Bal, arıların bitki ve çiçeklerden topladıkları bal özünden yapıp kovanlarındaki petek gözlerine doldurdukları, rengi beyazdan esmere kadar değişen tatlı, koyu, sıvı bir maddedir. Bal, tarih boyunca insanlığın önemli bir besin kaynaklarından birisi olmuştur.
Allah’ü Teala manası “Bal arısı” olan Nahl süresinin 68. ve 69. ayetlerinde bal arısı ile ilgili şöyle buyurmaktadır:
“Rabbin bal arısına; dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları çardaklardan kendine evler (kovanlar) edin. Sonra meyvelerin her birinden ye ve Rabbinin sana kolaylaştırdığı yaylım yollarına gir, diye ilham etti. Onların karınlarından renkleri çeşitli bir şerbet (bal) çıkar ki, onda insanlar için şifa vardır. Elbette bunda düşünen bir kavim için büyük bir ibret vardır.”
Bal, insan vücudunun en yüksek derecede ve en hızlı biçimde faydalanacağı şekilde tasarlanmış bir gıdadır. Ilık su ile karıştırılan balın birkaç dakika içinde vücuda enerji verdiği tespit edilmiştir. Balın içinde minerallerin, şekerlerin ve birçok vitaminin yanı sıra az miktarda bir takım hormonlar, çinko, bakır ve iyot da bulunmaktadır.
Genel olarak balların toplandığı değişik bitki kaynaklarına göre farklı aroma, tat, renk, yoğunluk ve kristalize sahip oldukları tespit edilmiştir. Aynı şekilde ballarda akıcılık kimyasal bileşimi, şekerler, rutubet, enzimler, vitaminler, asitler, kolloidal maddeler bulunmaktadır.
Bal arısı tabii haline bırakılır ve Allah’ın Nahl süresinde de belirttiği gibi kendi yolunu çizmesine müsaade edilirse, insanlık için şifa üretmeye devam edecektir. Bal arısının birçok bitki özünden faydalanması ile bitki çeşitliliği ne kadar çok ve endemik bitki diye tabir ettiğimiz bitkiler ne kadar fazla ise arının yaptığı bal o kadar değerli ve işlevsel olur. Özellikle keven, sarı kantaron, kekik, ıhlamur ağacı vb. gibi bitkilerden beslenen ve öz toplayan arıların yaptığı bal adeta antibiyotik konumundadır. İyi bir bal sadece şeker katkısı olmayan bal değildir. İyi bir bal aynı zamanda endemik bitkilerin yoğunlukta bulunduğu bölgelerde kalan arıların yaptığı baldır. Bu konuda Rize’nin Anzer bölgesi, Çanakkale Kaz Dağları etekleri, Kahramanmaraş, Binboğa Dağları ile Torosların son uzantısı olan bölgeler, Doğu Anadolu’da Muş, Bingöl, Siirt bölgeleri en değerli bölgelerdir. Bal konusunda çok fazla bilgi kirliliği var. Herkes bu konuda bir şeyler söylüyor. Dolayısıyla güvenilir bilgiye ve güvenilir bala ulaşmak istiyorsak doğru arıcılık yapan kişilere ulaşmamız gerekir. Bu konuda Kaz Dağları’nın eteklerinde ülke ve millet için üretim yapan biraz deli dolu kendisini tabiat aşığı olarak ilan eden, gecesini gündüzünü toprağı işlemekle, hayvancılık yaparak, arıcılık yaparak geçiren bir Anadolu insanı var. Adı Nedim Yıldız. Türkiye’nin milli bir peynir markasına ismini veren Çanakkale’nin Ezine ilçesinde yaşıyor. Ezineli balcı Nedim. Kendisine son derece güvenebilirsiniz. Zira tek geçim kaynağı bu değil. Aslında arıcılık ve hayvan yetiştiriciliği, toprak ile uğraşması biraz hobi olarak desek yanılmayız. Sosyal medya da aktif olan Nedim kardeşimiz sizin ve bizim için üretiyor. Sadece bal değil, her türlü hayvansal gıda ve özellikle zeytin ve zeytinyağı noktasında da önemli bir üretici olarak kabul edilebilinir. Nedim kardeşimize ulaşarak ürettiği ürünleri güvenle, gözünüz kapalı sipariş edebilirsiniz.
Bal en az 3000 yıldan beri birçok rahatsızlığın tedavisinde kullanılagelmiştir. Yakın zamanda yapılan bilimsel araştırmalar balın mucizevi etkilerini göz önüne sermiştir. Balın antiseptik/antimikrobiyal, osmotik, hidrojen peroksit ve asiditesine bağlı çok çeşitli iyileştirici etkileri olduğu saptanmıştır. Böbrek hastalıkları (böbrek yetmezliği) tedavilerinde çok önemli bir yere sahiptir. Balın pH'ı 3,5 ve 5,5 arasında olduğu için enfeksiyondan sorumlu bakterilerin çoğalmasını önlemektedir. Bal içinde birçok polifenol yani doğal antioksidan olarak işlev gören madde barındırdığı için uzun süre tüketilmesi sonucunda kanserli hücrelere karşıda etkili olduğu gözlenmiştir. Ayrıca balın içindeki demir, vücuttaki zararlı oksijen radikallerini zararsız ve etkisiz hale getirir. Yapılan araştırmalara göre bal, aynı zamanda bağırsaklardaki probiyotik bakteri florasını arttırdığı için bağışıklık sistemini güçlendirmekte ve dolayısıyla kolesterolü düşürmektedir. Bununla birlikte sindirimi kolaylaştırmakta ve kolon kanserini önlemede ciddi anlamda etkili olmaktadır.
İçinde endemik bitkilerin özünün yoğun olduğu, orijinal ve hakiki balın insan için çok faydaları vardır. Kısaca bunlara değinecek olursak;
Bal, anti bakteriyel özelliğinden dolayı iyi bir koruyucudur. Mideye kuvvet verir, kansızlığı giderir, damarları açar, alerjik vakıaları tedavi edici özelliği vardır. Karın ağrısına iyi gelir. İdrar söktürücü özelliği vardır. Karaciğer ve göğsü temizler, yanıkların tedavisinde kullanılır. Nar suyu ile karıştırılıp göze sürme gibi çekilirse gözün keskin görmesini sağlar. Balla salatalık rendelenerek yenirse susuzluğu giderir. Kanı temizler, sarılığı kısa sürede iyileştirir.
Diyabet hastaları için zararlı gibi algılansa da aslında etkilemez. İçeriğindeki maddeler sayesinde kan şekerinin düzenlenmesini sağlayan bal, normal düzeyde diyabet hastaları için 1 tatlı kaşığı faydalı sayılmaktadır.
Bal çeşitlerine göre insana faydaları farklı farklıdır. Baldaki şifanın kaynağı birçok bitkiden öz elde ettiğinden dolayıdır. Ayrıca arının yaptığı propolis ve polenlerde ayrı bir şifa kaynağıdır. Arı poleni, çok eski tarihlerden günümüze kadar kullanılan eski bir besin takviyesidir. İçerisinde yararlı 22 aminoasit ve 27 madensel tuz, ferment ve karbonhidrat bulunmaktadır. Tüm bunların yanı sıra sodyum, kalsiyum, silisyum, alüminyum ve çinko ile A, B,C,D,E,H ve P vitaminleri de bulunmaktadır
Polenin insan vücuduna sayılamayacak derecede faydaları vardır. Polenin içinde bulunan antioksidan özelliği vücudumuzun yenilenmesini ve kas yapımızın güçlenmesini sağlamaktadır. Bu özelliği sayesinde polenin akciğer dokuları üzerinde olumlu etkileri vardır. Özellikle astım ataklarını hafifletmeye ve tamamen ortadan kaldırmaya yardımcı olur. Başlangıç aşamasında astım ve bronşit gibi solunum yolu hastalıklarını tedavi edebilir. Bunun yanı sıra polen kardiyovasküler sistemi destekleyerek kılcal damarları güçlendirmeye yardımcı olur. Polenin içindeki antioksidan damar sağlığının korunması açısından büyük bir önem teşkil etmektedir.
Ayrıca polen çocukların büyüme çağında alması gereken vitaminlerin karşılamasında yardımcı olur.