Hemen hemen her okulda etkinliklerde okunulan şiirlerden bir tanesi de Arif Nihat Asya’nın bayrak şiiridir. Mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü diye hitap ettiği bayrağımızı kız kardeşinin gelinliğine, şehitlerimizin örtüsüne benzeten Arif Nihat Asya şair, öğretmen ve siyasetçi olarak Cumhuriyet dönemine damga vurmuş bir kişidir. Kendisine olan hayranlığım Yavuz Bülent Bakiler ağabeyimizin yazdığı “Arif Nihat Asya İhtişamı” kitabını okuyunca bir kat daha artmıştı. Yavuz ağabeyimizin yazdığı bu kitabı hepinizin okumasını tavsiye ederim. Akıcı bir üslupla üstadı ve güzel insanı bizlere tanıtmaya çalışmış. Bende ölümünün 48. yıldönümünü kutladığımız bu günlerde kendisini rahmet ve minnetle anıyorum. Kısa da olsa bayrak şairini ve ülkenin dört bir köşesinde öğretmenlik yapmış bu güzel insanı sizlere tanıtmak adına bu yazıyı kaleme almış bulunuyorum.
Kaleme aldığı bayrak şiiriyle Türk edebiyatında unutulmaz isimler arasına giren Arif Nihat Asya 7 Şubat 1904 tarihinde İstanbul ilinin Çatalca ilçesine bağlı İnceğiz Köyü'nde dünyaya gelmiştir. Babası Tokatlı Zîver Efendi, Arif Nihat Asya henüz 1 aylık iken yakalandığı veba hastalığına yenik düşerek vefat etmiştir. Babasının vefatı sonrasında annesi Tırnovalı Zehra Hanım yeni bir evlilik yaparak Filistin’e yerleşmiştir. Babasından sonra annesinin de yokluğu üzerine kendisine 3 yaşından itibaren akrabaları sahip çıkmış ve onu büyütmüştür. Öğrenim hayatına İnceğiz Köyünde ilkokula başlayarak adım atmıştır. Bu sırada babaannesinin ölümü üzerine bakımını üstlenen halası ile birlikte Balkan Savaşı’ndan kısa bir süre önce İstanbul’a göçmüştür. İstanbul'da Kocamustafapaşa ve Haseki mahalle mektebinde devam etmiştir. I. Dünya Savaşı yıllarında Gülşen'i Maarif Rüştiyesi'ne kayıt taptırarak eğitimine burada devam etmiştir. Bu dönemde hâkim olan milliyetçilik duygularının etkisiyle şiir yazmaya başlamıştır. Orta tahsilini parasız yatılı olarak Bolu Sultanisi’nde başlamış ancak bu okulun kapanması üzerine naklini, Kastamonu Sultanisi'ne aldırtmıştır. Lise tahsiline devam ettiği Kastamonu’da bulunduğu yıllarda kişiliği gelişmiş ve burada etkilendiği kişilerle sanat alanında da kendisini geliştirmeyi ihmal etmemiştir. Bu süreçte şiire olan ilgisi daha da artmış, hocası Enver Kemal Efendi’nin yönettiği Gençlik isimli dergide ilk şiirleri yayımlanmaya başlamıştır.
Liseyi Kastamonu’da bitirdikten sonra eğitimine, bugünkü adı İstanbul Üniversitesi Yüksek Öğretmen Okulu olan üniversitenin Edebiyat Bölümü’nde devam etmiştir. Burada okuduğu yıllar olan 1924 yılında ilk şiir kitabı olan Heykeltıraş’ı yayın hayatına kazandırmıştır. Üniversite’de eğitim gördüğü son sınıfta iken Semiha hanım ile evlenmiştir.
1928 yılında üniversiteden edebiyat öğretmeni olarak mezun olmuş, mezun olur olmaz da Adana’ya tayini çıkmış burada Adana Kız Lisesi ile Adana Erkek Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği ve idarecilik yapmıştır.
Adana’da öğretmenlik yaptığı dönemlerde 1933 yılında Üsküdar Mevlevihanesi’nin son şeyhi Ahmet Remzi Akyürek ile tanışan Arif Nihat Asya, dervişliğe ilk adımını atmış ve burada gösterdiği gayret ve cehd sonucunda dervişlikten şeyhliğe kadar yükselmiştir. Bu dönemde milli duygular ile yazdığı şiirlerine tasavvufi şiirlerde eklemeye başlamıştır.
Adana’da görevine devam ettiği dönemde 1940 yılında, Adana’nın düşman işgalinden kurtuluşunun yıldönümü olan 5 Ocak günü yapılacak kutlama törenleri için kaleme aldığı “Bayrak” şiiri ile tanınır ve bilinir oldu. Bugün de büyük bir coşku ile okuduğumuz bayrak şiiri önce Görüşler dergisinde yayımlanmış daha sonra da 1946 yılında ilk baskısı çıkan Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor isimli şiir kitabının ilk baskısında yer almıştır.
Arif Nihat Asya iki çocuğu olduğu ilk evliliğini 1941 yılında noktalayarak, şair ve kimya öğretmeni olan Servet Akdoğan ile ikinci evliliğini yapmıştır. Bu evliliğinden de iki çocuğu dünyaya gelmiştir.
Adana’dan Malatya Lisesi’ne müdür olarak atanan Arif Nihat Asya burada görev yaptığı süre içinde dönemin Maarif Vekili Hasan Ali Yücel ile yaşadığı sert tartışma sonucunda tekrar Adana’ya edebiyat öğretmeni olarak dönmüştür. Kısa bir süre sonra da 1948 yılında Edirne’ye sürgün edilmiştir.
1950 yılında siyasete merak saran Arif Nihat Asya, yeni kurulan Demokrat Parti’den Adana milletvekilliği için listeye girerek milletvekili seçilir. Bayrak şairi artık kendisini meclis sıralarında bulur. Döneminde sonunda vekilliğe devam etmek istemez ve siyaseti bırakarak yeniden öğretmenliğe döner. Kısa bir süre Eskişehir Lisesi’nde öğretmenlik yapar akabinde 1955 yılında Ankara Gazi Lisesi ve Ankara Polis Koleji’nde edebiyat öğretmenliğini sürdürmüştür. Bu arada Kıbrıs’a görevlendirme ile gönderilir ve burada iki yıl Lefkoşa Erkek Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yapar. 1962 yılında tekrar anavatana Ankara’ya geri döner ve son olarak Ankara Gazi Lisesi'nde görev yaparken emekliye ayrılır.
Emekliye ayrıldıktan sonra Babıali, Yeni İstanbul ve Sabah gazetelerinde yazılar yazmaya başlayan Arif Nihat Asya nazmın her tür ve şekliyle eserler vermiştir. Fikrin ağır bastığı şiirlerinde milliyetçilik konusu büyük bir yer tutmuştur. Şiirlerinde daima bir yenileşme çabası içinde olmuş, etkilerden uzak kalarak kendine özgü bol renkli şiir dünyasını oluşturmuştur.
Şiirlerinde günlük Türkçeyi bir sanat dili haline getirmeye çalışan Arif Nihat Asya’nın her zaman rahat, özentisiz ve sade bir üslubu olmuştur. Milliyetçi şiirleriyle dikkat çeken ve yurdun güzelliklerini, doğasını anlatan, kimi zaman yergici ama Türklüğü yücelten şiirleriyle tanınan Arif Nihat Asya, Aralık 1974 yılında hastalanarak hastaneye kaldırılır ve 5 Ocak 1975 yılında Ankara’da hayata veda eder. Arkasında bıraktığı “Bayrak” şiiri ile tanınan şair ve düşünce insanı Arif Nihat Asya son yolculuğunun ardından Ankara Karşıyaka mezarlığına defnedilmiştir.
71 yıllık ömrüne birçok eser sığdıran Bayrak şairinin geride bıraktığı eserleri;
Heykeltıraş, Kanatlarını arayanlar, Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor, Kubbeler, Ses ve Toprak, Top Sesleri, Dualar ve Aminler, Kökler ve Dallar, Aramak ve Söylememek, fatihler Ölmez ve Takvimler, Ayın Aynasında, Kubbe-i Hadrâ, Aynalarda Kalan, Rübaiyyat-ı Arif 1 ve Rübaiyyat-ı Arif 2.
Yazımızı Arif Nihat Asya ile sembolleşen Bayrak şiirinden kısa bir dörtlük ile noktalayalım.
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık dalga dalga bayrağım!
Tarihim şerefim, şiirim, her şeyim:
Yeryüzünde yer beğen!
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim.