Yakın siyasi tarihimizin önemli figürlerinden birisi olan Süleyman Arif Emre, “Siyasette Otuz Beş Yıl” isimli kitabı ile hatıralarını belgeleyip ve yayın hayatına kazandırarak bizlere bir dönemin nasıl yaşandığını anlatmaya çalışmıştır. Ülkemize bulunduğu görevlerde çok büyük katkıları olmuş olan Süleyman Arif Emre’nin 3 ciltten oluşan bu kitabını birkaç kez sindirerek okudum. Her okuyuşumda tarihin o sayfalarına gitmekle birlikte naif, beyefendi ve vakarlı duruşuna şahitlik ettiğim Süleyman Arif Emre’nin tanınması gerektiği ve yaptığı güzel işlerin bilinmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu sebeple bu yazımda sizlere şiirleriyle bizi heyecanlandıran siyasetteki duruşu ile bir davayı temsile eden büyüğümüzü tanıtmaya, anlatmaya çalışacağım.
Cumhuriyetin kurulduğu 1923 yılında Adıyaman'ın Besni ilçesinde dünyaya gelen Süleyman Arif Emre’nin çocukluğu Besni’de geçer. O günkü hayat şartları nedeniyle lise tahsiline önce Malatya’da başlar daha sonra da Ankara Gazi Lisesi’nde devam eder ve buradan mezun olur. Gazi Lisesi Süleyman Arif Emre’nin önünün açılmasına da vesile olur. Lise eğitiminden sonra kazandığı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesine kayıt yaptırır ve buradan 1944 yılında mezun olmayı başarır. Aynı zamanda da önce Ankara Defterdarlığı akabinde de sırasıyla İçişleri Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığında çeşitli görevlerde bulunmuştur. Devlet memurluğunun yanı sıra Ankara ve Adıyaman'da serbest avukatlıkta yapan Süleyman Arif Emre için siyasetin yolları 1956 yılında Hürriyet Partisi ile açılır. Daha sonra 1961 yılında memleketi Adıyaman'da Yeni Türkiye Partisi il teşkilatını kurar. 1965 yılında yapılan genel seçimde de YTP’den milletvekili seçilerek Parlamento’ya girer. Mecliste başta Hasan Aksay olmak üzere kendi fikriyle uyuşan birçok milletvekili ile tanışma ve arkadaşlık kurma imkânı elde eder.
Süleyman Arif Emre, Türkiye siyasi hayatının ortalama son elli senesine şahitlik etmiş birisi olarak 1970 yılında Prof. Dr. Necmettin Erbakan liderliğinde kurulan Millî Nizam Partisinin kurucuları arasında yer almıştır. O dönemleri kaleme aldığı “Siyasette 35 Yıl” isimli kitabında şöyle anlatmaktadır. “Milli Nizam yılları, Erbakan Hoca ile birlikte Millî Görüş Hareketi’nin temellerini oluşturduğumuz yıllar. Meclis’te, Necmettin Erbakan’la ilgili intibalarımı Osman Yüksel rahmetliye açtım. Sevincinden uçtu. ‘Tamam Arif, bu iş oldu. Bu şahıs milletimizin tam istediği adam hem aksiyon hem de ilim adamı, bravo sana.’ Diğer arkadaşlarımız da aynı fikirdeydiler. Ama iş daha kendisine anlatılacak, teklif yapılacak olgunluğa gelmiş değildi? İş nihayet o olgunluğa geldiğinde, Necmettin Erbakan’ı o zamanlar Genel Sekreterliğini yaptığı Odalar Birliğindeki makamında ziyaret ettik. “Ansızın mevzuya girdim” der Arif Emre. “Cenabı Hakk’ın size verdiği kabiliyet ve meziyetleri, burada sadece ticaret dünyasının işleriyle harcamanız doğru değildir. Daha mühim ve kapsamlı işlerde kabiliyetlerinizi ve zamanınızı kullanmalısınız. Bizim davamızın bir karargâhı yok, bir lideri yok, bizim görüşümüzde olanlar muhtelif siyasi partilere sığıntı olarak dağılmış hem kendileri hem zihniyetleri hor görülüyor, üvey evlat muamelesi yapılıyor. Ben Meclis’te ve siyasi hayatta mevcut liderlerin çoğunu yakından tanıdım. Sizinle onları mukayese ediyorum. Allah’a şükür sizi hepsinden daha liyakatli ve müsait görüyorum. Buradan ayrıl, siyasi partimizi kuralım.”
Bu konuşma bugünün siyasetine uzanan bir sürecin ilk adımlarını oluşturmuştur. 1971 yılında kurulan Milli Nizam Partisi’nin parti programını Süleyman Arif Emre, parti tüzüğünü ise Hasan Aksay hazırlamıştır. Millî Nizam Partisi’nin kapatılması üzerine 11 Ekim 1972’de kurulan Milli Selamet Partisi’nin kurucu genel başkanı olan Süleyman arif Emre MSP’nin 1974’te CHP ile ve 1977’de AP-MHP ile kurduğu koalisyon hükümetlerinde Devlet Bakanı olarak görev yapmıştır. Bakanlık yaptığı dönemlerde beyefendi duruşu ve yaptığı hayırlı işlerle takdir toplamış ve herkesin gönlünde taht kurmuştur. 12 Eylül 1980 Askeri Darbenin ardından MSP’nin kapatılması sonucunda bir süre tutuklu olarak Mamak Sıkıyönetim Mahkemesinde yargılanmış ancak kısa süre içinde beraat etmiştir.
1983 yılında kurulan Refah Partisi’nde kurucular kurulu arasında yer almış ve MKYK üyesi olmuştur. Refah Partisi’nin de kapatılması üzerine kurulan Fazilet Partisi ve Saadet Partisi’nde görev alan Süleyman Arif Emre, 21 Temmuz 2019 Pazar günü İstanbul’da 96 yaşında vefat etmiştir. Cenazesi Ataşehir'deki Mimar Sinan Camisi'nde kılınan namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı'nda defnedilmiştir.
Gerçek bir devlet adamı ve siyasetçi kimliğinin yanı sıra iyi bir şair, yazar olan Süleyman Arif Emre’nin şiirleri, 28 Şubat döneminin gençliğine ilham olan ezgilere de dönüşmüştür. Bir çoğumuzun ismini duyduğu ve belki de yakinen tanıdığı Mehmet Emin Ay’ın seslendirdiği “Kan Tutar” şiiri Süleyman arif Emre’nin kaleme aldığı şiirlerden biridir. Yeri gelmişken bu şiiri kısaca hatırlayalım.
Leblerimle emrine âmâdedir cânım benim
Al da bir bûseyle öldür haydi cânânım benim
Lâl olur birden dilim bilmem neden görsem seni
Görmesem kalmaz karârım dinmez efgânım benim
Hasta gönlüm çok zamandır iftirâkından harâb
Olmadım bir lahza rahat geçti devrânım benim
Mübtelâyım bir ümitsiz gizli derdin zehrine
Bu sebepten her geçen gün düştü dermânım benim
Yok teselliden nasîbim vermeyin zahmet bana
Etmeyin bunca eziyet az mı hicrânım benim
Kantutar sen her bakışta kastedersen cânıma
Yâremi sar melhem ol da akmasın kânım benim
Arif Emre her ne etse râzıdır fermânına
Sahibimsin hem efendim hemde sultânım benim.
96 yıllık ömrüne birçok şeyi sığdırmayı başaran Süleyman Arif Emre edebiyatçı kimliği ile Aşkın Aşkı, Suların Şarkısı, Namazın Hayati Özellikleri, Siyasette 35 Yıl ve İdari Yargı Pratik Çalışma Kitabını yayın dünyasına kazandırmıştır. Bununla birlikte yazdığı şiirlerin bir kısmı bestelenerek 90’lı yıllarda gençlerin dinletisi ve beğenisini kazanmıştır. Bir ömre bu kadar faydalı işleri sığdıran Süleyman Arif Emre’yi rahmet ve minnetle anıyorum.