AK Parti’nin Kurucu Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına seçilmesiyle birlikte AK Parti Genel Başkanlığına seçilen Ahmet Davutoğlu’nun ‘Eşini, işini ve evini değiştirenlerin peşine düşeriz, şüpheyle yaklaşırız. Parasal ilişkilerde dikkatli olun” uyarılarından sonra ‘AK Parti’deki AKP’liler Korku İçinde’ başlığı altında bir yazı kaleme almıştım. Zira Davutoğlu’nun bu uyarılarından rahatsız olan AKP’lileri korku sarmıştı.
Aradan geçen süre içerisinde AK Parti teşkilatlarında gözle görülür elle tutulur bir değişim olmayacağını anlayan AKP’liler, sevinç naraları atıyor adeta bayram yapıyorlardı.
Ama yaşadıkları bu sevinç fazla uzun sürmedi.
İl ve ilçe başkanlarını atama yetkisi MKYK tarafından Davutoğlu’nun elinden alınmasıyla başlayan süreç sonunda, Davutoğlu’nun 22 Mayıs’ta Kongre yapılmasına karar alındığını bu kongrede de aday olmayacağını açıkladığı gün AKP’lilerin bu sevinci kursaklarında kaldı.
AK Parti’deki AKP’lileri şimdi daha çok korku sarmaya başladı.
Bırakın korku sarmasını ve bu korkunun da kursaklarında kalmasını bugünlerde geceleri kabus bile görmeye başladılar.
Neden mi?
“AK Parti milletin partisidir. AK Parti’yi millet kurdu biz tabelasını astık” diyen AK Parti’nin Kurucu Lideri Recep Tayyip Erdoğan ile aynı dili konuşan aynı duyguları paylaşan, hava yolunu halkın yolu yapan, aynı şekilde teşkilatların yolunu da milletin yolu haline getirecek olan Binali Yıldırım’ın AK Parti Genel Başkanlığına seçilmesinden.
Bugün, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım’ın AK Parti Grup Toplantısında yaptığı şu konuşması en az benim kadar AK Partililerinde dikkatini çekmiştir diye düşünüyorum.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için ne diyordu AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım; “Yolun yolumuzdur. Davan davamızdır. Sevdan sevdamızdır. Bu dünde böyleydi. Yarın da böyle olacaktır"
Peki, bu yol da, Erdoğan’ı kabul etmeyen AKP’lilerle mi yürünecek?
Peki, bu sevdayı, Erdoğan’a hakaret eden AKP’liler mi yaşatacak?
Peki, bu davayı Erdoğan’a meydanlara çıkmasın diyen AKP’liler mi üstlenecek?
Bu üç sorunun cevabı elbette “hayır” olacaktır.
Başbakan Yıldırım’ın, yine dikkatimi çeken bir diğer cümlesi ise şu oldu; “ Dostlarımızın sayısını arttıracağız düşmanlarımızın sayısını azaltacağız."
Bu da demek oluyor ki; AK Parti’nin içindeki sözüm ona dost görünümlü AKP’lilerle yolların ayrılması ve Erdoğan’ın yolunu yol, davasını dava, sevdasını da sevda bilen AK Partililerle aynen 2002’de olduğu gibi kutlu yürüyüşe devam edilecek olmasıdır.
Bugünden itibaren, AKP’liler için günlük ve güneşlik olan hava yerini önce puslu, sonra çok bulutlu bir hava alacak. Ve hemen ardından fırtına kasırga derken yıldırımlar çakmaya başlayacak.
İşte çakan bu yıldırımlar çok yakın zaman da daha da şiddetlenerek AKP'lilere çarpacak
Bundan sonra yok artık onlar için günlük güneşlik hava.
Bundan sonra babalarının çiftliği gibi teşkilatları kullanamayacaklar.
Bundan sonra devletin kurumlarına nüfuz edemeyecekler.
Bundan sonra protokolden protokole koşamayacaklar.
Bundan sonra AKP'lilere rant kapıları bir bir kapanırken,
AK Partililere ise hizmet kapıları açılacak.
Yazıma, bir dönem AK Parti Manisa İl Gençlik Kolları Başkanlığı yapan Selman Alkış'ın sosyal paylaşım sitesi facebook hesabı üzerrinden yaptığı paylaşımla Son Nokta'yı koymak istiyorum.
Selam ve dua ile...