Yeni doğan bebeklerin damağına ezilmiş hurma yahut bal sürme işine “tahnîk” denir.
Sözlükte “damak” anlamına gelen hanek kökünden türeyen bir kelimedir. Lügat manası ise “damağa sürmek” demektir.
Henüz daha süt emmeye başlamadan hurma veya bal gibi tatlı bir nesnenin yeni doğan bir bebeğin damağına sürülmesi olayı olan tahnîk Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) den bize ulaşan bir sünnettir. İslam’dan önce de Araplar arasında uygulana gelen güzel bir âdet olduğu için Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’de devam ettirilmesini uygun görmüş ve bizzat kendisi de teşvik etmiştir.
Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) yeni doğan, hatta daha doğmamış, doğmak üzere olan çocuklara da çok büyük ilgi göstermekteydi. Hatta bir seferinde Hz. Aişe validemizin kız kardeşi olan Hz. Ebu Bekir’in kızı Esma bint Ebu Bekir’in oğlu Abdullah doğduğunda hem bizzat ismini kendisi vermiş hem de ağzında yumuşattığı hurmayla tahnîk yapmıştır. Yine kendi torunları olan Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin başta olmak üzere Sahabelerin yeni doğan çocuklarına Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tarafından tahnîk yapılmıştır.
Tahnîk yapılmasının temel gayesi, hayır ve bereket ummaktır. Bedreddin el-Aynî’ye göre hurma ile tahnîk yapma çocuğun inançlı olmasını sağlama ve Allah’tan lutuf beklentisi içinde olma düşüncesine dayanmaktadır. Özellikle bu mana da kullanılan hurma veya bal gibi bir yiyecek madden ve manen kıymetli yiyecekler olduğu için güzel bir uygulama olarak görülmektedir. Tahnîki yapan kişinin salih ve âbid bir kimse olması, sözüne güvenilir, ilmiyle âmil bir kişi olması yeğlenir. Bununla birlikte temizliğe son derece dikkat etmesi gerekir. Tahnîk öyle sıradan yapılacak bir iş değildir. İşin manevi boyutu da maddi boyutu da dikkate alınmalıdır.
Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), tahnîk yapımında kullanılan hurma ile mümin arasında benzerlik kurmuş, hurmanın çekirdeğine kadar her yönüyle faydalı olduğunu söyleyerek, mümin de her zaman, her halde faydalı işler yapmalıdır iye buyurmuştur. Sahabe-i Kiram, tahnîk konusunda sürekli Allah Resûlü’ne gelirdi.
Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tahnîk yaptığı kişiler arasında, Abdullah b. Ebû Talha’da bulunmaktadır. Henüz ana rahminde iken annesinin çok faziletli bir davranışından dolayı Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in duasına mazhar olmuştur. Ebû Talha el-Ensârî’nin eşi Ümmü Süleym bint Milhan, daha önce dünyaya gelen bir çocuğunun vefatını sabır ve tevekkülle karşılaması üzerine Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kendisine hayırlı evlâtlar dünyaya getirmesi yönünde hayır ve dua da bulunmuş. Bir süre sonra bir erkek çocuğu dünyaya gelmiştir. Yeni doğan bebeğini Hz. Peygamber (s.a.v.)’e göndermiş, bebeğin ağzına ilk lokmayı onun koymasını ve adını onun vermesini istemiştir. Resûlullah Efendimiz bir acve hurmasını çiğneyip yumuşattıktan sonra bebeğin ağzına sürmüş, bebek hurmanın tadını alıp yutkunmaya başlayınca, “Bakın şu Ensar’ın hurma sevgisine!” diyerek bebeğin yüzünü okşamış ve ismini de Abdullah koymuştur.
Tahnîk, uygulama tarzı ve fikri alt yapısıyla eğitimin ve terbiyenin ilk adımı olarak görülmüştür. Arap lisanında tahnîk kelimesinin eğitim anlamıyla da kullanıldığı vaki olmuştur. Okulun yani, eğitimin ilk adımı olarak da pekala değerlendirilebilinir. Burada önemli olan niyet ve halisane düşüncedir. Zaten yeni doğan bebeğe tahnîk uygulanmasındaki temel amaçta o çocuğun ileri ki yaşamında hayırlı bir insan olması, ondan sürekli bereketli, ve güzel işler yapmasını ümit etmektir.
Bir Arap geleneği olan tahnîk, zamanla Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in de bizzat uygulaması ve uygulanmasını tavsiye etmesiyle güzel bir sünnet olarak günümüze kadar ulaşmış ve günümüzde de hala uygulanmaya devam edilmektedir. İnsanların hayırlı bir nesil olmasını umarak yapılan bu güzel uygulamanın daha nice nesillere taşınması gerektiğini düşünüyorum.