Şanlıurfa insanlık tarihi boyunca önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Şehir antik çağlardan bu yana birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Hatta son dönemde Göbeklitepe de yapılan kazı çalışmaları şehrin tarihini Cilalı taş Devrine kadar götürmektedir. Nuh Tufanı’ndan sonra kurulan ilk şehirlerden biri olduğu da rivayetler arasında yer almaktadır. M.Ö. 2000’li yıllarda yaşamış olan Hz. İbrahim Peygamber de bu şehirde dünyaya gelmiş ve yine burada Nemrut tarafından ateşe atılmıştır. Şehirde sırasıyla Asurlular, Medler, Persler, Makedonyalılar, Selevkoslar, Romalılar, Bizanslılar, Araplar, Selçuklular, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlıların hakimiyet kurmuştur. Bütün bu devletlere ve kültürlere ait izler şehirde yer almaktadır.
Birçok medeniyetin izlerinin yer alığı Şanlıurfa da en dikkat çeken yönü taş yapılı evleri. Anadolu'nun taş yapı ustalığının en güzel örneklerinin yer alığı bu şehir adeta taş eler ile geçmişten geleceğe bir köprü oluşturmaktadır. İnsanı ilk gördüğünde hayretler içerisinde bırakan Şanlıurfa taş evleri Anadolu evleri arasında ayrı bir gurup oluşturmakta ve bu evler yüzyıllardan beri bölgede süre gelen bir mimari geleneğe dayanmaktadır. Bu yapılar yapılırken bölgenin orman kaynakları açısından yoksun olması nedeniyle taş kullanılmıştır. Özellikle de Nahit taşı diye bilinen Urfa’ya özgü bir taş kullanılmıştır. Şehrin güneybatı kesimdeki dağlarda bulunan kalkerli Nahit taşının (Urfa Taşı) estetik duruşu, işlemeye ve hava şartlarına elverişli olması sebebiyle mimaride ana malzeme olarak bu taşın kullanılması ön plana çıkmıştır. Gerek malzeme seçimi ve gerekse plan uygulaması yönünden Urfa evlerinde ve evlerin oluşturduğu sokak görünümlerinde iklimin de çok büyük etkisi görülür. Zira Nahit taşından yapılmış kalın duvarların ve tonoz örtülü toprak damların kullanılmasıyla yaz aylarında gölgede 45-50 dereceye kadar ulaşan sıcaklığı büyük ölçüde hafifletmekte insana ferahlık ve serinlik vermektedir. Bu evlerin bulunduğu yerlerde dikkat çeken bir unsur da sokakların oldukça dar olması, evlerin duvarların yüksek tutulması. Bunun sebebi ise hemen hemen günün her saatinde güneşten korunmak ve sokaklarda yürüyen insanların güneşten yanmasını biraz olsun engellemek. Bu mimari anlayışı ta o zamandan ortaya koyan mimarlar gerçekten çok ince düşünceliymişler.
Şanlıurfa evlerinin dikkat çeken bir özelliği de adeta bir sarayı andırır vaziyette oluşu. Evlerin iç kısımlarında genellikle ahşap ve taş süsleme göze çarpmaktadır. Evin ortasında sofa tarzında büyükçe bir avlu dikkat çekmektedir. Bu avluların çoğunda da birer nar ağacı bulunmaktadır. Konak tarzında yapılmış evler genelde çok odalıdır. Birçoğunda 10’dan fazla oda bulunmaktadır. Odalardan birisi de Zerzembe diye isimlendirilen kiler olarak kullanılmaktadır. Urfa evlerinin haremlik ve selamlıklı olarak inşa edilmeleri ve sokak tarafından penceresiz, yüksek duvarlarla çevrilerek gizlenmeleri İslam’daki aile hayatının mahremiyetinin bir gereği olarak ortaya çıkmıştır.
Günümüze kadar özgünlüğünü koruyan geleneksel Urfa evleri mimari özellikleri açısından da önemini korumaktadır. Bugün birçoğu butik otel kompleksine çevrilen bu evler inşa edildiği dönemin sosyo-ekonomik durumunu da yansıtmaktadır. Dönemin sanat anlayışının da hâkim olduğu evlerden birisi de kesin yapım tarihi bilinmemekle birlikte 1200 yıllık bir yapı olan ve Geç Bizans döneminde yapıldığı tahmin edilen Süryani Manastırıdır. Bugün bu Manastır Balıkesirli hemşerim ve çocukluk arkadaşım Sadettin Uçar’ın da ortaklığını yaptığı Nahrin Hotel&Art olarak hizmet vermektedir. Kesme kalker kalsiyum taşı olarak bilinen Urfa Nahit Taşı’nın bütün özelliklerini görebildiğiniz bu otel şu anda butik kapsamda Şanlıurfa’yı ziyarete gelenlere otel hizmeti vermektedir. Balıklı Göl’e 120 metre mesafede tarihi Bıçakçı Mahallesi'nde bulunan otel, şehirdeki bütün müzelere sadece 7 dakika yürüme mesafesindedir. İki avlulu bu yapının güneyde bulunan kısmı şu anda 5 adet Double oda, 2 adet Triple Oda, 3 adet Family Quad oda ve 1 adet King Suit double oda olmak üzere toplamda 11 oda ve 30 yatak kapasiteli olarak hizmet vermektedir. Kuzey kısmı ise restorasyon halinde olup çok kısa zamanda o bölüm de misafirlerin hizmetinde olacaktır. Otelin restoran ve terasları olup 200 kişiye kadar açık, 100 kişiye kadar kapalı mekanlarda yemek ve eğlence etkinlikleri yapılabilmektedir. Otelde belirli günlerde bölgeye has bir etkinlik olan "Sıra Gecesi" yapılmaktadır. Otelin terasında Harran başta olmak üzere Şanlıurfa’yı kuşbakışı izleyebilirsiniz. Ayrıca Hz. İbrahim Peygamberin ateşe atıldığı mancınıkları da çok yakınınızda gibi hissederek görebilirisiniz. Güler yüzlü personeli, zengin dünya mutfağının çeşitliliği, havanın sıcaklığına rağmen misafirlerine serin bir atmosfer sunan Nahrin otel rüya alemi değil gerçek bir alem size sunmaktadır.
Son dönemde Göbeklitepe’nin faaliyete geçişi ve buna paralel olarak Şanlıurfa’da turizm destinasyonun artışı Urfa Evleri’nin birer butik otel olarak hizmet vermesini sağlamış. Bunu öngören Sadettin dostumda butik otellerine yenilerini eklemeye devam ediyor. Bir vesile ile Şanlıurfa’ya yolunuz düşerse nerede kalacağım diye düşünmeyin Nahrin Hotel&Art size evinizin sıcaklığını aratmayacaktır. Otel hakkında detay bilgiyi Instagram hesabından da takip ederek öğrenebilirisiniz.