Her yıl üniversiteler açılmaya yakın evlatları üniversiteye başlayacak ailelerde tatlı bir telaş başlar. Aileler çocuklarını üniversiteye kayıt yaptırmak için varını yoğunu ortaya koyar, adeta kendilerini paralarlar.
Üniversite denilince de öğrenciler açısından iki önemli konu hemen gündeme gelir. Öncelikli konu ise barınmadır. Bir diğer ise burs alabilme. Eğer çocuk ailesi ile birlikte yaşadığı şehrin dışında bir yerde üniversite kazanmış ise aile için ne önemli konu barınma meselesidir. Çocuğun kalacağı yer önce ayarlanmaya çalışılır. Her yıl belli ölçüde yaşanan barınma krizi yani öğrencinin kalacağı yurt bulma konusu aileler için ciddi sorun oluşturmaktadır. Bu yıl barınma ile ilgili sorun geçmiş yıllara göre daha büyük kriz oluşturdu. Birçok aile yurt bulamama durumu ile karşılaştı. Ya da bulunan yurtlara talep edilen fahiş aylık yurt gideri aileleri çok zor durumda bıraktı. Bazı aileler ev tutarak bu sorunu aşmaya çalıştılarsa da orada da yine ev sahiplerinin anormal kira talepleri zaten zor bir geçim süreci yaşayan aileleri daha da zor duruma sokan bir durumla karşı karşıya kalmalarına sebep oldu.
Bu yıl yurt krizi sorunu yaşanmasının birkaç sebebi var. Öncelikli sebep elbette pandemi süreci. Pandemi süresinde 2 yıl boyunca kapalı kalan üniversiteler özellikle özel yurt işletmeciliği yapanları çok etkiledi. Birçoğu yurt işletmeyi bıraktı. Mevcut yurt olarak kullandıkları yerleri başka amaçla değerlendirme yoluna gittiler. Böylelikle yurt piyasasında bir boşluk oluştu. Devlet KYK olarak hemen her yerde fazlasıyla yurt yapmış olsa da yeterli düzeyde değil. Zira her yerde mantar gibi açılan üniversiteleri tercih eden öğrenciler orada kalacak yer sorunu ile karşı karşıya kaldılar. Devlet bu konu da yetmeye çalışsa da bu öyle kolay bir durum değil. Bir diğer yurt konusundaki sorun ise Fetö olayı. Fetö öncesinde malum yapıya ait birçok yurt ve evler vardı. Bunların bir kısmı devletin eline geçmekle birlikte birçoğu da kapandı. Ayrıca aileler yaşanan 15 Temmuz olayı sonrasında bu tarz cemaat yapılarına soğuk bakmaya başladılar. Dini görünümlü vakıf, dernek vb. yerlere ait olan yerlere çocuklarını göndermemek gibi bir refleks içine girdiler. Bu da yurt konusunda yaşanan bir diğer handikap oldu. Gerçi Fetö olayının bir sonucu oluşan 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden neredeyse 5 yıl geçmiş olsa da birçok aile bu konuda temkinli yaklaşmaya devam ediyor. Bunu yakinen gözlemleyebiliyoruz. Zira her yıl çocuğu için bir kalacak yer bulunması ile alakalı birçok kişi direkt veya dolaylı olarak şahsıma ulaşıp bu konuda yardım talebinde bulunmaktadırlar. Ben de elimden geldiğince bu taleplere cevap verebilme mücadelesi vermekteyim. Olayın vahametine bu nedenle yakından şahit olmuş oluyorum. Ekonomik durumu iyi olan aileler fiyatlarına bakmaksızın çocukları okusun diye ev kiralama modelini seçmektedirler. Yine bazı aileler bir araya gelerek birkaç çocuğun aynı evde kalmasını sağlayarak birlikte ev kiralama modeline gitmekte böylece de aylık ödenecek kira miktarını bir nebze de olsa düşürmeye çalışmaktadırlar.
Neresinden bakarsak bakalım üniversite öğrencilerini ilgilendiren bu yurt meselesi aileler için ve devlet için büyük bir sorun. Güvenilir özel vakıf ve dernekler kâr amacı gütmeden bu konuya ciddi anlamda eğilmelidirler. Elbette yurt işletmenin ciddi bir maliyeti var. Eğitimin olmadığı aylarda yurt binasının giderlerinin de karşılanması gerekmekte. İşte bu nokta da hayırsever vatandaşlara iş düşüyor. Yurt konusuna bir nebze olsun merhem olabilmek için Diyanette Diyanet Vakfı aracılığıyla bazı yerlerde evler açarak üniversite öğrencilerine katkı sunmaya çalışmakta. Bu yıl pandemi sonrasında yaşanan yurt sıkıntısına açıkçası çok ciddi katkı veren Diyanetin bu uygulaması daha da genişletilebilinir. En azından Diyanet hem aileler tarafından güven sorunu olmayan bir kurum, hem de durumu olmayan öğrencilerden herhangi bir katkı payı da istemeyen bir kurum. Aileler bin bir güçlükle yurt bulsalar bile bu kez de imkânı kıt olanlar yurt ücretini karşılayamama sorunu yaşamaktadırlar.
Bu konuda bu yıl birçok devlet kurumu valilikler aracılığıyla öğrenciler kalıcı yer buluncaya kadar devlete ait misafirhanelerde barınabilecekleri duyurusunda bulundular. Bu uygulama da birçok aileyi bir nebze de olsa rahatlattı.
Sonuç olarak üniversite öğrencilerinin barınmasıyla ilgili bir yurt sorunu var. Bunu yok saymak çözüm değil. Bu sorunun giderilmesi için herkes, her kurum üzerine düşeni yapmalıdır. Kanaatimce özel vakıf ve dernekler bu konuda biraz daha özverili davranmalı ve gayretli çalışmalarını biraz da arttırmalıdır.