Tutturdun bi “Ba'de harâbi'l-Basra" gidiyorsun diyorlar ve ekliyorlar; “ne demek bu, bir şey anlamadık?!”
Gerçi biraz Karadeniz fıkralarındaki gibi oldu; önce hikayeyi yazıp sonra çıkarılan dersleri yazacağımıza, önce dersleri, nasihatleri sonra hikayeyi yazmış olduk.
Olsun!
Bunda da vardır bir hayır!..
Baştan söyliyeyim; bu yazıyı okuduktan sonra BA’DE HARABİ’L-BASRA -1- [ http://www.manisadasonnokta.com/mobil/yazarlar.php?MakaleNo=200 ] ve BA’DE HARABİ’L-BASRA -2- [ http://www.manisadasonnokta.com/mobil/yazarlar.php?MakaleNo=201 ] başlıklı yazılarımı okumazsanız yine tam olarak anlaşılamayacak ne dediğimiz..
“Ba'de Harâbi'l-Basra", yani "Basra harap olduktan sonra" manasına gelen ve "iş işten geçtikten sonra" anlamında kullanılan bir deyiş.
Tabi bu tür deyişlerin temelinde yaşanmış gerçek bir hikâye vardır. Bizlere ders niteliğinde olan “BA’DE HARABİ’L-BASRA” deyişinin ortaya çıkmasına vesile olan yani yaşanan olay da şöyledir:
Bir zamanlar, yaşlı bir dervişin yolu Basra'ya düşmüş. Bu dervişe şehir halkı çok ilgisiz ve kayıtsız kalmış. Açlıktan bitkin düşen derviş kime gitse: "Allah versin dede efendi." cevabını almış.
Derviş çaresiz, kesesindeki son birkaç akçeyi de kasaba vererek bir parça et alabilmiş. Ama ne eti pişirebileceği bir ateş bulabilmiş, ne de eti pişirtebilecek açık bir kapı. Bu duruma çok üzülen derviş, Allah'a yalvarmış:
"Ey büyük Allah'ım. Şu Basra halkının kayıtsızlığından sana sığınırım. Beni bağışla ve şu bir lokma etimi pişirecek bir ateş ihsan buyur”
Daha duası biter bitmez Basra'yı büyük bir yangın sarmış ve kısa sürede birçok yer kül olmuş. Bir köşede ateş üstünde etini pişiren derviş, Allah'ın büyüklüğüne hayran, fakat kendi sabırsızlığından pişman olarak şöyle demiş:
"Ba'de harâbi'l-Basra nefsimizi köreltebildik!"
Şimdi, mesele dervişin aç kaldığı değil, mesele iş işten geçmeden, kendimizin nefsani haklılıklarına dayanak okuşturarak yaptığımız yanlışlarımızı düzeltip, doğruya ve iyiye yönelmek!
Bu hikaye ve başlıkla anlatmak istediğimizle ilgili herkes kendince bir mana çıkarmasın lütfen! Hikayeden
çıkaracağımız derslerin ne olduğu ile ilgili açıklamalar, daha önce yazdığım BA’DE HARABİ’L-BASRA -1- [ http://www.manisadasonnokta.com/mobil/yazarlar.php?MakaleNo=200 ] ve BA’DE HARABİ’L-BASRA -2- [ http://www.manisadasonnokta.com/mobil/yazarlar.php?MakaleNo=201 ] başlıklı yazılarımda.
Allah hayırlı ferasetler versin cümlemize, bizi istikamet üzere kılsın!