Tarih boyunca gerek coğrafyamız gerekse bu coğrafya üzerinde yaşayan milletimiz hep bir saldırı altında kalmıştır. Saldıranların amaçları bizi biz olmaktan çıkarmak. Benliğimizi, ruhumuzu, inançlarımızı, değerlerimizi almak.
Çanakkale’de toprağımızı, 28 Şubatta ruhumuzu, FETÖ (Fetullahçı Terör Örgütü) ile de dinimizi ve devletimizi almaya çalıştılar. Bizi yaraladılar, sarstılar ama yıkamadılar. Çünkü bu milletin vatanına, devletine ve dini İslam'a sahip çıkışı bir başkaydı. Cahil dedikleri, bidon kafalı dedikleri halk, evet belki roman okumuyordu ama olayları, hadisatı çok iyi okuyordu. Belki köyünden başka bir yer görmemiş insanımız kalp gözüyle oynanan oyunu çok iyi görüyordu. Mü’minin ferasetinden korkun. Çünkü o Allah'ın nuru ile bakar hadisinin manası bu millette tecelli ediyordu.
Milletimiz saftır…
Kalbi temiz, saftır.
Camide omuz omuza, saftır.
İnanır, saftır.
Paylaşır, saftır.
Saftır ama hastır. Yani saf olmayanı içinde barındırmaz.
Şu yaşadığımız günlerde tarih yazılıyor, sınırlar yeniden çiziliyor. Dünyanın egemen güçleri bir olmuş İslam'ın son Kalesi Türkiye'yi hedef almışlar. İnanın, onlar bizi bizden iyi tanıyorlar. Bu milletin gücünü ve neler yapabileceğini çok iyi biliyorlar. Bu yüzden çok ciddi bir saldırı altındayız. Evet savaştayız.
Ama merak etmeyin, etrafımızı saran ateş, İslam meşalesini yakacak, yeniden birliği tesis edecek ve sadece Ortadoğu’yu değil bütün dünyayı aydınlatacaktır.
Saflar netleşiyor…
Ebu Bekir’ler ile Ebu Cehil’ler ayrılıyor…
Yerli ve Milli olmayanlar bir bir ortaya çıkıyor…
İnsanların namazları ve oruçları sizleri aldatmasın manasındaki hadisi şerif ve aynı manadaki, Hz.Ömer'in nasihatı kulaklarımızda. Hizmet hareketi diye yıllarca insanımızın dini ve yardımlaşma duygularını sömüren ve ihanet eden FETÖ bunun bir örneği.
İhaneti gören bu millet ferasetiyle, hizmet hareketinin aslında kimlere hizmet ettiğini ilk kalkışmasında anladı. Safını belli etti. Bu millet, devletin bekasını, vatanın muhafazasını ve İslam'ın tarafını seçti. Pensilvanya'daki zat istediği kadar ayet ve hadis okusun artık bu gömlek onun üzerine oturmuyor.
Saflar netleşiyor…
Doğu’da da sözde Kürt kardeşlerimizin haklarını savunuyorum diyenlerin de maskeleri düştü. Niyetlerinin ülkeyi bölmek, kendilerinin ise bir maşa oldukları ortada. Bir devleti yıkarak, devlet kurmanın bir kazanç olmadığı da ortada…
Saflar netleşiyor…
Bu devleti yıkabileceğini, bu milleti bölebileceğini sanan “saflar”, yine bunların kullandıkları İslam’a hizmet ettiğini sanan “saflar” ve bu topraklarda Kürdistan kurulacağını sanan “saflar” bir tarafta, devletine, vatanına ve dinine sahip çıkan Yerli ve Milli olanlar bir safta.
Artık saflar netleşti…
Ya Hak’kın ve hakikatin yanında olacağız ya da bâtılın ve yalanların.
Batının dayattığı sözde demokrasinin, sözde hukukun üstünlüğünün, FETÖ ‘nün taşeronluğunu yaptığı ılımlı İslam'ın, sadece kendi çıkarlarına hizmet eden bir aldatmaca, kocaman bir yalan olduğunu hemen yanı başımızdaki komşu ülkelerde yaşanan olaylarla malesef acı bir şekilde öğrendik.
Artık oynanan tiyatroya, oyunlara aldanmayın. Hakikati arayın. İnsanların ne söylediğine değil ne yaptığına bakın. Bakın, ama kalp gözünüzle, iman nuruyla…
Ve vicdanınıza danışın. O sizi yanıltmaz. Göreceksiniz safların netleştiğini…
Safınızı belirleyin. Nemrud'un ateşini söndürmek için su taşıyan karınca misali gibi İbrahim'in safında yerinizi alın. Ben ne yapabilirim demeyin. Duyurun sesinizi, gösterin iradenizi. Bilsinler, Hakkı tutup kaldıracak Asımın neslini. Bilsinler ki yeltenmesinler…
Sefer bizim, zafer Allah'ın, akıbet müttakilerindir.
İnanın…