Av.Rıdvan İNAN
13.04.2017 / 12:27

 

Neden “EVET” demeliyiz…

Bunun cevabını madde madde izahlar yaparak vermeyeceğim. Misal dürbünü ile hakikati yaklaştırmaya çalışacağım.

Piri Reis’i hepimiz biliriz. Birçok eseri ve hizmeti vardır ama bir hizmeti diğerlerinden farklı. Yıkılmakta olan Endülüs Devletinin son şehri Gırnata’da zulüm gören ve katledilmekte olan müslümanları gemi ile Kuzey Afrika sahillerine taşıyarak selamete çıkarmıştır.

Gırnata’daki Müslümanları, selamete götüren iki şey vardır. Osmanlı’nın onlara yardım etme İRADESİ ve Piri Reis’in gemileri İDARESİ. Bunlardan bir tanesi olmasa idi Gırnata Müslümanları selamete çıkamazdı.

Hepimiz aynı gemideyiz. “Devlet Gemisi”.

Dalgalı bir denizde, kayalıklar arasında, gecenin karanlığında ilerlemeye çalışıyoruz.

“Devlet gemisinin” menzilini , hedeflerimiz, menfaatlerimiz ve değerlerimiz doğrultusunda belirlemek için MİLLİ İRADE’nin tecelli etmesi gereklidir ama bu yetmez.. Geminin rotasında ilerleyerek hedefine varmasını sağlamak için bir MİLLİ İDARE’ye de ihtiyaç vardır. Gemi ne kadar büyük olsa da, menzili ne kadar uzak ufuklar da olsa, hedefi ne kadar ulvi de olsa onu menzile götürecek “işin piri bir reis” yok ise o gemi yürüyemez, hedefe varamaz.

Maalesef ülkemize belli bir yönetim modelini empoze edenler, milli iradenin tecelli etmesini engelleyen bir sistem bıraktılar. Bu sitem, milli iradenin ortaya çıkmasına engel olmak, herhangi bir şekilde milli irade iş başına gelirse bu sefer de idare etmesine engel olmak için tasarlanmıştı. “İktidar olursun ama muktedir olamazsın” sözünde işte bu vesayetçi mana vardır. Mevcut Anayasa içinde yönetim üzerinde vesayeti sağlayabilmek,milli yürüyüşü durdurabilmek için birçok frenler vardır. Geniş yetkili ama sorumsuz bir Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi, Milli Güvenlik Kurulu gibi.. Ama milli irade ve idarenin önündeki en büyük engel ise koalisyona dayalı hükümet sistemidir. Koalisyonlar da birçok irade(parti) hükümette temsil edilir ama hiçbiri devleti idare edemez.

İşte tuzak burada, oyun burada.

Ne kadar çok parti o kadar çok temsil! Yani tiyatro… Her kesim temsil edilsin ama kimse yönetemesin…

İşte 16 Nisandaki anayasa değişikliğine ilişkin referandum bu oyunu bozacak. 16 Nisanda yapılacak anayasa değişikliği, teknik anlamda yönetim sisteminin değişmesi, gerçek anlamda ise oyunun bozulması, vesayetin son bulması anlamına geliyor. 

Yasama ve yürütme birbirinden net bir şekilde ayrılıyor. Koalisyonlar dönemini bitiyor.

Meclis seçimi ile, millet, kendi iradesini temsil edecek her görüşten temsilcisini seçecek, böylece MİLLİ İRADE mecliste temsil edilmiş olacak.

Cumhurbaşkanı seçimi ile, millet idarecisini seçecek, böylece MİLLİ İDARE iş başında olacak.

İzah için gemiden misal gösterdik  “Devlet Gemisi dedik...

Nereye gidiyoruz? sorusunaaynı gemide olanlar yani mecliste tecelli eden MİLLİ İRADE cevap verecek, hedefi meclis belirleyecek, ama gemiyi hedefine, tabii ki, MİLLİ İDARE yani işin piri olan bir reis götürecek. Denizdeki dalgalara, önüne çıkan kayalara çarpmamak için hızlı ve etkin kararları işin piri olan reis alacak, en selametli rotayı işin piri olan reis belirleyecek,  gemiyi hedefine işin piri olan bir reis götürecek.

Olay bu kadar net, bu yönde yapılacak olan anayasa değişikliğine karşı cevabımız, tabii ki evet.

Referandumda EVET’in karşısında bir “HAYIR OYU VERECEKLER” var bir de HAYIR ÇIKMASINI İSTEYENLER var. Bu ikisi aynı değil. Zahiren aynı saftalar gibi ama aynı saflıkta değiller. Hayır oyu verecekler, tabii ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vatandaşlarıdır, kendilerine göre bir gerekçeleri vardır. Biz onlar ile aynı gemideyiz.  Ama bizim gemimizi batırmak isteyen başka gemilerdekilerin de(Almanya, Hollanda, Amerika, İsrail vs. ) HAYIR çıkmasını istemeleri ile, bizim gemimizi delip başka gemilere kaçacak olanlar korsanların da (PKK ve FETÖ gibi teröristlerin)HAYIR çıkmasını istedikleri gerçeği “hayır oyu verecekler” açısından ciddi şekilde değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Aralarındaki çizgi çok ince. 

Hayır demeyi düşünenler,  Cumhurun başkanını seçenin de, yetkiyi vereninde MİLLET olduğunu unutmasınlar.

Milletin seçtiğinden, milleti korumak çok akıllıca bir gerekçe değil. Ayrıca “bu millet bir deliyi seçer” demekte, bu milletten olanın söyleyeceği söz değil.

Evet demek için madde madde izaha gerek yok. Evet demek, darbe anayasasına son verip yönetme yetkisini milletin seçtiğine vermek demek. MİLLİ İDAREYİ işbaşına getirmek demek.

Hayır demek, darbe anayasasının devamı, vesayet sisteminin devamı demek.

Milli bir idare olmadan, her kesimin mecliste temsil edilmesi, sabahlara kadar süren neticesiz açık oturumlar gibidir. Herkes konuşsun ama vesayet odaklarının dediği olsun,demektir.
Evet. Milli irade, mecliste temsil edilmeli,hükümet de milli bir idareye teslim edilmelidir.

Bu aziz millete güvenin. Bu ferasetli millet şerde ittifak etmez.

Lokantaları kapatacak,

13 yaşındaki çocuğu başkan yardımcısı yapacak,

700 tane yardımcı atayacak birini Cumhurbaşkanı seçmez.

İçinde bulunduğu gemiyi selametle yürütmesi için elbette işin piri bir reis seçer.

EVET demek,

vesayetin son bulması demek.

Büyük ve güçlü Türkiye demek.
İnanın...

SAFLAR NETLEŞİYOR Ana-yasa ve Mahkemesi YÜZYILIN HİPNOZ HAREKETİ: PARALEL YAPI TERÖRİST BU MİLLET OY-UNU BOZAR... MEDENİYET-İ KUR’AN İSTİSMAR VESAYETİN SONU VE MİLLİ İDARE