyarlı. Özür diliyorum varsa selamını almadığım ve teşekkür ediyorum benim bile tahminimin çok üzerinde okuyucu oranıma. Ve ekliyorum özür dilerim.Teşekkür ederim.
Hoş bir seda bırakabilirsem ardımda, ne mutlu bana.

BİR TEZAT HAYAT İÇİMDEN GELDİĞİ GİBİ Zamansız Zamanlar SİZ BİLMEZSİNİZ HAYATINI YAŞA... BUGÜN GÜNLERDEN.... GECENİN KARANLIĞINDA AÇAN YILDIZ ÇİÇEKLERİ ÖĞRENDİM BAĞLANACAKSIN ! Başlıksız... Yazmak BU ŞEHİR GİDİN BU ŞEHİRDEN BİRİ SİZE BİRİ BİZE BAYRAMLAR Hayata bir mola sade... BİR UMUTTUR YAŞAMAK CAN KOMŞUM MANİSALIYIZ BİZ... Ben Söylemiştim…Sen Duymadın… NE OLACAK ŞİMDİ? ÇOK GÜZELSİN HAYAT, BİTMESEN... PARLAMENTERLER.... VE SEN GÜZEL İNSAN! KÖPRÜ ÜSTÜ DERELER DERT ORTAĞIM ENERJİN DÜŞMÜŞ Bizi dinler misiniz? GELSENİZE TAKINTILARIM ŞEKERLEMELERİN ARDINDAN SAHİ SEVGİ NEYDİ? ZAMAN YOK... AH ZAMAN AH KENDİNİ BULMAK BİR YENİ YIL KLASİĞİ YAŞAMAK YENİ BAŞTAN... O ADAM