Kurban sözlükte “yaklaşmak, Allah’a yakınlık sağlamaya vesile olan şey” anlamına gelmektedir. Dini bir terim olarak ise, “ibadet maksadıyla belirli bir vakitte belirli şartları taşıyan hayvanı usulünce boğazlamak yada bu şekilde boğazlanan hayvan” demektir.
İnsanlık tarihi boyunca hemen hemen bütün dinlerde kurban uygulaması mevcut olmakla birlikte şekil ve amaç yönüyle aralarında farklılıklar bulunmaktadır. İlk kurban olayı ilk insan ve ilk peygamber olan Hz. Adem’in (a.s.) oğulları arasında icra edilmiştir.
Kurban gerek fert gerekse toplum açısından birçok faydalar taşıyan mali bir ibadettir. Kişi kurban kesmekle Allah’ın emrine boyun eğdiğini ve kulluk vazifesini yerine getirdiğini canlı bir şekilde ortaya koymuş olmaktadır.
Müslümanlar kurban bayramında belirlenen günler içerisinde kurban kesmek ile Hz. İbrahim (a.s.) ile oğlu Hz. İsmail (a.s.) arasında geçen ve Kur’an-ı Kerim’de kıssası anlatılan hadiseyi de hatıralarında tazeleyerek canlandırmış olmaktadırlar. Tıpkı Hz. İsmail (a.s.) da ki itaat gibi Allah’a karşı tam teslimiyet içerisinde olduklarını göstermiş olmaktadırlar. Bu nedenle Kurban hadisesinin birçok ibadetten farklı yönleri bulunmaktadır.
Kurban yukarıda da ifade ettiğimiz gibi Allah’a yakınlaşmak anlamını taşımaktadır. Bugün bu ibadeti yerine getirirken en önemli düşüncemiz bu yakınlaşmayı ne kadar sağlayabildiğimize bakmalıyız. Dünya Müslümanlarının yekvücut olmaları gerektiğini de vurgulamaya çalışan Kurban, zaten içinde bulunduğu ayda yapılan Hac ibadeti ile bunu göstermeye çalışmakta. Ancak bu yakınlaşma ve dayanışma sadece bayram süresince olmamalıdır. Süreklilik arz etmelidir ki, bir anlam ifade etsin. Zira Müslümanlar olarak bayram günleri manevi anlamda coşkuyu en yüksek dozda yaşadığımız günlerdir. Daha sonra ne hikmet ise birbirimizden yine uzaklaşmaya çalışıyoruz.
Kurban ibadeti, özü itibariye bizzat kurban kesebilecek nisapta zenginliği olan veya bayram günlerinde o zenginliğe erişen insanlar tarafından yerine getirilen bir ibadettir. Yani aslolan kişinin bizzat kurbanı kesmesi ve Rabbine karşı o yakınlığı hissetmesi ve de teslimiyetini göstermesidir. Dolayısıyla günümüzde çokça yaygınlaşan hayır kurumlarına Kurban bedelini ödeyerek tatile çıkmak yada kurbanın kesimi ile gerçekleşen tatlı telaştan uzak olmak doğru bir davranış şekli değildir. Belki ibadet anlamında yerine gelmiş olsa da ibadet ruhu bakımından eksik kalmış olur. Yine eğer birden fazla kurban kesebilecek güce sahip isek veya aile fertlerinde başka kurban kesebilecek nisapta mali gücü olanlar var ise bu durumda diğer kurbanları güvendiğimiz hayır kurumlarına bağışlayabiliriz. Ancak burada da şu hususa dikkat etmek lazım. Kurbanda madem yakınlaşmadan bahsedeceğiz o halde en yakınımızdan bu bağış olayını yaparak katkı sağlamaya çalışmalıyız. Önceliği çok yakınımızda olan kurumlara vermeliyiz. Daha sonra yakın çevremizde istifade edecek kalmadıysa uzak bölgeler, hatta dünyanın değişik noktalarındaki Müslüman kardeşlerimiz de istifade etsin diye milletlerarası çalışma yürüten hayır kurumlarını tercih edebiliriz.
Kurban olayında dikkat etmemiz gereken bir diğer husus da, kestiğimiz kurban etini dinimizin bize tarif ettiği şekilde üç parçaya bölerek, aile efradımızın istifadesine sunduğumuz gibi kurban kesme imkanı olmayan yakın çevremizdeki akraba, komşu ve dostlarımızın istifadesine de sunmalıyız. Kurban etini paylaştığımız sürece bereketi ve sevabı o doğrultuda artar. Sadece kendimizi düşünmemeliyiz. Etrafımızdaki ihtiyaç sahiplerini de düşünerek onları da sevindirmeliyiz.
Bu yıl idrak edeceğimiz Kurban bayramı bütün dünya Müslümanlarının uyanışına vesile olmasını temenni ediyorum. Artık son derece hassas olan zaman dilimlerinden geçtiğimiz bu günlerin kıymetinin bilinip Müslümanların birlik, dirlik ve beraberliğinin tesis edilmesine katkı sunmasını arzu ediyorum.
Hz. İsmail (a.s.)’ın şeytanı taşlayarak ilahi hitaba şeksiz şüphesiz itaat ettiği gibi, bizler de üzerimizdeki gafletten sıyrılarak İsmailî bir duruş ile Rabbimize teslimiyetimizi göstermeliyiz.
Bu vesile ile bütün okuyucularımızın ve milletimizin Kurban Bayramını en kalbi duygularımla tebrik ediyor, bayramın ülkemiz, insanlık alemi için barışa ve kardeşliğe vesile olmasını temenni ederek, sağlık ve huzur içinde bir bayram geçirmemizi Cenab-ı Haktan dua ve niyaz ediyorum.