Geçtiğimiz birkaç gün içinde Türkiye’nin yerli otomobili TOGG (Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu) tanıtıldı. Tanıtım sonrasında olumlu ve olumsuz birçok tepki aldı. Bazı kişiler “üretilecek fabrika daha ortada yok, nerede yapıldı bu araba” diye sorarken, bazıları da tasarıma takılı kaldı.
Açıkçası tasarımının başkaları tarafında yapılıyor olmasına takılmadım. Elbette gönül isterki bizden birileri tasarlasın. Ama zamanla o da olacaktır. Beni en çok etkileyen kısmı elektrik ile çalışıyor olması. Hem çevre kirliliğine sebebiyet vermeyecek olması, hem de yabancı kaynak olan petrolün kullanılmayacak olması açısından sevindirici.
Hep şunu düşünmüşümdür. Ve sürekli de sorgulamışımdır. 2002’den bu yana iktidar partisi Türkiye’de birçok yol yaptı. Yolların tamamı bölünmüş yol. İstanbul-İzmir arasında otoban yapıldı. Birçok bölgede de tüneller yapıldı. Yapılan bu yollarda ise bir tane yerli marka, yerli üretim bir aracımızın olmaması üzücü bir şey. Çok geç kalınmış bir adım. Yerli otomobil üretimi fiili olarak başlarsa ilk önce bütün kamu kurumları yerli otomobile geçiş yapmalı. Kullanımda öncülük yapmalıdır. Hatta bütün belediye başkanları makam aracı olarak kullandıkları ve bidünya kira bedeli ödeyerek bindikleri Audi’leri yerli araç ile değiştirirlerse çok hayırlı bir iş yapmış olurlar. Açıkçası hepimizin de beklentisi bu yönde. Yerli aracımız oluyor, diye sevinç çığlıkları atarken üretimden sonra kullanılmaması çok üzücü olur.
Hepimizin bildiği gibi Türkiye’de ilk defa yerli araç denemesi “Devrim” isimli araç ile oldu. Devrim için ilk adımlar 16 Haziran 1961 günü atıldı. 20 kadar mühendis Ankara’ya çağrılarak bir toplantı yapıldı. 29 Ekim 1961 tarihine yetiştirilmek üzere tamamen yerli kaynaklar ile yapılacak bir otomobil için kaynak ayrıldığı ifade edilmişti.
Yerli otomobil için, Eskişehir’de Demiryolu Fabrikalarında yaklaşık 4,5 ay süren çalışmaya 48 mühendis ile 200’e yakın işçi görev almıştır. Otomobilin yapımında kullanılan motordan, direksiyona ve koltuk kaplamalarına kadar bütün malzemelerinde yerli ürünler kullanılmıştı. Üretilen ilk otomobil beyaz renkli olurken, bir diğer otomobil ise siyah renkli makam arabası olarak yapılmıştı.
Siyah renkli Devrim otomobilin son kat boyası bile 28 Ekim akşamı anca yapılabilmiş, rötuşlar ise Ankara’ya doğru tren ile sevk edilirken, gece trende yapılmıştır. O günkü şartlarda trenler buharlı lokomotifler ile çekiliyordu. Yolda taşınma esnasında lokomotifin bacasından sıçraması muhtemel kıvılcımlara karşı güvenlik nedeniyle aracın benzin deposu boşaltılmış idi. Ankara’ya ulaşıldığında araca sadece manevra imkanı sağlayacak kadar birkaç litre benzin koyulmuş, asıl ikmal ise Sıhhiye’deki mobil benzin istasyonunda yapılacak ve sonrasında otomobil Meclis’e gönderilecekti.
29 Ekim sabahı Devrim aracı motosikletli eskort trafik ekipleri arasında Meclis’e doğru hareket ediyor. Ancak eşlik eden ekip sabah yola çıkılmadan benzin alınacağını bilmediğinden neredeyse boş depo ile Meclis’in önüne gelinmiş oldu. Meclis’in önüne gelindiğinde durum anlaşılmıştı ama artık çok geç idi. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel Paşa Meclis’in önünden Anıtkabir’e gidecekti. Ne var ki 100 metre giden araç, benzini bitmesi sebebiyle yolda kaldı. Vaziyeti soran Cemal paşa, yüksek mühendis Rıfat Serdaroğlu’nun “paşam, benzin bitti” cevabı ile sinirleniyor. Bunun üzerine şunu söylüyor. “Batı kafasıyla otomobil yaptınız ama doğu kafasıyla benzin ikmalini unuttunuz.” Bu olaydan sonra bir daha yerli otomobil üretimi gündeme gelmemiş. Üretilen Devrim isimli otomobil ise Eskişehir’de bulunan Tülomsaş Müzesi’nde ziyaret edilmek üzere sergilenmektedir.
İşte bugüne geldiğimiz süre içerisinde birkaç kez yerli otomobil dillendirilse de kimse tarafından teşebbüs edilememiş. 2002’de iktidara gelen Ak Parti bile birkaç kez konuyu gündeme getirse de bir sonuç elde edilebilmiş değildi.
2 Kasım 2017’de sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan yerli otomobil için tekrar düğmeye basmış, yerli otomobili üretecek konsorsiyum firmalarını açıklamış ve bu firmaların Anadolu Grubu, BMC, Kıraça Holding, Turkcell ve Zorlu Holding olduğunu belirtmişti. O günden bu yana yapılan ar-ge çalışmaları sonucunda yerli araç TOGG Türkiye’ye ve dünyaya tanıtıldı. Tasarım ve dizayn alkış aldı. Eksik yönleri elbette olabilir. Hedeflenen üretim tarihi 2022’ye kadar eksiklikleri giderilir ve seri bir şekilde üretimi başlar. Bundan sonra beklentimiz kararlılık ile üretilecek olan otomobilleri ülke yollarında görmek. Sadece iç tüketim değil, asıl hedef yurtdışı pazarı olmalı. Bu konuda da şimdiden bazı çalışmaların yapılıyor olmasını duymak bizleri son derece mutlu ediyor.
Yerli otomobili bir siyasi malzeme haline getirilmeden, devamını getirmek çok önemli. Farklı farklı modeller ile her gelir seviyesindeki insanlara hitap edebilmek gerekir. Üzerinde çok boğucu bir vergi yükü olmadan alınabilir bir fiyat aralığında olması da en büyük temennimiz.
Yerli otomobil bir anlamda da heyecan getirdi ve halkımızda “artık bizlerde bir şeyler başarabiliyoruz” gururu yaşattı.
Yerli otomobil TOGG ülkemiz için hayırlı olsun. Emeği geçen herkese teşekkürlerimizi bir borç biliyoruz.