İşlerin bütün zorluğu, adını deliye çıkarana kadardır...Bir kere adı deliye çıktı mı birinin,hayat boyunca artık önünde hiç bir zorluk kalmaz...Delilik, bir insanı tımarhaneye götürecek kadar değilse,en sağlam dokunulmazlıktır...Akıllı bilinen biri yanlış iş yaparsa,başı derde girer...Deli, bir delilik yaparsa''adam,delidir o'' diye değerlendirirler...Bir de arada bir doğru düzgün bir iş becerirse''yapar yapar, ne delidir o'' diye değerlendirirler...
(Aziz Nesin Ayağını Kaldır Paşam)
Uzun yıllardır hangi şehire gidersem gideyim, insanların Manisa'lı olduğumu öğrenince tavırlarının değiştiğini fark ederim...Bakışlar biraz resmileşir, hareketler ciddileşir, en samimi konuşmalarda bile her kahkaha sonrası insanların yüzüme tedirginlikle baktığını gözlemlerim...Söylemesi ayıp, adımız deliye çıkmış bizim...Kötü mü elbette değil...Ayrıcalık bence, insanların bu kadar patavatsızca konuşup kalp kırmaktan çekinmediği günümüzde ee biraz düşünerek konuşmaları karşımızda, artı bile...
Sizi, bizi akıl hastahanesine yatırmayacak kadar neden deliririz bilir misiniz...İnsanların umursamazlığından, patavatsızlıklarından bence uzun süre susan insanlar öyle bir cümle ile söze başlıyorlar ki şaşırmamak elde değil...Deli mi derviş mi bilemiyorsunuz...Şahsen yüksek sesle konuşulanları anlama gibi güçlük çekerim her zaman...Kendimi ifade etme güçlüğüm vardır zaten...İnsanları azarlayamam, tersleyemem...Ya sabırların biri gelip biri giderken selamate çıkmak nasip olmaz bir türlü... Ben zaten herkese tebessüm ettiğim için çok kez yadırganmış, tuhaf karşılanmış biriyim...Bu benim karakterim...Güler yüzlü ve fazla sakin olduğum için deli diyeceklerse, seve seve...Bu arada dışarıdan bakınca pek sakin görünmem, Manisalı'yım, delirmeye müsaitim ben...
Konuşulanları bağırmasan da anlıyorum...Keşke herkes yapmayı bir türlü beceremediğim tablolardaki gibi sessiz anlatabilseydi anlatmak istediklerini...Bizler alışmışız yüksek sesle konuşmaya...Komşumuzun kapısını çalmak yerine balkondan seslenir olmuşuz...Trafikte korna çalmamız yetmezmiş gibi , başımızı camdan çıkarıp bağırır olmuşuz...Aşık olmayı bile becerememişiz sessizce...Oysa en büyük direniş sessizlik belki de...Adres soran yabancıya bile sağır muamelesi yapar olmuşuz...Ben pazar yerlerinde de deliririm...Egeliyiz, ot severiz, en taze ot pazarlarda biliriz ama lütfen üzerinde fiyatı yazılı ne olduğunu bildiğim otu almam için bağıra bağıra üzerime gelmeyin...Sesinizi yükselttikçe duymuyorum sizi, özür dilerim...
Siyaseti sevmemem de sanırım bu yüzden...Bağırarak konuşuyorlar, duymam ki ben...Oysa anlayacağım belki usul usul söyleseler...Dikkat ettiyseniz ne söyleseniz duymaz, size aldırmaz bütün deliler...Yani size göre...Biz fazla ince, fazla kırılgan deriz....Ve gayet iyi bilirsiniz uzun süre susan insanların üzerine fazlasıyla giderseniz, başınıza gelecekleri tahmin bile edemezsiniz...Sonra deli olduğumuzu iddia edersiniz...Peki siz...Ya siz niçin bu kadar bağırıyor kendi gürültünüzden bizi duymuyorsunuz...Niçin kendi gürültünüzden sıyrılıp biraz sessizleşmiyorsunuz...
Dinlemiyorsunuz...
Bir şehirde kendi halinde sessizce oturan birini görürseniz, bizdendir...
Lütfen delirtmeyiniz....