Fisun KUMBARACI
20.08.2018 / 17:00

Bazı sözcükler vardır, sadece kendi başlarına pozitif etki yaratırlar, enerjileri yüksektir. Doğmak, evlenmek, bayramlaşmak, barışmak gibi...

Ülkece, milletçe kurban bayramını karşılamak üzereyiz, yine bir bayram arifesindeyiz.

Bayramlar kavuşturur, bayramlar birleştirir, bayramlar barıştırır. Küsler barışır, sevenlerimizin sevinci, mutluluğu katlanır.

Barışmak her zaman iyi midir?

Sevdiklerimizi bize kazandıracaksa, tabi ki evet.

Yakın zamanda yürürlüğe giren imar barışı da bu açıdan bizlere olumlu katkılar sağlamalıdır. İmar barışıyla amaç; yalnızca mevcut durumu yasallaştırmak, ruhsatsız yapıları ruhsata bağlamak, sorunsuz bir şekilde elektrik, su ve doğalgaz abonesi olmalarını sağlamak olmamalıdır.

Mimarı-mühendisi, plan-projesi, yapı ruhsatı ve yapı denetimi ile inşa edilmiş, ancak prosedüre takılmış yapılarda imar barışından söz etmek akla daha uygun, kulağa daha hoş geliyor.

Ancak mimarsız-mühendissiz, plan projesi olmadan ve nasıl yapıldığını bilmediğimiz binalar imar barışıyla tescillenecekse buradaki tek kazanımımız, bu binalarla ilgili arşiv kaydının oluşacak olması olmalı...

Ve hemen akabinde bu binaların takipçisi olunmalı, binanın sağlamlığı test edilmeli, gerekirse riskli yapı olarak tescillenerek yıkımına karar verilmeli.

Barış bizlere sevdiklerimizi kazandıracaksa barış olur, aksi halde sevdiklerimiz için gerekirse küs kalmalı, barışmamalıyız. Barışmayalım, küs kalalım, ama sevdiklerimiz de hayatta kalsınlar.

Birkaç gün önce 17480 kişinin hayatını kaybettiği, on binlerce kişinin yaralandığı 17 Ağustos Depreminin 19. yıl dönümüydü ve yarın bayram.

Sevdiklerimizin eksikliğini daha da çok hissettiğimiz özel günler. Sevdiklerimiz yanımızda olsunlar, sağ olsunlar diye milletçe ve devletçe daha da duyarlı olmalıyız.

Yapacağımız icraatlar da başka 17 Ağustos’lar yaşamamak için, önlenebilir felaketlerin önüne geçmek için olmalıdır. Bir de sevdiklerimizi bizden alanların, yaptıkları hataların affı olamaz, olmamalı. Yapılanlar ve yaşanılanlar unutulmamalı.

Yakın zamanda daha sık yaşanılan çocuk kaçırmaları, çocuk tecavüzleri ve cinayetleri ile ilgili milletimiz, adaletimizin onlar için en ağır cezayı vermesini bekliyor. Sevdiklerimiz söz konusuysa, söz konusu insan hayatıysa affı olmamalı, barışı hiç olmamalı, acilen önlemler almalı, yasalar yeniden düzenlenmelidir.

Bu konuda milletvekillerimize büyük görevler düşmektedir. Manisalı vekillerimiz bu konularda öncü olurlar, konunun takipçisi olurlarsa Manisalılar olarak memnun ve mutlu oluruz kanaatindeyim. 
Bu duygu ve düşüncelerle, Kurban Bayramı’nızı kutluyor; sevdiklerinizle bir arada sağlıklı, mutlu ve huzurlu nice bayramlar diliyorum. Dilerim ki bu bayram; ülkemizde ve tüm dünyada barışın hakim olmasına vesile olur ve dilerim, hayat bayram olur.

ERİL SİYASET KADINSIZ AŞK OLUR MU? DÖRT İŞLEM KADIN KARINCA KARINCA KARARINCA YANLIŞ DEĞERLENDİRME TEŞKİLATÇI BAŞKAN BARIŞ OLMA(MA)LI YİNE ÖNEMLİ BİR GÜN... KASIM’DA AŞK BAŞKA(MI)DIR HERKES EKTİĞİNİ BİÇER...