Hülya Pekçioğlu
23.06.2017 / 13:38

Siz bu yazıyı okuduğunuzda ben yine başka bir şehrin kalabalığında kendime tenha bir yer bulup seyre dalmış olacağım yaşamı... Bazen sadece seyretmek gerekiyor hayatın içinde olup bitenleri farkındalıkla ve farkına varabildiğim kadarıyla... Gerçi hayatın farkındayız ama elimizden gelen fazla bir şey olmuyor değiştirebilmek adına... Ufak dokunuşlar, minik güzellikler ve kısa da olsa gülümsemeler bırakabiliyorsam hayatların içinde şanslı sayabiliyorum kendimi... Gülecek bir hayata sahip olmak değil o hayatın içinde gülümsetebilecek ayrıntılardır bence yaşamı çekilebilir kılan...

Bir süre denizi seyredip yosun kokusunu içime çektikten sonra muhtemelen akşam üzerine denk gelecek bir zamanda yine bir burukluk çökecek anılarıma..Hatıraların kalbi olsa kim bilir ne kadar incinirlerdi...Bazen bir kahkahanın ardından yaşamın en tatlı gerçekliğinde yüzümüze düşer bir hüzün belki çocukluktan, belki gençlikten arda kalan...Bazen en büyük kahkahalar gelir en içli gözyaşlarının ardından...Bende derin bir incinmişlik hissine kapılırdım doğrusu yaşamının içinde önemli bir yere sahip olduğumu düşündüklerim beni çok nadir hatırlasalar...Her insan özlenmek,hatırlanmak,düşünülmek ve düşünüldüğünü bilmek ister...Ya anılar,anılarımızda yaşattıklarımız bizi ne kadar anımsar...Belki sürekli, belki gözyaşı ve gülümse arası bir ifadede yer verecek kadar...

Zaman aheste aheste bir tavırla ama hızla akıp gidiyor aslında... Çok zor olmasa gerek ufak dokunuşlar bırakmak yaşama... Anıların dili olsa da konuşsa... Unutulmuş olmak, eskisi gibi olamamak incitir genelde... Yaşayacağız aşkı, sevgiyi, dostluğu nasıl hatırlanmak istiyorsak... Anılarda yaşayacağız hayata dokunduğumuz renkte... Bizler hatıra defteri sahibi olup ''bana da kendin kadar temiz bu sayfayı ayırdığın için'' diye söze başlayıp ''sepet sepet yumurta'' diye yazımızı sonlandıran güzel çocuklardır... Aslında hep güzel kaldık... Dünlerde, bugünlerde ve yarınlarda yaşamak dileğiyle... Her gün bayram tadında olsun, bazı günler bayram... Ve beni hatırlayın hatırlanmak istediğiniz şekilde, hatırlanmak istediğiniz kadar...

BAYRAMLAR
Ben çocukken neşeli bayramlar vardı
Her biri ağırlığınca altın dostlar vardı
Yirmidört ayar
Henüz koparılmamış çiçekler vardı bahçemizde
Fırfırlı etekler yeni pabuçlar
Sımsıcak yosun tutmamış duygular vardı
Umutlarımız vardı yollarda çiğnenmemiş
Cep harçlıklarıyla gideceğimiz 
Bayram yerleri vardı
İlk anne babamızın elleri
Sonra daha büyükler vardı
Öpülesi elleri
Yenilecek tatlımız
İçilecek suyumuz vardı çeşmelerde
Teyzeler, dayılar ve çocukları vardı
Kristal gibi parlayan gözlerimiz
Korkmadan söylenen sözlerimiz vardı
Şimdi dostlar var çok uzaklarda
Belki de merhaba demeyi unuttuğumuz
Eller yerine ahizeler var
Telefonlarda öpülen
Sevgiler değil artık altınlar yirmi dört ayar
Ne zaman bitecek dediğimiz
Dostlarımız hasretlerimiz var
Düşünmeden söyleyemediğimiz kelimeler
Bir yudum su içemediğimiz çeşmelerimiz var
Altımızda arabalar
Üstümüzde beton yığınları
Memnun görünen yüzlerimiz var
Maskelerle örtülmüş
Ama bir şeyler daha var
Zamansız öldürülmüş

 

BİR TEZAT HAYAT İÇİMDEN GELDİĞİ GİBİ Zamansız Zamanlar SİZ BİLMEZSİNİZ HAYATINI YAŞA... BUGÜN GÜNLERDEN.... GECENİN KARANLIĞINDA AÇAN YILDIZ ÇİÇEKLERİ ÖĞRENDİM BAĞLANACAKSIN ! Başlıksız... Yazmak BU ŞEHİR GİDİN BU ŞEHİRDEN BİRİ SİZE BİRİ BİZE BAYRAMLAR Hayata bir mola sade... BİR UMUTTUR YAŞAMAK CAN KOMŞUM MANİSALIYIZ BİZ... Ben Söylemiştim…Sen Duymadın… NE OLACAK ŞİMDİ? ÇOK GÜZELSİN HAYAT, BİTMESEN... PARLAMENTERLER.... VE SEN GÜZEL İNSAN! KÖPRÜ ÜSTÜ DERELER DERT ORTAĞIM ENERJİN DÜŞMÜŞ Bizi dinler misiniz? GELSENİZE TAKINTILARIM ŞEKERLEMELERİN ARDINDAN SAHİ SEVGİ NEYDİ? ZAMAN YOK... AH ZAMAN AH KENDİNİ BULMAK BİR YENİ YIL KLASİĞİ YAŞAMAK YENİ BAŞTAN... O ADAM