Nüktedanlığıyla, hazır cevap verişiyle ve her daim gülümseyen yüzüyle güzel bir insan bu dünyadan geldi geçti. O sadece bir öğretmen, bir avukat bir siyasetçi değil toplumun öncüsü, topluma örnek bir insan idi. Bölgemizdeki bir çok insanın hayatına dokunan bu güzel insanı asla unutmayacağız.
Bahse konu isim hepimizin yakinen tanıdığı bölgemizin yetiştirdiği, Kırkağaç’ın duayeni Mehmet Candan. Mehmet hocamız ile yollarımızın kesişmesi Kırkağaç İmam Hatip Lisesi’nde okuduğumuz 1983-1991’li yıllara denk gelmişti. Kendisi aslen Akhisarlı. Akhisar, Kırkağaç’a yakın Manisa’nın bir ilçesi. Burada doğdu ama doyduğu yer Kırkağaç oldu. Balıkesir’de hem İmam Hatip Lisesi’nde okudu. Hem de Muharrem Hasbi Koray lisesinde. O günkü şartlarda İmam Hatip okulu mezunları üniversite sınavına giremiyorlardı. Bu iki diploma ile iki üniversite birden okudu. Kayseri İlahiyat ve Ankara Hukuk Fakültesi. Bu iki fakülteyi bitirdikten sonra Kırkağaç ilçemizde hem serbest avukatlık mesleğini icra etti, hem de aynı zamanda Kırkağaç İmam Hatip Lisesi’nde meslek dersi öğretmenliği yaptı. Bir çok talebenin yetişmesinde bizzat emeği oldu. nüktedanlığı ile herkesin gönlünde taht kurmasını bildi. Kırkağaç İmam Hatip Lisesi’nde okuyup da ondan bir iz belleğinde olmayan kimse neredeyse yoktur. Yüreğindeki sevgi bütün öğrencilerini kaplamıştı. Soyadı gibi gerçekten çok candan biriydi. İnsana yaklaşımı bir öğretmenden öte bir baba şefkati, bir ağabey kucaklaması gibiydi. Bazen hatıralara kendimi kaptırır, o günleri hatırlarım. Hatıralarım da çok güzel izleri vardı. Başta Arapça dersimiz olmak üzere meslek derslerimizden bazısına o girerdi. Espirili ders anlatışını hiç unutamıyorum. Çoğu zaman arkadaşlarımız ile bir araya geldiğimiz de espirili ders anlatışını hep anarak kendisini yad ederdik. En çok da benimle ve Mehmet Çavuşoğlu ile uğraşırdı. Bize Arapçayı o sevdirdi. Bize İmam Hatip okulunu o sevdirdi, desek hiç yanlış bir şey söylemiş olmayız. Okuldan sonraki hayatı Kırkağaç merkezindeki butik, sade avukatlık bürosunda devam ederdi. Okul sonrası bürosunda kendisiyle, hayata dair çok sohbetler etmişizdir. Asla kimseye kızmaz ve kırmazdı. Herkesin derdine derman olur, gönlüne serinlik ve esenlik verirdi.
Onlarca öğretmenimiz arasından kendisini unutamayışımızın özünde yine kendisi yatmakta. Zira dersleri öyle anlatırdı ki, anlamak istemeyenler bile anlamak zorunda kalırdı. Nüktedanlığı kendisine olan sevgiyi ve kendisine yakınlaşmayı sağlayan en güzel özelliği idi.
Öğretmenlik mesleğinden fiilen emekli olduktan sonra Manisa’ya, Kırkağaç’a hizmet edebilmek için siyasi faaliyetlere başlayan hocamız Candan siyaset hayatında da renkli kişiliği ile zaten ilçe halkının gönlünde taht kurmuş olması ile kısa zamanda kendini ispatladı ve tanıtmış oldu. Kırkağaç Belediye meclis üyeliği ve Manisa Büyükşehir Belediyesi meclis üyeliği yapan Mehmet Candan bölgemize de siyasi arenada iz bırakan hizmetlere vesile olmuştur.
Bir hazan günü, sonbaharın ayak seslerinin duyulmaya başlandığı anlarda, takvim yaprakları 13 Eylül’ü gösterdiğinde sevgi dolu, muhabbetiyle, duruşuyla insanların gönlüne kendini nakşettiren Mehmet Candan hocamız bütün dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs illetine yenik düşerek aramızdan sessizce ayrıldı. Hazan ağaçların yapraklarını dökerken, Kırkağaç’ta da herkesin aşina olduğu ismi anıldığında heyecanla, sevgiyle yüzlerin güldüğü Mehmet Candan bizleri yalnız bırakıyordu. Amansız hastalığın pençesinden kendini kurtaramayarak, yenik düşerek çok sevdiği Rabb'ine kavuşmuş oldu. O bütün alemi yaratan Rabb'ine kavuşurken bizler de onun yokluğuna kendimizi nasıl alıştıracağız, diye birbirimize bakarak kendimizi teselli etmeye çalışıyorduk.
Ruhun şad olsun sevgili hocam. Seni asla unutmayacağız, hiçbir zaman aklımızdan çıkartmayacağız. Kulaklarımda bugün gibi çınlayan okul yıllarımda “Peştemalci, kaldır o peştemali oradan” deyişini hiç ama hiç unutmayacağım. Biz senden razı idik. Sen de bizden razı ol. Adı gibi kendi de candan olan Mehmet Candan hocam.