Türkiye’de ilk defa Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki HDP’li belediyelere 2016 yılında kayyum ataması yapıldı. Kayyum atamalarında devletin tercihi mülki idare oldu. Yani vali ve kaymakamlar tercih edildi.
31 Mart 2019 yerel seçimleri sonrasında da bazı illerde ve ilçelerdeki HDP’li terörle intisablı belediyelere mülki idareciler yani vali ve kaymakamlar kayyum atanmaya başlandı.
Geçen dönemde de hemen hemen birçok kayyum belediye başkanını ziyaret ettim. Yaptıkları hizmetlere bizzat yerinde şahit oldum. Kayyum başkanlar ilk dönemlerinde şehirlerde yıkılan, yakılan birçok yeri yeniden tamir etme ve altyapı hizmetlerini tamamlayabilme gayreti içinde oldular. Kısmen de olsa kültürel hizmetlere yer verenler oldu. Çocukların kitap okuma alışkanlıkları kazanmaları için kitap dağıtımı başta olmak üzere, kütüphaneler kurmak, gençlik merkezleri kurmak Mardin valisi ve kayyumu Mustafa Yaman’ın yaptığı gibi…
Kayyumlar yeni dönemde de kolları sıvayarak dört koldan hizmet üretme gayreti içindeler. En büyük avantajlı yönleri seçilmiş olmadıkları için göbek bağı ile bir yerlere bağlı değiller. Kendi hür iradeleri ile kanunlar çerçevesinde vatan ve millet aşkıyla hizmet üretme gayretindeler. Her birini bu zorlu görevlerinde başarılı olmaları için Allah’a dua ediyorum.
Aslında şahsi görüşüm belediye başkanlıkları atama usulü ile göreve gelmeleri, meclis üyelerinin ise seçim yoluyla gelmesi. Bazı ülkelerde bu model hakim. Yeni Cumhurbaşkanlığı sistemimiz ile de doğru orantılı bir sonuç oluşturur. Ama yakın zamanda ülkemizde böyle bir şey olması pek mümkün görünmüyor. Ancak şu bir gerçek ki, kayyumların siyasetten bağımsız hareketleri çok büyük hizmetlerin gelmesine vesile oldu. Doğu ve Güneydoğu’da hemen hemen yolu olmayan il, ilçe hatta mezra kalmadı desek yeridir. Bunun yanı sıra çok ciddi alt yapı çalışmaları yapıldı. Devletin de desteğiyle bazı yerlerde konut üretimi bile yapıldı.
Bu yeni dönemde kayyumlar eksik kalan alt yapı ve üst yapı hizmetlerine elbette devam edecekler. Ancak onlardan bu dönem beklentimiz kültürel çalışmalara ağırlık vermeleri. Zira bölgedeki en büyük eksiklik bu kültürel alan. Bölgedeki genç nesil ve çocuklar dönüşüme tabi tutulmalıdır. Devletin büyüklüğünü ve yanlarında olduğunu hissetmelidirler. Bu memleketin yetiştirdiği birçok insan okuyarak kendilerine rol model seçebilirler. Ayrıca değerler eğitimi olarak ifade ettiğimiz konularda yazılmış eserleri okuyarak bilinçlenmeleri, devletine sahip çıkmaları gerektiğini öğrenebilirler. Gençlere ve çocuklara yapılacak yatırımlar meyvesini biraz uzun vadede verebilir ancak buna çok ihtiyacımız var. Kültür alanında yapılacak hizmetler çok fazla. Diğer illerde yapılan hizmetler de örnek olarak alınabilir. Özellikle de ilkokul çağındaki çocuklara hitap edecek çalışmalar daha da önemli. Zira “ağaç yaş iken eğilir” atasözü ile küçük yaşlarda vatan sevgisi, millet sevgisi kazandırılmalıdır. Toplumun değerlerini tanımaları sağlanmalıdır. Aksi takdirde bölgedeki yaşanan travmatik olaylar kanayan bir yara olmaya devam edecektir.
Diyarbakır ve Mardin kayyumları kültürel alanlarda da önemli hizmetlere yer vermekteler. Ancak bunlar yeterli mi? Elbette önemli ama yeterli değil. O nedenle bölge önce iyi okunmalı, bölgedeki çocukların gönlüne ve beynine girilmelidir. Kalıcı ve etkili projeler yapılarak doğru sonuçlar elde edilmelidir. Batı-Doğu köprüsü kurulmaya çalışılmalıdır. Karşılıklı ortak çalışmalara imza atılmalıdır. Bu nedenle zaman zaman Batı illerinde yaşayanlar özellikle çocuklar, doğudaki insanlar ile kaynaşmaları sağlanırsa daha etkili bir çalışma yapılmış olur.
Kayyumlar batı ve diğer bölgelerdeki belediye başkanlarından farklı olarak, toplumun içinde daha fazla faaliyette bulunmaktadırlar. Bu da önemli ve anlamlı. Zira halk belediye başkanını kendi içlerinden biri gibi hissettiklerinde, yakınlık duyuyor, derdini ve tasasını daha iyi paylaşabiliyor. Bu da tabii olarak devleti yanında görmelerine vesile olmaktadır. Bir çoğunda rastladığım bu tavrı çok olumlu karşılıyorum. Zira bölgenin en önemli ihtiyaçlarından biride devletin varlığını hissettirmesidir.
Kayyum belediye başkanlarının siyasi baskıdan uzak oldukları sürece çok güzel işler çıkartacakları aşikar. Bu nedenle kayyumların çalışmaları canı gönülden desteklenmeli, siyaset malzemesi haline getirilmemelidir. Zira kayyum belediye başkanlarında gördüğüm bir haslet de diğer belediye başkanları gibi partilerini değil, görev yaptıkları il ve ilçeyi onun üstünde de devleti ve vatanı düşünmektedirler.