Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür yani unutkanlık insan halidir sözünden yola çıkarak, Türkiye Cumhuriyetinin kurulduğu günden bugüne dek kısaca Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ve seçilen cumhurbaşkanlarının kaç turda seçildiklerine bir göz atalım.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulduğu günden bugüne dek Türkiye Büyük Millet Meclisinde Milletvekillerinin oyları ile 19 kez Cumhurbaşkanı seçimi yapılmış bunlardan Gazi Mustafa Kemal, İnönü ve Bayar ilk turda, Fahri Korutürk 15’nci turda, Kenan Evren Anayasaya konulan geçici madde ile Turgut Özal, Süleyman Demirel, Ahmet Necdet Sezer ve Abdullah Gül 3’ncü turda seçilmişlerdir.
Hatırlayacaksınız Türkiye’de bir 367 garabeti yaşanmıştı. Bunu bilenler bilir bilmeyenler için de kısa bir hatırlatma yapalım. Peki, neydi bu yaşanan garabet? Şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Genel Başkanlığı ve Başbakanlık yaptığı dönemde Cumhurbaşkanı adayı için “Bugüne kadar beraber bu yolda olduğumuz bu hareketi beraber kurduğumuz Abdullah Gül kardeşim” diye Cumhurbaşkanı adayını açıkladı. Bu açıklamadan çok kısa bir süre sonra bugünlere gelmemizde en büyük faktör olan eski Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Abdullah Gül’e kadar geçen dönemlerde hiç aranmayan 367 garabetini ortaya attı.
Yani Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda meclisin nitelikli çoğunluğu olan 367 milletvekili Genel Kurulda hazır bulunması gerekiyordu. Buradaki amaç AK Partiye Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanını seçtirmemekti. Ancak bu planın ya da bu garabetin hayata geçmesi için Erkan Mumcu’nun Genel Başkanlığını yaptığı ANAP ile Mehmet Ağar’ın Genel Başkanlığını yaptığı DYP meclise gelmemesi gerekiyordu. Nitekim de aynen öyle oldu. Yani 27 Nisan günü ANAP ve DYP meclise gelmedi. CHP, Abdullah Gül’ün 357 “evet” oyu aldığı seçimleri Anayasa mahkemesine götürdü. Haşim Kılıç ve Sacit Adalı’nın “hayır” oyuna karşı Mahkeme oy çokluğu ile seçimi iptal etti.
AK Parti’ye Cumhurbaşkanlığı seçtirmeyen bazı çevreler bunu yeterli bulmuyordu. Ordunun da bir şeyler yapması gerekliydi. Nitekim o da oldu. Ordu, AK Parti hükümetine 27 Nisan gecesi e-muhtıra verdi. Hükümet dik durdu ve bu muhtıraya anında cevap vererek erken seçime gidilmesi kararı aldı.
22 Temmuz 2007 de yapılan seçimlerde AK Parti daha güçlü bir şekilde geldi ve Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı seçti. Bir daha 367 garabeti yaşanmaması için 21 Ekim 2007 tarihinde yapılan referandumla bazı maddelerinde içinde bulunduğu Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini öngören anayasa değişikliği kabul edildi. 10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi. İlk defa halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan diğer Cumhurbaşkanları gibi olmayacağını, halk tarafından seçildiği için halkına karşı sorumlu olduğunu belirterek aktif bir şekilde çalışmaya başladı.
Mecliste bulunan ana muhalefet partisi başta olmak üzere diğer muhalif partiler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görevlerinin dışına çıktığını gerekçe göstererek rahatsızlıklarını ifade ediyorlardı. Cumhurbaşkanının fiili durumunun ortadan kalkması gerekiyor diyen MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin destek vermesiyle birlikte Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesi için 16 Nisan’da yapılacak referandum kararı alındı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanadoğlu’na teşekkür etmeli mi?
Şimdi diyeceksiniz ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa değişikliği teklifinin mecliste görüşüldüğü sırada destek veren MHP Lideri Devlet Bahçeliye teşekkür etmesini anladık ancak Abdullah Gülü Cumhurbaşkanı seçtirmemek için ortaya 367 garabetini atan Sabih Kanadoğlu’na neden teşekkür etsin.
Şayet 367 garabeti yaşanmamış olsaydı, meclis Abdullah Gülü Cumhurbaşkanı seçecek, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi için referanduma gidilmeyecek sistem eskisi gibi devam edecekti. O günlerde 367 garabeti şer gibi gözüküyordu. Bugüne geldiğimiz de ise o şer 16 Nisan’da yapılacak halk oylaması ile şerliğinden çıkacak istikrarın devamı açısından halkın menfaatine dönüşecek.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine, halk referandumda “evet” oyu vererek kabul etmesi halinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 367 garabetinin mimarı olan Sabih Kanadoğlu’na da teşekkür etmeli diye düşünüyorum.
Selam ve dua ile