Gül, Ey Mekke!
Gün senin günündür!
FETİH;
KARANLIKTAN AYDINLIĞA,
ZULÜMDEN ADÂLETE DÖNÜŞTÜR!...
Fethin anlamını idrak edip yaşayabilme dileğiyle...
“Ey Mekke, dünyada en çok sevdiğim şehir sensin ama senin çocukların beni burada bırakmıyor” serzenişinin mahzun bir ayrılıkla Arş'ı titremesiyle, Allah'ın vaadi gerçekleşti: “Doğrusu biz, sana apaçık bir fetih ihsan ettik.”(Fetih,1)
Mekke’nin Fethi, İslâm tarihinin dönüm noktalarından biridir. Mekke’nin fethi ile hem yürekler fethedilmiş, hem İslâm beldelerinin fethinin başlangıcı olmuştur.
Mekke’nin Fethi; affın ve iyiliğin, dünyada başka örneği olmayan muhteşem bir timsal bir gündür.
İçlerinden seçilen Kutlu Elçi'ye (sav) ve ona inanan mü'minlere, itibarsızlaştırma, değersizleştirme iftiralarıyla her türlü işkenceyi, ablukayı, vahşeti, eza ve cefayı insanlık dışı yollarla reva görenler, mü'minleri açlığa mahkûm edenler ve sonra öldürmeye teşebbüs edenler, evlerini, mallarını gasp ederek yurtlarından kovanlar, tüm bu yaptıklarından dolayı utanç içinde, başları önlerinde Âlemlere Rahmet olarak gönderilen Kutlu Nebi, Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa Sallahü Aleyhi Vesellem Efendimizin önünde duruyor ve kendileri hakkında peygamberin vereceği kararı bekliyorlardı.
O günkü savaş hukukuna göre hepsi öldürülebilir, hepsi köle yapılabilir, hepsinin mallarına el konabilir, şehir yağmalanabilirdi.
Hazreti Rasûlullah Sallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz başları öne eğilmiş Mekkelilere sordu:
- “Ey Mekkeliler size ne yapacağımı düşünüyorsunuz?
-"Sen kerim bir babanın oğlu, kerim bir kimsesin. Senden yalnızca iyilik bekleriz." dediler.
Bunun üzerine Rasûlullah Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem:
- Ben size Hz. Yusuf’un kardeşlerine dediğini diyorum. “Size bugün hiçbir başa kakma ve ayıplama yoktur, gidin serbestsiniz.”
Bu davranışla ikinci fetih, gönül fethi de gerçekleşmişti, kadın-erkek gelip Peygamber Efendimiz Sallahü Aleyhi Vesellem'e biat ettiler.
31 Aralık günü asıl olan mesele; Mekke Fethedilmiş, Kâbe, putlardan temizlenmiştir.
Bugün İslâm dünyası yeni fetihler ve fatihler bekliyor. Kudüs yeniden özgürlüğüne kavuşmayı beklerken, Ayasofya 2. bir Fatih bekliyor.
Suriye, Irak, Mısır, Kuzey Afrika, Orta Afrika, Balkanlar, Kafkaslar, Doğu Türkistan, Myanmar, Arakan Fatihler ve Fetihler bekliyor.
Merhamet Fatihlerini, gönül Fatihlerini, sorumluluğun hakkını verecek yiğitleri bekliyor.
Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek,
Dağlardan çektirilen, kalyonlar çekilecek,
Kerpetenlerle sûrun dişleri sökülecek!
Yürü, hâlâ ne diye oyunda, oynaştasın?
Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!
* * *
KARANLIĞIN ORTASINDA, PARLAYAN BİR GÜNEŞ GİBİ,
iMANIN DOĞDUĞU ŞEHİR; MEKKE.. MEKKE, GÜZEL ŞEHİR!...
BİR KUŞ OLSAM, UÇSAM SANA, SÜZÜLSEM SOKAKLARINA,
ÇİĞDEM OLSAM ÇİÇEK AÇSAM, KAVRULAN O TOPRAĞINDA...