Seküler modern çağın, ruhları çoraklaştırıp nefisleri hormonladığı zamanlarda, ne kadar güzel değerimiz varsa, hemen hemen hepsinin içinin boşaldığı, dışının süslendiği çarpıklıkları yaşayıp giderken; "Kutlu Doğum Haftası"da mı acaba şova/gösterişe dönmeye başladı?
Allah'ın Rasûlü (sav)'in dünyaya teşrifinin bizi sevindirip heyecanlandırdığını iddia ediyorsak, Allah (cc)'ın bizi sevmesinin, "Âlemlerin Efendisi" (sav)'in bize öğrettiği/tavsiye ettiği/emrettiği söz, tutum ve davranışları ictimaî, ailevî ve meslekî hayatımızda tecessüm ettirmemizle orantılı olduğuna da iman etmişsek, öyleyse günlük hayatımızda neden Allah'ın Rasulü (sav) yok?
Efendimiz (sav) in sünneti seniyyesinden kaç tanesini bilerek, isteyerek fiilen icra ediyoruz, hatta nefsimizin işine gelmese bile, Allah Rasulü (sav) böyle buyurduğu için diyerek nefse bir balyoz indirip uygulayabiliyoruz.
Çevremizde bu kadar çok KUTLU DOĞUM kutlanıyorken, bu kadar çok üçaylar, kandil ve cuma mesajları etrafa saçılıyorken, bu kadar çok namaz kılan varken; bunca yalancı, fitneci, ikiyüzlü, birbirini çekemeyen, hasedçi, kibirli, kendini üstün tutmak için başkalarını acımasızca arkasından aşağılayan, dili başka kalbi başka, birine başka yüz diğerine başka yüzle görünen, hırsına sevdalı, menfaatlerinin açgözlülüğünde Allah'ın sınırlarını fütursuzca ihlal eden ve tüm bunları da, diline "dava"yı dolayarak kamufle etmeye çalışan samimiyetsizler nereden çıkıyor, ben çözemedim?...
Ebû Cehiller kadar Abdullah ibn-i Sebe'ler de dolaşıyor fersah fersah yeryüzünde, çevremizde, yanıbaşımızda ve daha da çoğalmış olarak ümeyyeoğulları yaşıyor hâlâ içimizde... Onların alametlerini üzerinde taşımayan, onlardan biri olmayan, bu mübarek ayları ve içindeki mübarek geceleri iyi değerlendirebilen yalnız Allah'a kul olma, yalnız Allah'ın rızasını kazanabilme gayretiyle hayatını imanına şahid gösterebilen ihlaslı bir mü'min olabilme niyazıyla;
Fî emânillah