Sevgili Okuyucularım;
2019 Mart Yerel seçimlere 4,5 ay gibi bir zaman dilimi kaldı. 2014 seçimlerinin üzerinden neredeyse 5 yıl geçmiş oldu. Şimdi hem mevcut belediye başkanlarını hem de yerel yönetimlere talip aday adaylarını bir telaş sardı; “Acaba aday gösterilecek miyim” diye.
2019 seçimleri bütün partiler açısından zor geçeceğe benziyor. Bu nedenle partiler il ve ilçelerde özellikle de büyükşehirlerde çokça ince eleyip sık dokuyacaklar. Bazı partiler ise ittifak arayışı ile bu seçimlerde rakiplerine karşı üstünlük sağlamaya çalışacaklar. Öncelikle buradan şunu belirtmek isterim. Yerel seçimler ülkemiz açısından en hayırlı netice ne ise o şekilde sonuçlanmasını temenni ediyorum.
Gelelim adaylık meselesine, şimdiye kadar özellikle AK Parti bir çok il ve ilçede kısacası Türkiye genelinde Sayın Cumhurbaşkanımız ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gücü ve ismiyle seçimlerden galip ayrıldı. Elbette yapılan hizmetlerin de bunda payı var. Lakin yerel seçimler adından belli olduğu gibi lokal aday seçme seçimi. Herkes kendi bölgesinde kendisine hizmet edeceğini düşündüğü adayları seçiyor. Belediye Başkanının iktidar partisi ile aynı partiden olması her zaman avantaj olmuştur. Ancak bazı yerlerde çok başarılı muhalif bir partiden belediye başkanı da görebilmemiz mümkün oluyor. Aday adayı olmak, hizmete talip olmak elbette güzel şey. Ancak aday adayının öncelikle “ben burada bu göreve talip olurken bölgeme ne katabileceğim, benim ne artım olacak” onu düşünmesi lazım. Zaten yukarıda da bahsettiğimiz gibi (hak etmediği halde birçok yerde) partinin liderinin gücüyle aday gösterildiği için belediye başkanı olan kişilere rastlıyoruz. Belediye başkan adaylarında aranması gereken birinci özellik; “halkı ne kadar kucaklayabilecek, seçildikten sonra parti farkı gözetmeksizin bölgesinde ikamet eden insanlara ne kadar hizmet ulaştıracak” zira başkan seçildikten sonra artık partinin değil o bölgenin başkanı olmuş oluyor. Yine Başkan adayının gönlü açık olmalı, herkesle muhabbet kurabilmeli, kendisine muhalif olan kişilere nezaket çerçevesinde saygı duyarak onları da kucaklayabilmeli. Bundan sonra artık belediyecilikte ilk öne çıkan şey kanaatimce bu olacaktır. Zira belediye hizmetleri rutin bir şekilde devam ediyor. Hizmetlerde bir aksama olmadığı müddetçe, çok bir sorun yaşanmıyor. Ancak toplum artık idarecisi ile bütünleşik yaşamak istiyor. Yani kendi içlerinden seçtikleri belediye başkanı, yine kendileri gibi tabii davranmalı, toplumdan kendini soyutlamalı ve toplumun içinde her daim millete sevgi ve muhabbetini eksik etmemeli, diye düşünüyor. Milletimiz artık uyandı. Başkan bulunduğu bölgeyi hatta evinin önünü altın ile donatsa bile, kişi eğer kendisine değer verilmediğini hissettiği anda yapılan o kadar hizmeti bir çırpıda yok sayabiliyor. Zaten hizmette de asıl olan birinci derecede insana yatırımdır. İnsanımızı ötelemeden, onu kucaklayarak yoluna devam ederse Onlardan alacağı dua ile hem hizmetleri kolaylaşacak hem de bereketi artacaktır. Bu nedenle artık başkan adayları arasında tercih yapılırken bu kriter birinci planda olmalı. Bölgesinde sevilen ve sayılan kabul görmüş, iş ahlakı düzgün kişiler tercih edilmelidir. Geriye dönüp baktığımızda son 5 yıl içinde milletimiz en çok belediye başkanlarının tavırlarından şikayetçi. Belediye hizmeti zaten bir şekilde yapılıyor. Ama tepeden bakmacı, kibir abidesi gibi ulaşılamayan ve kendinden insanları nefret ettiren tiplerden artık bu millet bıktı. Millet kendisini kucaklayacak gerektiğinde sıcak bir tebessüm ile kendini karşılayacak insanları arıyor. Bu konu oldukça hassas ve bu konuya özen gösteren siyasi partiler seçimde bir adım önde olacaktır. AK Parti adayları da eğer 18 yıllık hizmet kervanı ve 2004’den bu yana belediyelerdeki destansı hizmetler devam etsin istiyorlarsa bu kritere çok ama çok dikkat etmelidirler. Adayları belirleyecek komisyon ahbap çavuş ilişkisi içinde, rant elde etmeye dönük isimler yerine halkı kucaklayacak kişilere yer vermelidir. Genel merkez bu konuda mesaisini harcarken adeta sarrafların terazisinden daha hassas olmalıdırlar.
Diğer yandan artık belediye başkan adayları seçildikten sonra belediyenin her yıl onaylanan bütçesini rantabl bir şekilde hizmete dönüştüreceği işlere harcamanın ötesinde, belediyeye katkı getirecek, gelir sağlayacak bölgesindeki değerleri ortaya çıkartma gayretinde olmalıdırlar. Bu değerleri hem halkın hizmetine sunabilmeli, hem de yerelde belediyeye ve genelde de ülkeye katma değer kazandırarak, Belediye başkanı hazırı harcayan biri olmaktan çıkmalıdır. Artık dönem katma değer kazandırma dönemi. Ve ülkemizin hemen hemen her köşesinde bir değer bulunmakta, önemli olan onu arayıp bulmak ve sonrasında o değerden istifade edebilmeyi bilmektir.