Arılar, kanatlarının hareketleriyle çıkardıkları vızıltılarla tarımsal bitkilerin tozlaşmasını sağladığından insanlık için son derece önemlidirler. Bir çoğumuz için insanlığa bal üretmesi ile faydası olduğu bilinen arılar adeta dünyanın yaşam dengesini kurmaktadırlar. Bu yönüyle faydası çok büyük olan arılar, insanlığa hayat vermektedirler. Ortalama bir arı her seyahatinde yüz civarında çiçeğe uğramaktadır. Arıların faydaları, genelde doğrudan onlardan elde edilen ürünlere dayalı olarak ölçülür. Bunun içinde en başta gelen ürün baldır. Arılar, çiçek açan bitkilerden nektar veya iğne yapraklı ağaçlardan tatlı öz su toplar ve topladıkları bu suları, bal olarak midelerinde depolarlar. Toplanan bu ballar, kovandaki bal peteğinde saklanır ve orada da kovan arıları tarafından işlenip kurutulur. Bu olay arılar tarafından yılda en fazla dört defa tekrarlanır.
Bir başka arı ürünü ise kozmetik endüstrileri tarafından temelde tabii bir ürün olarak kullanılan ve bal arısının bezlerinden çıkarılan bir ürün olan mumdur. Arılar, mumu bal peteklerini inşa etmek için kullanırlar. Arı mumu mumlar, yumuşak bir ışık verir ve odayı hoş bir aroma ile doldurur.
Arılardan elde edilen diğer bir ürün ise polendir. Normal şartlarda bütün bitkiler polen üretir. Arı, bu poleni çiçekleri ziyaret ederken toplar, nektarıyla zenginleştirerek arı kovanına taşır. Yıl içerisinde tek bir arı kolonisi, 30 ila 60 kilogram arasında polen toplayabilir. Arıcılar, biriken bu poleni toplamak için kovanın girişine polen kapanı yerleştirirler. Polen, vitaminler, mineraller ve proteinler açısından oldukça zengindir. Onun için de takviye bir besin kaynağı olarak kullanılmaktadır. Polen bağışıklık sistemini güçlendirir ve insanın zihinsel kapasitesinde artışa vesile olur. Zekayı arttıran polen, yaşlanmayı geciktirerek, bedeni zinde tutar. Son derece önemli bir besin kaynağı olan polen aslında bir altın değerinde desek yanılmış olmayız.
Bal arıları, polenleri toplanmış çiçeğe diğer arıların bir daha uğramaması için polen aldıkları çiçeğin üzerini elektriksel bir alanla kaplarlar. Vücutlarındaki elektro alıcılar sayesinde bu izleri görüp algılayan diğer arılar ise bu çiçeklere uğramazlar böylece, zaman ve enerji kaybına uğramamış olurlar.
Tabii bir antibiyotik olarak kabul edebileceğimiz, arı tutkalı olarak da bilinen propolis de, bir başka önemli arı ürünüdür. Arılar, farklı bitkilerden topladıkları reçineleri kendilerini bakterilerden ve mantarlardan korumak üzere arı kovanına getirirler. Bir arı kolonisi yılda 50 ila 500 gram reçine kütlesi toplayabilir. Propolis, birçok tıbbi üründe kullanılabilmektedir. Anti-inflamatuvar etkiye sahip olduğundan ve bağışıklık sistemini güçlendirdiğinden dolayı tabii bir antibiyotiktir. Aktif bileşeni, insanlara bir kapsül içinde, tıbbi bir merhem, krem veya bitki içeceği olarak sunulmaktadır. İnsan vücuduna faydaları saymakla bitmez.
Sadece genç işçi arılar tarafından üretilen, baldan, polenden ve bu arıların kendi bez salgılarından yapılan arı sütü de önemli bir arı ürünüdür. Arı sütünü sadece kraliçe arı yiyebilir ve bu ona kolonisinden 50 kat daha uzun yaşamasını sağlar. Bu nedenle kraliçe arı, performansın ve dinçliğin yanı sıra canlılığın da sembolüdür. Arı sütü, ilaç endüstrisinin yanı sıra kozmetik endüstrisinde de kullanılmaktadır. Virüse dayalı enfeksiyonlar için doğal bir şifadır.
Arıların kendilerine özgü kokuları vardır. Her kovanda kraliçe arının salgıladığı kimyasal bir maddeyi kovandaki diğer bütün arılar tanımaktadır Kraliçe arının salgıladığı bu madde sayesinde de aynı kolonideki bütün bireyler birbirlerini kolaylıkla tanıyabilmekte ve bu sayede de kovana giren herhangi bir yabancı arıyı fark edebilmektedirler. Kovana giren yabancı arıyı ya kovandan dışarı atarlar veya onu öldürürler.
Tabiatın dengesini sağlayan bu arılara karşı insanlar ise çok acımasızdırlar. Kullandığımız tarım ilaçlarıyla hem kendi hayatımıza hem de arıların yaşam süreçlerine zarar vermekteyiz.