Papatyagiller (Cynara scolymus L.) familyasından mavi-mor renkli çiçekler açan, 50-150 cm boyunda çok senelik otsu bir bitki olan Enginar sağlıklı bir beslenme için önemli bir sebzedir. Gövdeleri dik, kuvvetli, sert ve boyuna olukludur. Yaprakları sapsız, büyük, uzun-oval ve parçalıdır. Akdeniz mutfağının en lezzetli yemeklerinin başında gelen enginar içerdiği vitamin ve mineraller bakımından besleyici bir besindir. Bilinen tarihine baktığımızda Antik Yunan’a kadar geçmişi dayanmaktadır.
Ülkemizde İzmir, Aydın, Antalya, Adana, Muğla, Manisa, Balıkesir ve Hatay illerinde yetiştirilen Enginar çoğunlukla da İzmir yöresinde yetiştirilmektedir. Özellikle de Urla ilçesinde yetiştirilen ve Urla Sakız Enginarı olarak bilinen çeşidi için ayırt edici özellikleri tescillenerek yerel coğrafi işaret ile koruma altına alınmıştır. Urla Sakız Enginar’ının baş kısmı orta irilikte sıkı ve hafif uzundur, başları 175-200 gr. aralığında gelmektedir.
Antik çağlardan bu yana tedavi edici özellikleri bilinen enginar, fitoterapistler için çok önemli bir sebzedir. M.Ö. 300’lü yıllarda “Bitki Tarihi” adlı kitabında Teofrasto enginarın tedavi edici özelliklerinden bahsetmektedir. Enginar insan vücudunun günlük potasyum ihtiyacını karşılamakla birlikte içeriğinde bulunan hem A hem de C vitamini sayesinde karaciğeri temizleme görevi görmektedir. Uzmanlar haftada en az iki defa tüketilmesini önermektedir. Enginar içerdiği Cynarin maddesi sayesinde tüketildiğinde, karaciğer, akciğer, bronşlar ve safra kesesinde biriken nikotini vücuttan dışarı atmaya yardımcı olur.
Fransa, İtalya ve İspanya gibi ülkelerde tohumla yetiştirilen enginar ülkemiz başta olmak üzere diğer ülkelerde vegetatif yöntemiyle yetiştirilmektedir. Akdeniz ve Ege bölgesinde Ekim ve Kasım aylarında hasat yapılırken, Marmara Bölgesinde ise Nisan ayında yapılmaktadır. Sağlıklı besin listesine giren enginarın yağ oranı neredeyse hiç yoktur, ancak yüksek bir kaloriye sahiptir. İçeriğinde; bolca A, C ve D vitamini bulunan enginar ayrıca, sodyum, kalsiyum, kolesterol, potasyum, karbonhidrat ve protein ile bağışıklığı güçlendirmeye katkısı çoktur. Sayılamayacak derecede faydaları olan enginarın üçlü bir lif içeriğine sahip olması ile, kilo vermeye de yardımcı olduğu gözlenmiştir. Sindirimi rahatlatarak kabızlığı önler ve dışkılama fonksiyonunu arttırır. Dolaşım sistemi için ideal bir besindir. Özellikle kötü kolesterolü düşürerek iyi olanı dengeler. Yüksek tansiyon, felç, kalp krizi ve damar tıkanıklığı gibi riskli hastalıkların yaşanmasının önüne geçer. Potasyum bakımından zengin olduğundan iç organların işlevselliğini artırır. Yine içeriğinde bulunan K vitamini sayesinde kemik ve kas gelişimini desteklemektedir. Ayrıca içeriğindeki bakır sayesinde de kırmızı kan hücrelerinin üretimini çoğaltmaya katkı sunmaktadır.
Enginardaki rutin, kuersetin, silymarin va galik asit gibi antioksidanların kanseri önlemede etkili olduğu belirtilmiştir. Özellikle silymarinin cilt kanserini önleme ve tedavisinde iyileştirici rolü bulunduğu ifade edilmektedir. Ancak bu konuda araştırmalar hala sürmektedir. Enginar özünün alfa-glukosidaz aktivitesini azalttığı, bu sayede kan şekerini düşürdüğü araştırmalar ortaya koymuştur. İnsan vücudunun içindeki oksijen miktarını ve dolaşım sitemini dengeleyerek konsantre gücünü arttırarak hafızayı da güçlendirmeye yardımcı olduğu tespit edilmiştir.
Ilık ve nemli iklimlerde yetişen kışlık bir sebze olan enginar çok soğuk ve sıcaktan hoşlanmaz. Enginar Zeytin yağıyla beraber tüketildiğinde ağız içinden mideye kadar ki kısımda bulunan hücrelerin yapısını korur bu sayede kanser riskini azaltır. Mide içindeki asidi dengeleyerek mide duvarını korur. Tükürük bezlerinde enfeksiyonlu hücreleri azaltır ve böylece ağız kokusunu da önlemiş olur. Genellikle de zeytinyağlı pişirilerek yemeği yapılır ve soğuk olarak tüketilir.
Farklı şekillerde yemeği yapılan enginarı tüketmek için oldukça fazla sebebiniz var. Enginarı tabii eczane olarak ifade etsek yanılmış olmayız.