Sevgili Okuyucularım;
Geçtiğimiz hafta bu köşemizde Güneydoğu bölgesine ve özellikle de Mardin’e yaptığımız ziyaretlerden bahsetmiş ve yazının devamında da Güneydoğu’ya değinmeye çalışacağız, diye belirtmiştim. İşte bu hafta sizler ile Güneydoğu izlenimlerimizi paylaşacağım.
Hepinizin malumu Doğu ve Güneydoğu’da 1980’lerden bu yana bir terör vakıası ile karşı karşıyayız. Zaman zaman şiddetini arttıran, zaman zaman ise azaltan, bir dönemde çözüm süreci adı altında duraklatılan terör olaylarının çok şükür beli kırılmış oldu. İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun özverili çalışmalarına bölgedeki mülki idarede katılınca terör olaylarının epey beli kırılmış oldu. Burada sizler ile asıl değinmek istediğim Doğu ve Güneydoğu’daki kayyum belediyelerin başarılı çalışmaları ve bu başarılı çalışmaların mahalli seçimlere ne kadar yansıyacak oluşu. Bildiğimiz üzere 2014 seçimlerinde HDP’nin kazanmış olduğu bütün belediyelere terör örgütüne direk veya endirek destek veriyor diye yaklaşık 2-2.5 yıl önce Kayyumlar atanmış idi. Kayyum atamalarında tarafsız ve sadece bölge halkını düşünerek, devletine hizmet edeceği düşüncesiyle “mülki idare” seçilmişti. Bölgede görev yapan kayyumlar göreve geldikleri günden itibaren adeta destansı hizmetlere imza attılar. Allah nasip etti, bu hizmetleri birebir yerinde görmek nasip oldu. Hemen hemen Kayyum Belediye başkanların büyük çoğunluğunu ziyaret ettim. Bulundukları bölgelerde genel belediyecilik hizmetlerinin en güzel örneklerini sergilemekle beraber sosyal belediyecilik boyutuyla da çok şeyler yapılmış. Hatta bazı bölgelerde, yakılıp yıkılan şehir devletin desteğiyle yeniden inşa edilmiş. En son gezimizde Nusaybin’e 7000 adet yeni sıfır konut inşa edildiğine şahit olmuştum. Kayyum ile yönetilen illerden Tunceli hepimizin gözü önünde. Munzur çayında raftingten tutunda yamaç paraşütüne kadar birçok sportif etkinlik yapılır, hale geldi. İki kez gittiğimiz Tunceli’de her gidişimizde ayrı bir güzelliğe şahit olduk. Şu anda terörden arınan Tunceli Türkiye’nin önemli bir turizm kenti haline geldi. Tunceli’de bunca başarılı faaliyetlere imza atan bir o kadar mütevazi ve halk adamı edasıyla görev yapan vatanperver bir Vali Kayyum başkan Tuncay Sonel var. Kendisini bu satırlar aracılığıyla yürekten kutluyorum. Bir diğer İlimiz Diyarbakır. Diyarbakır’da kayyumluk yapan Cumali Atilla neredeyse şehri yeniden imar etti.
Kayyum belediye başkanları seçilmiş olmadıkları için ve seçilme kaygısı taşımadıklarından dolayı, devletin kendilerine verdikleri yetki ve imkanlar çerçevesinde bölge haklının gönüllerine dokunmaya da gayret gösterdiler. Kimi zaman devletin şefkat yüzünü, kimi zaman ise devletin ceberrut yüzünü ortaya koyarak, kendi canlarını hiçe sayarak gece gündüz demeden kendilerini hizmete adadılar. Buraya kadar her şey güzel. Terörden dolayı tahrip olan şehirler tekrar yeniden inşa edilerek yepyeni şehirler ortaya çıkartıldı. Bölge halkı da gönlünce bu hizmetlerden huzur içinde faydalanmaya başladılar. Peki, bundan sonra ne olacak? Bunu da bölgede şahit olduğumuz ve görev yapan başkanlardan aldığımız bilgiler doğrultusunda değinmeye çalışacağım. Van Gürpınar’da idik. Kayyum başkan bize şehri gezdirdi. Birbirinden kıymetli hizmetlere imza atılmış. Çocuklar için yapılan oyun parkları batıdakileri hiç aratmıyor. Hatta bazıları Batı’dan daha konforlu halde. Bize anlattığı bir anısı, bundan sonraki bölgede olabilecek durumu ortaya koyuyordu. Bir gün bir bayan parkta çocuğunu eğlendiriyordu. Yanına giderek halini hatırını ve yapılan hizmetlerden memnun olup olmadığını sordum. Bayan kendisine dönerek “Allah sizden razı olsun, Sizleri başımızdan eksik etmesin. Geldiniz buralarda bizlere hizmet ediyorsunuz. Bakın sizin hizmetleriniz olan bu çocuk parkında çocuklarımız gönüllerince eğleniyorlar. Bu nedenle sizlerin hakkını biz ödeyemeyiz” demiş. Başkan olan kayyum ise “sizlere bu imkanları devletimiz sunuyor, biz sadece aracıyız. Peki şimdi bu durumda seçimlerde ne yönde bir karar vereceksiniz, bu hizmetlerden sonra desteğiniz hangi yönde olacak?” diye soru yöneltmiş. Bayan hiç tereddüt etmeden tabi ki HDP demiş. O bizim partimiz. Partimiz ayrı siz ayrısınız demiş. İlk bakışta bu diyalog ve bu cevap bireysel gelebilir. Lakin bölge genelinde gezip gördüğümüzde bu tablo hakim. Yapılan bütün hizmetleri bağırlarına basıyorlar ama desteğe gelince destek vermiyorlar. Burada yaman bir çelişki var. Hatta burada yeri gelmiş iken şu soruda sorulabilir. 2002 seçimlerinde bölgenin tamamına yakınında milletvekili çıkartan Ak Parti bugün bölgede adeta yok gibi. 2-3 yıllık sürede kayyumların destansı hizmetleri karşılığında 24 Haziran seçimlerinde de bölgenin büyük çoğunluğunda HDP başarılı oldu. 2019 mahalli seçimlerinde de sonuç pek değişecek gibi gözükmüyor. Bu bölgeleri birkaç kez ziyaret ettim. Bölge halkında inanılmaz bir misafirperverlik var. Lakin anlamakta zorlandığım vakıa, bunca hizmetin karşılığında Ak Parti ilk kurulduğunda bölgede hakim unsur iken bugün niye değil. Bu durum çok ciddi araştırılması gereken sosyolojik bir vakıa. Bölge halkının yeniden gönlü fethedilmelidir. Bunun için kullanılması gereken dil ne ise, o ortaya çıkartılıp ona göre mücadele edilmelidir. Yine bölge halkının yeniden gönlünü kazanabilmenin bir yolu da gençler. Gençlere çok ciddi önem verilmeli, onların sesi soluğu olunmalıdır. Gençler ebeveynlerini de etkileyebilirler. Bir diğer yapılması gereken iş de Doğudaki gençleri kaynaşma adı altında Batıdaki illere gezilere götürülüyorlar. Aynı gezi, ters yönlüde yapılmalı. Yani Batıdaki gençler Doğuya götürülmeli hem kaynaşma sağlanmalı hem de Doğuyu tanıma fırsatı elde etmiş olmalılar.
Yazımızı Tunceli Valisi ve Kayyum belediye başkanı Tuncay Sonel’in bir sloganı ile bitirelim. “Tanımakla Başlar Her şey.”
Kişi tanımadığının ve bilmediğinin düşmanıdır.