Önder GÜZELARSLAN
27.11.2020 / 08:54

Bir toplumu ve milleti ayakta tutan milli ve manevi değerleridir. Her toplumun kendi toplumu tarafından genel kabul görmüş değer yargıları vardır. Bu değer yargılarından uzaklaşılmaya başlandığında toplumun çöküşü kaçınılmaz olmaktadır. Şunu kabul etmeliyiz ki, tarih sahnesinde en uzun kalan milletler şüphesiz, millî ve manevî değerleri toplumsal dokusunda en iyi şekilde barındırabilen devletler olmuştur. Bireylerini millî, manevî ve ahlâkî değerlerine bağlı yetiştiren toplumların, çağın gereği olan gelişmelere de duyarsız kalmadıkları takdirde, başarılı olmamaları için hiç bir sebep yoktur.

Sosyoloji kaynaklarında değerler, sosyal hayatı açıklamak için kullanılan temel kavramlardan biri olarak kabul edilmektedir. Buradan hareketle öncelikle değerlerin tanımı yapılmalı ve neleri kapsadığı ortaya koyulmalıdır. Toplum hayatında insanın “sosyal olma” özelliği vardır. Bu özelliği sonucu insanda “toplumsal bilinç” oluşması gerekmektedir. Hiçbir fert bireysel davranamaz. Bütün toplumların ve milletlerin ortaya çıkmasında, medeniyetlerin oluşmasında maddi unsurlar kadar millî ve manevî değerlerde ön plana çıkmaktadır. Bütün toplumlarda öncelikle toplumun huzuru ve güveni düşünülmektedir. Bu huzur ve güven ortamını oluşturmak için elbette ortak değer yargılarına itminan gösterilmelidir. Ortak değerleri kısaca sıralayacak olursak; Dil, kültür, tarihi değerler, örf, âdet ve gelenekler, kutsal kabul edilen  zaman ve mekânlar, bayrak, vatan, millî, manevî ve dini değerler vb. bütün bunlar toplumların medeniyet oluştururken, kültürel birikimlerini kazanırken ortak kabul ettikleri değerlerdir. Bu, bütün milletler için geçerlidir. Ancak her milletin farklı değerleri olsa da, bütün dünya milletlerinin de ortak kabul ettiği bazı değerler de vardır.  

Bütün devletlerin temel amacı devleti oluşturan, varlığı kendi devletinin varlığına bağlı olan birey ve toplumun mutluluğunu, huzurunu ve kendilerini güvende hissetmelerini  sağlamaktır yada vatandaşının temel ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bunu başarabilmek için de yapması gereken, oluşturduğu kurallar nizamnamesinde, yasalarda insanın fıtratında olan maddî ve manevî unsurları ve de  gelenek, görenek ve kültürel değerleri de dikkate alarak hareket etmelidir.  İnsan sosyal bir varlıktır. Kendisini hiçbir şeklide toplumdan soyutlayamaz. O nedenle bu kurallar nizamnamesine uyduğu sürece toplum içinde barışık bir hayat sürebilecektir.

Yukarıda yazımızın başında da ifade ettiğimiz üzere, milletleri ve toplumları ayakta tutan kültürel birikimi olan millî ve manevî değerleri zayıflayınca millet ve toplumların çöküşe geçmesi ve tarih sahnesinden silinmesi kaçınılmazdır. Tarih bunun örnekleri ile doludur. Kur’an-ı Kerim’de bir çok ayette Rabbimiz bizlere ibret alabilelim diye geçmiş kavimlerin hayatlarından, hatalarından bahsetmektedir. Bununla birlikte milattan önceki dönemi göz önüne aldığımızda bir çok devletin, ortak değer yargılarını terk ederek, devleti yönetenlerin halkın üzerinde baskı oluşturdukları dönemlerde yöneticiler halkın isyanı ile karşılaşılmış ve başka milletlerin asimilasyonu ile de tarih sahnesinden silinip gitmişlerdir.

Burada şu noktaya da temas etmekte fayda vardır. Bütün toplumlar ve milletler için geçerli olan bu hususu şöyle ifade edebiliriz. Elbette maddi kalkınma son derece önemlidir. Hatta olmazsa olmazdır. İlim, bilim, fen ve teknoloji alanında mutlaka üzerimize düşeni fazlasıyla yapmalı, bu yönde doğru çalışmalar yürütecek insanlar yetiştirmeliyiz. Ancak maddî gelişme için yapılacak faaliyetler millî ve manevî değerler feda edilerek değil, aksine birbiriyle içselleştirerek gerçekleştirilmelidir. Toplum bünyesine uygun, dil, din, âdet, gelenek, görenek ve kültürüne uygun projeler geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. Toplumu maddî yönden kalkındırmayı amaçlayan projeler maddî kültür yanında manevi kültürünü de kapsamalıdır. Tek yönlü kalkınma asla mümkün değildir. İşte tam bu noktada değer yargılarımız devreye girmektedir. Bu sebepten dolayıdır ki, gelecek neslimizi tek yönlü yetiştirmemeliyiz. Nesiller manevi yönleri eksik olarak yetiştiklerinde, daha doğru bir ifade ile toplumsal değerlerden uzak sadece dünyevi meşgaleler ve dünya kaygısı içinde yetiştirildiklerinde tamamen bireysel ve bencil birer kişi olabilmektedirler. Halbuki o gençler bizim geleceğimiz ve gelecekteki varlığımızın teminatıdırlar. Geçmişten ders alacağız, geçmiş hataları tekerrür ettirmeyeceğiz ama geçmişte değerlerimize sahip çıkarak neler yapabildiysek gelecekte onlardan daha iyilerini yapabileceğimize onları inandırmalıyız.

İçinde bulunduğumuz çağda batı toplum ve medeniyeti büyük bir ahlâkî çöküntü içerisinde olmasına rağmen, elindeki teknolojik imkânlar ve yüksek ekonomik üretimin yardımıyla gelişmiş bir görünüm sergilemekte ve direkt veya dolaylı olarak gücünü kabul ettirmektedir. Ancak şu da bir gerçek ki dünya medeniyetine yön veren, İslâm medeniyeti olmuş ve ecdadımız İslâm’a hizmet ettiği sürece bu medeniyetin hamisi, başı ve sürükleyicisi olmuştur. Bugün çöküş noktasına gelmiş batı medeniyetinin dünyaya yön veriyor olması ilim, bilim, fen ve teknolojik alandaki üstünlüklerinden dolayıdır. En kısa zaman içinde İslam medeniyeti yeniden bu liderliği ve öncülüğü alacaktır. İşte bunun için ilim alanında yeniden inkişaf etmeliyiz. Teknolojiye biz hükmetmeliyiz. Bununla birlikte yüksek ahlak seviyesinde olmalıyız. Burada en önemlisi de bizi biz yapan değerlerimizi sımsıkı kuşanıp, bu değerlerimiz libas olarak üzerimizde görülmeli ve bütün toplum bu değerlere önem vermelidir. Arızî dünya sevgisi uğruna kişilerin kılık kıyafet ve yaşamlarına dair gösterdikleri üstünlüğe değer verilmemelidir. Bu konuyu Ziya Paşa çok güzel dile getirmiştir. “Altın işlemeli palan vursan eşek yine eşektir” diyerek insanın değeri üstüne giydiği elbiseyle, giyim kuşamla, parası ve puluyla, rütbe ve makamıyla ölçülemez bilakis değerlere verdiği önem ve insanlığı ile ölçülür demeye getirmektedir.

Asla unutulmaması gereken bir nokta vardır ki, o da şudur. Kaybedilen her değer toplum hayatından da bir şeyleri alıp götürmektedir. Kaybolan, anlamını yitiren her bir değerin yeri mutlaka daha sağlıklı bir değerle doldurulmalıdır. Aksi takdirde, zamanla toplumsal çöküşe ve bir milletin yok olmasına zemin hazırlamış olunur.

PARALEL AÇMAZ - 1 PARALEL AÇMAZ - 2 EĞİTİM, ERDEMLİLİK ve BAŞARI EĞİTİLMEMİŞ EĞİTİMLİLER PADİŞAHIN İŞİ NE ? KISSADAN HİSSE! HALEP İZLENIMLERİ MANİSA ve AK PARTİ TARİHTEN İBRET ALMA DÜRÜSTLÜK GÜNDEME DAİR YOLDAN GÜZEL GEÇMEK DİVRİĞİ ULU CAMİİ 1 DİVRİĞİ ULU CAMİİ 2 MEDENİYET İNSANI YETİŞTİREMEMEK YAPBOZA DÖNEN EĞİTİM İSTİFALAR VE SONRASI YERLİ ÜRET, YERLİ TÜKET KÜLTÜR EMPERYALİZMİ MEDENİYETİMİZİ TANIMAK (AHLAT) AHLAK DEJENERASYONU 24 HAZİRAN NE ANLAM GELİYOR? 24 HAZİRAN SEÇİM SONUÇLARINA BAKIŞ! YENİ DÖNEMDEN BEKLENTİLER - 1 YENİ DÖNEMDEN BEKLENTİLER - 2 TANIMAKLA BAŞLAR HERŞEY AİLE KURUMUNA BAKIŞ EĞİTİMDE ÜMİTVAR OLALIM MI? ADAY PROFİLİ NASIL OLMALI! 2019 YEREL SEÇİMLERE DOĞRU! NE KADAR BİZİZ? GÜNEYDOĞU İZLENİMLERİ ve MARDİN GÜNEYDOĞU İZLENİMLERİ 2 Mahalli Seçimlere Doğru 1 Mahalli Seçimlere Doğru-2 Mahalli Seçimlere Doğru-3 YEREL SEÇİMLERİN ARDINDAN KİTAP FUARINDA KAYBOLDUM RAMAZAN BİZE NE DİYOR? SEYYİDET NEFİSE 23 HAZİRAN İSTANBUL SEÇİMİ SABIR, ŞÜKÜR VE FÜTÜVVET AİLEME DOKUNMA KURBAN BİZE NE İFADE EDİYOR? BELEDİYECİLİK ANLAYIŞI ÜZERİNE TARİH PALU’DUR, PALU TARİHTİR ZOR İŞE TALİP OLMAK ŞEHZADELER'E YAKIŞIR BİR BELEDİYE NİMETLERİN HESABI! MANİSA'YI BEKLEYEN TEHLİKELER DOĞU BATI KÖPRÜSÜ YEŞİL ÇAY PUDRASI TERMİK SANTRALLER ve FİLTRE MEVZUSU KAYYUMLAR YERLİ OTOMOBİL TOGG GÖNLÜNE GİREMEDİĞİNİZ KİŞİNİN KAFASINA GİREMEZSİNİZ! NASIL BİR RUH HALİ ŞEHİRLERİN RUHU OYUNCAK MÜZESİ SAĞLIK MESELESİ HABİB BABA VE İBRETLİK HİKAYESİ GÖNÜLLER YAPMAYA GELDİM SABIR VE TEVEKKÜL İNSANA KENDİ İHTİYAÇLARININ BİLGİSİ VERİLMEMİŞTİR ALLAH’IN SENİ BİLMESİ YETER BİR AKÇEYE SATIN ALINAN KÖŞK MÜSLÜMANLAR KARDEŞTİR SEFERTASI İNSAN KENDİSİNDE OLMAYANI BAŞKASINA VEREMEZ DİLİMİZİN HALİ SESSİZ GEÇEN RAMAZAN FUDAYL BİN IYAD’DAN HARUN REŞİT’E NASİHAT İMAM HATİPLİ YILLARDAN BİR HATIRA ( 12/A SINIFI) DONDURMANIN BAŞKENTİ “KAHRAMANMARAŞ” BİR AVUÇ KÖMÜR İÇİN BİR ÖMÜR VERENLER ŞUHUT KAYMAKAMI VE KEŞKEK EVİ ŞİFA KAYNAĞI BAL İNANÇ TURİZMİNDE HANGİ NOKTADAYIZ? SAKLI TERMAL CENNET SİMAV VE ÇİTGÖL ÖNDER 17. KURULTAY İZLENİMLERİ BEDAVA ELEKTRİK SİSTEMİ (ZBS) BEREKETİN SİMGESİ KENEVİR ( KENDİR ) BİNBİR MUCİZE KENEVİR CANDAN GÜZEL İNSAN ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSLERİ’NİN IZDIRABI DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKABİLDİK Mİ ? YEREL BİR TAD TARHANA CİPS YAVUZ SULTAN SELİM VE MANİSA VAKFI ÖNCE FİİLİ DUA BİR TOHUM HİKÂYESİ FIRAT NEHRİ VE KÖMÜRHAN KÖPRÜSÜ ARILARIN DÜNYASI MUSTAFA HAYRİ ÖĞÜT EFENDİ KÜLTÜR DÜNYASINDA NEREDEYİZ? SAVUNAN ADAM PROF. DR. NECMEDDİN ERBAKAN FACİAYA DÖNÜŞEN EĞİTİM EKMEK TİMSAHIN AĞZINDA RANT EKONOMİSİ ADALET VE ÖZGÜRLÜK TAHNÎK NEDİR? MEDENİYETLE DÜNYAYA DAMGA VURMAK YARATILIŞ GAYEMİZ YÜREKLERİ TİTRETEN BİR İMAN HİKÂYESİ MİNERAL DEPOSU KAKTÜS MGV DEN AGD YE MİLLİ VE MANEVİ GENÇLİK BİR GEZİNİN ARDINDAN ULUDAĞ ETEKLERİNE YOLCULUK ORGANİK TABİİ GÜBRE SENİ ÖLDÜRMEYE GELEN SENDE DİRİLSİN YURT MESELESİ İŞSİZLİK Mİ? İŞ BEĞENMEMEZLİK Mİ? İNÂBE TARİHE SIĞMAYAN YİĞİT “KOCA SEYİT ONBAŞI” MAL VE EVLADIN FAYDA ETMEYECEĞİ GÜN ABDÜLFETTAH BAĞDADİ EL-AKRİ HAZRETLERİ DOĞRULUK NUSRETİYE CAMİİ VE MUHAMMED EMİN KUYUCU HOCA BUĞDAY ÇİMİ MERMALATI “UĞUT” BİR SEVDA SIFIR ATIK “ÇEÇO” İLGİNÇ HİKÂYESİYLE KILIÇ ALİ PAŞA CAMİİ GÖNÜL ERBABI OLMAK ALTIN SARISI BİR BAHARAT “SAFRAN” ATEŞBAZ-I VELİ ŞEMSETTİN YUSUF TÖRE, YAŞ ALMA VE TECRÜBE GÖNÜLLER YAPMAYA GELEN BAŞKANDAN YUNUS EMRE’YE ANLAMLI PROJE SANAT, EDEBİYAT VE KİTAP SEYYİD KURTŞEYH DEDE VE DEVREKÂNİ ZAFERLER İLE GEÇEN AY “AĞUSTOS” SOFRALARIMIZIN VAZGEÇİLMEZ BAHARATI “ZENCEFİL” ŞEHİRLER ÖLÜRKEN MEDENİYETLER DE YOK OLUYOR! SERMAYESİ ERİYEN ADAM İNSANLIK TARİHİ VE MEDENİYETLERİN DOĞUŞUNA İMKÂN SUNAN MEYVE İNCİR NÜKTEDAN BİLGE İNSAN NASREDDİN HOCA KAZDAĞLARI ETEĞİNDE BİR EKO TURİZM DURAĞI SOMA VE EMİR HIZIR BEY CAMİİ AKDENİZ MUTFAĞININ ŞİFA DOLU SEBZESİ ENGİNAR BAYRAK ŞAİRİ ARİF NİHAT ASYA DÜNYAYI YAŞANIR KILMANIN YOLU MUĞLA’NIN MANEVİ GÜNEŞİ “ŞÂHİDΔ HAZRETLERİ CÖMERTLİĞİN EN ÜST DERECESİ ÎSAR SİVİL HAVACILIĞIN MİMARI TEYYARECİ VECİHİ HÜRKUŞ DÜNYAYI YAŞANIR KILMANIN YOLU ÇİFTÇİLERİN REFAHI ARTMADAN SANAYİCİLERİN REKABET GÜCÜ ARTMAZ DEVRİNİN YAŞAYAN KÜTÜPHANESİ MÜTEFEKKİR CEMİL MERİÇ MUTLU OLMAK İÇİN ÇÖP KAMYONU TEORİSİNİ UYGULAYALIM YAZARLIK, OYUNCULUK SERÜVENİ SONRASI GELEN VEKİLLİK DARPHANE, MANGIR VE KAYME SEYDİŞEHİR’İN MANEVİ MİMARI FAKİRLERİN EFENDİSİ SEYYİD HARUN VELİ RIZIK MESELESİ TAŞ KÖMÜRÜ VE UZUN MEHMET ŞANLIURFA TAŞ EVLERİ VE NAHRİN HOTEL & ART TÜRKİYE’NİN TARIMA DAİR SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ KORUYUCU AİLELER VE MANİSA KORUYUCU AİLELER DERNEĞİ VARDIR BUNDA DA BİR HAYIR ÖLÜMSÜZLÜK AĞACI PORSUK AĞACI BEREKETLİ TOPRAKLARIN MAYALADIĞI ELMALI’NIN GURURU İBRAHİM BEDRETTİN ELMALI BİR ADALET HİKÂYESİ GAYBI ANCAK ALLAH BİLİR ÇİFTÇİLERİN REFAHI ARTMADAN SANAYİCİLERİN REKABET GÜCÜ ARTMAZ HİCİV USTASI BİR DEVLET ADAMI ŞAİR EŞREF MEDENİYETİN YAPISI KİTAPLAR VE DERİK KİTAP FUARI ŞAİR YAZAR SİYASET VE DEVLET ADAMI SÜLEYMAN ARİF EMRE İKİ İSTİKLAL MADALYALI MİLLİ KAHRAMAN MANİSALI ALİ BEY İMANIMIZIN DERECESİ NE BOYUTTA AKHİSARLI ŞEYH İSA VE ÇAĞLAK FESTİVALİ BİLGİ TOHUMU EKEN BAHÇIVAN ÖĞRETMEN BEYAZ ALTIN PAMUK HAYATA KİRLİ BİR CAMDAN BAKMA “ÖNYARGI” KOCA YUSUF’UN KİSPET GİYME TÖRENİ ARAYANLARIN HİKMET YOLCULUĞU