Hayat ufak molalardan ibaretti. Nefes alabileceğimiz, dinlenebileceğimiz, durup etrafa bakıp acısı ve tatlısıyla yaşadığımızı hissedebileceğimiz molalardan ibaret. Üstelik güzel yaşamak bir sevda gibi, zamansız kalp atışı, yürek sızısı olurdu yaşamın tam ortasında. Herkesin güzellik anlayışının farklı olduğunu varsayarsak ki genel güzel anlayışına değinmiyorum. Yaşamak ve güzel yaşamak ne kadar farklıydı oysa. Sıradan bir yaşamda güzellikleri fark ederek yaşamak, boş çerçeveye çizilen muhteşem sanat eseri galiba, bakmaya doyamadığımız manzara. Şahsen otogarlarla problemim olmasa da garların ve limanların bende yeri farklıdır. Belki de raylar ve dalgalar boyu yol alabilme fikri cazip olan. Yolculukların amacıdır yol almak. Bazen sevgiliye, bazen arkadaşa ve bazen kendimize doğru yol alırız zaman içinde. Herkesin ihtiyaç duyduğu ama çok azının gerçekleştirebildiği gereksinimlerdir yolculuklar, mutluyuzdur ta ki yanımıza yol boyunca konuşmak isteğiyle yanıp tutuşan bir başka yolcu oturana kadar. Soru cevaplama isteğimiz olsaydı televizyonlardaki yarışma programlarından birine katılır, her soruyu iyi kötü cevaplar, üzerine para bile kazanabilirdik. Bütün bir yol boyu yan koltuktan uzatılan ikramları geri çevirirken, türlü ikna sözleri sonucunda yolun sonuna kadar sürecek bir işkenceye maruz kalmaktı aslında bu macera. Bari mola yerlerinde bir bardak çay içebilseydik tek başımıza. İskelenin en kuytu köşesinde gelen yolcuları seyretmeyi severim bazen. Kimi yorgun, kimi dalgın, kimi şarkılar söylüyor belli aşık. Kimi Dünya'nın yükünü almış omuzlarına, belli yükü ağır. Kimi çocuk daha, kiminin ruhu genç epey yaş almış olsa da. Kiminin yüzünde tebessüm, bakışıyla dövecek sanki diğeri. Güzeldir yaşamı seyretmek ta ki yanınıza saat sorma bahanesiyle oturup bütün hayat hikayesini kolunuzu dürte dürte, omuzunuza dokuna dokuna illa ki size dinlettirecek biri oturana kadar yanınıza. Benden başka yaşayan vardır bunları mutlaka. Bir de benim için sevda zamanları vardır. Gönlümce içeceğim bir bardak çay, bir fincan kahve ve ben denizime dalıp dalıp giderim ve vurgun yiyecek olan da benim ki ilk değil... Tam güneş batacakken yakalayıp, yıldızların yanına koyabilirim. Size ne? Kime ne? Bu benim hayalim. İstersem kumdan gemiler yapıp denizlerin üzerinde seyahat edebilirim. Gülüşlerimiz sınırlıdır yaşamda ama gönlümce ağlayabilirim kumdan gemilerimin yan tarafında. Yalnız kalmak ister insan bazen hayatta. Günün en güzel vakitleri kişinin kendisiyle baş başa kaldığı vakitlerdir. Ufak mola yaşama dair. Kendini okursun, kendini dinlersin ve her molada yeni bir sen keşfedersin. Yeter ki patavatsızca sorularıyla halden anlamayan birine denk gelmeyesin. Benim başıma çok geldiği için iyi bilirim. Ser' de her soruyu nazikçe cevaplamak gibi bir hastalık var. Ben böyle zamanlarda çok meraklı kişiye ilk on dakikanın sonunda duymak istemeyeceği, kalbini incitmeyeceğim birkaç cevap verir ya da hiç cevaplayamayacağı soruları ardarda eklerim. Ve hafifçe gülümseyip yanımdan uzaklaşmasını izler, rahat ederim.