Makus talihimizin yönünü değiştirmede büyük bir öneme sahip olan Millî Mücadele dönemi, millet olarak bir dönüm noktamızdı adeta. Tarihin bu sürecinde millet olarak topyekûn sarsılmaz bir iman ile mücadele verdik ve bu mücadelemiz tarihe altın harflerle yazıldı. Ecdadımızın bu zaferi nesilden nesile aktarılmakta. Millî Mücadele döneminde yurdun dört bir yanında destansı kahramanlıklar ortaya koyan, yaptığı işlerle milletin gönlünde taht kuran cengâver kahramanlarımız olmuş. İşte o kahramanlardan bir tanesi de Adana’nın kurtuluşunda büyük rol oynayan Manisalı Ali Bey’dir.
Bu sene Ramazan ayı başında Adana’ya yaptığım bir seyahatte Seyhan ilçesinde kaymakamlık görevi yapan İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden okul arkadaşım Ekrem İnci’ye yaptığım ziyaret esnasında Manisalı olmam hasebiyle şahsıma Yusuf Delikoca’nın kaleme aldığı “Manisalı Ali Bey” isimli kitabı hediye etti. Kitap her zaman en güzel hediyedir. Bir de bu kitap doğup büyüdüğüm topraklar olan şehzadeler şehri Manisa’mızda dünyaya gelen ve özellikle ülkemizin güneyinde ve bütün vatan sathında kahramanlık destanları yazan bir hemşerimiz Ali Bey’in kahramanlıklarını anlata gelen bir kitap olunca benim için bu hediyenin ayrı bir anlamı oldu.
Adana’nın Seyhan ilçesinin kent kültürüne büyük katkıları olacak olan Yusuf Delikoca’nın kaleme aldığı Manisalı Ali Bey isimli kitap, Cumhuriyetin 100. yılı anısına çok anlamlı bir çalışma olmuş. Bir solukta okuduğum bu kitapla tanıdığım Millî Mücadele kahramanı Manisalı Ali Bey’i sizlere tanıtmak ve böylesi kahramanların unutulmaması her daim yad edilmesi için bu yazıyı keleme almış bulunuyorum. Bir anlamda kitabın tahlili olacak bu yazım Manisalı Ali Bey’i bize aktaran yazarında emeğine saygı ve teşekkür niteliği taşımış olacak.
Adana ve çevresinin önde gelen Kuva-yi Milliye komutanlarından Kurtuluş Savaşı gazisi Manisalı Ali Bey 1885 yılında Manisa'nın Kula ilçesinin Seyit Ali mahallesinde dünyaya gelmiştir. O yörenin Türkmen efelerinden Bozoğlanoğulları ailesine mensup olan Manisalı Ali Bey’in çocukluk ve gençlik yılları Osmanlı Devleti’nin çöküş yıllarına denk gelmiştir. Zorlu geçen o yıllarda ilk eğitimini mahalle mektebinde başlamış daha sonra ailesiyle birlikte çiftçilik ile uğramıştır. Gençlik yılları fırtınalı geçen Manisalı Ali Bey asker olmak hevesi ile 17 yaşında iken köyünü terk ederek İstanbul’a gelir ve gönüllü olarak askere yazılır. İstanbul’da askeri kışlada silah ve askeri eğitim aldıktan sonra Osmanlı ordusuna katılarak orduyla birlikte Manastır’a geçer. Manastır’da milli duygularla dolup taşan Manisalı Ali Bey ilk görevini burada alarak o dönemlerde bölgede çeşitli isyan hareketleri gerçekleştiren Yunan çetelerine karşı vatanı korumaya başladı. Çetelerle yaptığı mücadelelerde önemli kahramanlık göstererek burada komutanlarının da sevgisi ve beğenisini kazanmıştır. Yunan çeteleri ile amansız mücadele ederken o yıllarda yolu Gazi Mustafa Kemal ile kesişir. Yaptığı mücadele büyük takdir toplar. Topçu çavuşu olan Manisalı Ali Bey bundan sonra Mustafa Kemal’in Hareket Ordusu içinde yer alır. 1. ve 2. Balkan Savaşlarına katılarak burada büyük fedakârlık göstermiş yaptığı kahramanca çarpışmalar neticesinde komutanlarının takdirini kazanmıştır. Ordu’da gösterdiği büyük başarı ve cesaret sonrasında 1. Dünya Savaşı başlamasıyla Teşkilat-ı Mahsusa’ya dahil edilmiştir. Erzurum, Bitlis, Van ve Bağdat’ta görevler yapmıştır. 1915-1916 yıllarında Bağdat’ta bulunan Manisalı Efe olarak anılan Ali Bey daha sonra 1917’de Filistin Cephesi’ne geçmiştir. Burada İngiliz ve Fransızlara karşı yapılan mücadelelerde yer almış defalarca yaralanmasına rağmen iyileşip cephedeki vazifesinden geri kalmamıştır. Filistin Cephesi’nde Osmanlı ordusu zayıflayınca buralardan geri çekilinmiş ve Suriye sınırına gelinmiştir. Suriye sınırında da savunma savaşlarında büyük yiğitlik gösteren Manisalı Ali Bey burada tekrar yaralanmış ve Halep hastanesinde uzunca bir tedavi görmüştür. Mondros Mütarekesi ile 1. Dünya Savaşı sona erince ve tedavisi tamamlanınca yurda dönmüştür. Balkanlar, Kafkaslar ve Arap çöllerinde büyük yiğitlikler gösteren Manisalı Ali Bey’i yeni bir yiğitlik cesareti bekliyordu. Mondros Mütarekesi sonrası Anadolu toprakları düşmanlar tarafından bir bir işgal edilmeye başlanmıştı. Bunun üzerine Anadolu direnişi ve Kurtuluş Savaşı’nın başlaması ile bu kez Manisalı Ali Bey Adana bölgesinde kendisini göstermeye başladı. 1907 yılında başladığı askerlik hayatında sayısız başarılar gösterdikten sonra şimdi de Adana’yı işgal eden Fransızlara karşı bir yenisini ekleyecekti. Adana’da Fransız işgaline ve Ermeni zulmüne karşı gerçekleştirilen büyük direnişin öncülerinden olan Manisalı Ali Bey bir ara Fransızlar tarafından tutuklanıp hapse atılmış ancak hapisten kaçarak 1920 yılının şubat ayında Niğde’de Ahmet Remzi Yüreğir’in başkanlığında kurulan Adana Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin yönetimine katılmıştır. Karaisalı, Pozantı ve Tarsus cephelerinde liderlik yaparak Fransızlara karşı savaşmış ve Bolu, Düzce, Konya, Karaman isyanlarının bastırılmasında önemli rol oynamıştır. Sakarya Savaşı ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nde de görev alarak bu cephelerde de büyük yiğitlikler ve kahramanlıklar göstermiş ve 9 Eylül 1922’de İzmir'e giren kahraman askerler arasında da yer almıştır.
17 yaşında iken gönüllü olarak cepheye koşan Manisalı Ali Bey, 13 Nisan 1925 tarihinde Yüzbaşı rütbesiyle ordudan terhis olmuştur. Yaptığı sayısız kahramanlıklar neticesinde 2 farklı İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmiş ve Cumhuriyet tarihinin iki İstiklal Madalyasına sahip tek kahraman olarak tarihe geçmiştir. Terhisinden sonra hayatına Adana’da devam etmiş burada ölümüne kadar çiftçilik ile uğraşmış aynı zamanda Ege Palas ismini verdiği bir oteli işletmiştir.
Her yıl 5 Ocak’ta kutlanan Kurtuluş bayramlarına katılan Manisalı Ali Bey, 1935 yılının mayıs ayında Genel Kurmay Başkanlığı Harp Tarihi ve Akademisi tarafından hazırlanan Adana Kurtuluş Savaşı’nın gerçek gazileriyle Kurttepe sırtlarında ve Adana sokaklarında çekilen filmin başrolünde oynamıştır. Kahraman bir gazi olan Manisalı Ali Bey 1934’te çıkan Soyadı Kanunu ile “Manisalı” soyadını almıştır. Yüreği hep vatan ve millet sevgisiyle dolu olan Manisalı Ali Bey, 22 Şubat 1938'de 53 yaşında iken Adana’da vefat etmiştir. Kabri Adana Asri Mezarlığına defnedilmiştir. Günümüzde adı, Adana'nın Seyhan ilçesinin eski caddelerinden birinde yaşatılmaya devam etmektedir. Adanalıların hafızasında büyük bir yer edinen Manisalı Ali Bey, kahramanlığıyla Adanalılarca bugün de saygıyla anılmaya devam ediyor.
Kahraman Manisalının ardından söylenen “Manisalı Ali Bey, yılmaz yıldırır” sözü tarihe geçmiş, savaş yıllarından kalma bu sözden dolayı da Adana’da doğan iki oğlundan birincisinin adını “Yılmaz” ikincisininkini de “Yıldır” koymuştur.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Silah Arkadaşı unvanını alan Kurtuluş Savaşı Gazisi iki İstiklal Madalya sahibi Milli Kahraman Manisalı Ali Bey’in hayatını kitaplaştırarak Cumhuriyetin 100. Yılı Anısına yayınlayıp okuyuculara ve yayım hayatına kazandıran araştırmacı yazar Yusuf Delikoca’ya ve böylesi anlamlı bir eseri şahsıma hediye eden Seyhan Kaymakamı İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden okul arkadaşım Ekrem İnci’ye şükranlarımı sunuyorum.