Sevgili Okuyucularım;
Hayatımızda bir yılı daha geride bırakıyoruz. 2018 yılının son gününü yaşıyoruz. Allah nasip ederse eğer 2019 yılına ayak basmış olacağız. Bize göre yeni bir yıl ne demektir. Yeni yıl ömrümüzden bir takvim yılının geride kalması ve yeni bir takvim yılına girişten ibaret, bunun dışında bir anlam yüklemek çok manasız. Yapmamız gereken iş, bir yılın muhasebesini yaparak geçmişte ne eksikliklerimiz var, Ne gibi hatalarımız oldu. Onları tespit ederek gelecek yıllarda aynı hataları ve kusurları işlememek adına tedbirler almak olmalıdır.
Gerçekte yapmamız gereken bunlar iken, yeni bir yıla girerken Hıristiyan Aleminin 25 Aralık’ta kutlamaya başladığı Noel kutlamalarına günler önceden bizlerde hazırlıklar yapmaktayız. Hıristiyan Kültürü iliklerimize o kadar işlemiş ki, sanki yılbaşında Onların yaptıkları hazırlıkları yapmaz isek hayatımız eksik kalır gibi bir anlayış içerisindeyiz. Birçok vatandaşımız ise aylardır satışta olan umut kapısı gibi gördükleri Milli Piyango bileti alabilmek için soğuk havaya rağmen saatlerce kuyrukta beklemeyi göze alabilmektedir. Öte yandan başka başka hazırlıklar yapılmaktadır. Sanki dünya yeniden kuruluyormuş gibi hummalı bir hazırlık yapılmakta. Kendi öz kültüründen uzak yetiştirilen nesiller ise kendi öz benliğinden uzak olan bu tür hazırlıkları daha bir içtenlik ile yapıyor.
Her yeni bir yıla girişte yaşadığımız bu hengame yıl boyunca da sürüp gidiyor. Neslimizi ve geleceğimizi kendi kültür kodlarımıza göre yetiştiremediğimiz sürece de bu böyle devam edip gidecektir. İşte tam bu noktada yine konu gelip dayanıyor eğitime. Eğitimin sadece okul ayağı yok. Eğitimin ilk başlangıç ayağı aile ocağı. Yani evlerimiz ve ebeveynler. Burada alınan temel eğitim üzerine okullarda alınan eğitim eklenince ve ona çevre faktörü de ilave edilince bireyin şekil yapısı ortaya çıkmaktadır. Bu üç ayak da çok önemli. Bu üç ayak ne kadar sağlam olursa o kadar sağlam bireyler yetişmesi mümkündür. Bir birey, kültürel değerlerimizi tanımaya daha çocukluk yıllarında başlar ise, ilerleyen yaşlarında bunları koruyup kollamak ve kendinden sonraki nesillere aktarabilmek için önemli bir alt yapıyı tamamlamış oluruz. Ama şöyle bir baktığımızda kendi kültürümüze 7’den 70’e herkes yabancılaşmış vaziyette. Kültür değerlerimiz sadece inancımız ile gelen değerlerden ibaret değildir. Bu kültürel değerlerimiz inancımızın bize emrettiği değerler ile birlikte, örf, anane, gelenek ve göreneklerimizdir. Her geçen gün ve yılda bunlardan fersah fersah uzaklaşmaktayız. Kültürümüzden koptukça kendimize bile yabancı olmaya başlıyoruz.
Kültürel yozlaşmanın sonucunda dönüp kendimize baktığımızda, kendimize şu soruyu sormaya başlıyoruz; “Biz Kimiz ve biz ne kadar biziz?” Bizi tarihimizden ve kültürel kodlarımızdan uzaklaştırmak isteyen Batı Dünyası emellerine ulaşmış görünüyor. Batı dünyasının bu oyununu bozabilmek için bize ait olmayan ne varsa bütün hepsini elimizin tersi ile itmeliyiz. Buna ilk olarak her takvim yılı değişiminde gündeme gelen Yılbaşı kutlamalarından başlayabiliriz. Hatta öyle bir devrim yapmak lazım ki, takvim yılı değişikliği sadece bir yılın geride kalışı, ömür sermayesinden bir yılı daha geride bırakmak olduğunu topluma kabul ettirmek lazım. Ve devletin bizzat kendi kurumu eliyle oynattığı Milli Piyangoyu feshederek başlamamız daha uygun olacaktır. Sadece Diyanet işleri Başkanlığı’nın “Milli Piyango haramdır” ifadeleriyle konu geçiştirilmemelidir. Devlet bir karar alarak, 2019 yılı içinde bu kurumu feshetmelidir. Bu kurumun olmaması büyük bir eksiklik değildir. Kendi kültür kodlarımız doğrultusunda bir toplum inşa etme yolunda beklide önemli bir adım atılmış olacaktır. Ve bu fesih ile belki çok daha güzel hizmetlerin önü açılmış olacaktır. Bu doğrultuda bir adımın atılmasını haklı olarak talep etmekte ve beklemekteyiz. Kendi kültürel değerlerimize sahip çıkabileceğimiz bir yıl olması yönünde temennide bulunarak 2019 Türk Milleti ve ülkemiz açısından hayırlı ve bereketli bir yıl olması ümidiyle, bütün İslam Aleminin benliğine dönerek, Dinimizi gerçek anlamda tanımayı ve dinimizi yaşamayı nasip etmesi için Rabbimize duacı olmalıyız.