Maalesef her şeyi istismar eden bir kesim var bu ülkede. Bunlar hiçbir şeyi mecrasında tartışmazlar. Maksatları hiçbir zaman doğruya ulaşmak olmamıştır. Amaçları hep kendi fikirlerini, ideolojilerini topluma empoze etmektir.
Onlar asıldır, toplumun diğer tüm kesimleri onlara tabi…Herkes onlara göre şekillenecek, onlar gibi düşünecek. Bu ülkeye şeriat gelecekse onu da biz getiririz,kendi meşhur ifadeleridir. Kavramlara diledikleri anlamı yükler ve istismar ederler.
Onlar, vücudunun her yerini açmakta özgürdürler ama sana, başını örtmek de özgür değilsin derler.
Onların top sakalı entelektüel,aydın olduklarını simgeler, senin sakalın çember olur,sana gerici derler,özgürlüğü istismar ederler.
Atatürk’ün bir sözünü alırlar, bir sözünü yerler, Atatürkçülüğü istismar ederler.
Parlementer sistem isteriz, demokrasi isteriz, derler, milletin seçtiğine diktatör, Millete bidon kafalı derler, demokrasiyi istismar ederler.
Cumhurbaşkanını meclisin seçtiği dönemde onların istediği cumhurbaşkanı seçilirken mecliste 367 toplantı sayısı aranmaz iken, çoğunluğu kaybettikleri zaman toplanma için 367 şart, derler, hukuku istismar ederler.
Hukuk istismarı deyince:
Şimdi gündemde bir yasa önergesi var. Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın 16/11/2016 tarihine kadar işlenen cinsel istismar suçundan, mağdurla failin evlenmesi durumunda, Ceza açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmiş ise cezanın infazının ertelenmesine karar verilir. Zamanaşımı süresi içinde evliliğin, failin kusuruyla sona ermesi halinde fail hakkıdaki hüküm açıklanır veya cezanın infazına devam olunur.
Bu önerge çok hassas bir konuya ilişkin olduğu için elbette çok tartışılmalı ve toplum için en doğru olana ulaşılmalı. Önerge kabul edilebilir veya reddedilebilir.
Benim dikkat çekmek istediğim husus önergenin reddini isteyenlerin yine kendi görüşlerini dayatmaları, yine yanlış önermelerle bir algı oluşturarak, toplumun gerçeklerini yok sayarak, kendilerini toplumda asıl olarak görme çarpıklığı ve çabasıdır.
Öncelikle önergeyi izah edelim, sonra önergeye karşı gelenleri kendi argümanları ile bir samimiyet testine tabi tutalım. Bakalım samimiyet testini geçebileceklermi?
Önerge mevcut, yaşanmış, sınırlı sayıdaki somut olaylar için bir defaya mahsus olmak üzere çıkarılıyor. Önergede evlenmek mağdurun serbest iradesine bağlı, istemezse evlenmeyebilir, sanık bu durumda cezasını çeker, hapis yatar. ikinci olarak evlenme gerçekleşse bile sanık beraat etmiyor sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar veriliyor, infaz erteleniyor. Üçüncü olarak sanığın kusuru ile evlilik sona ererse sanık yine hapse giriyor. Bu işin teknik izahı.
Peki, bu önergeye neden ihtiyaç duyuldu. Öyle veya böyleçocuğu olmuş, yargılama sürecinde tam bir aile olmuş,duruşmaya elele ve kucaklarında çocuklarıyla gelen taraflar var.Bu gibilere verilecek ceza maalesef sadece sanığa değil, anneye ve çocuğa verilmiş oluyor. Ayrıca bazı olaylarda mağdurun şikayeti olmadığı halde ailenin şikayeti ile sanık ceza alıyor, aile kendi kızlarını da artık kabul etmiyor, bu durumlarda, tecavüzcü sanık dediğiniz kişi mağdura ve çocuğuna bakıyor. Artık bir baba olan sanığı hapse attığınızda anne ve çocuğu perişan bir halde ortada kalıyor.
İşte önergenin gerekçesi bu gibi somut, münferit olaylar ve gerçekler. Sonuçta önerge bir tercih getiriyor, kimse kimse ile evlenmek zorunda değil ve bu önerge birAF değil. Ama gelin görün ki, Özgür Özel “AKP tecavüz ettiği çocukla evlenene af getiren önerge verip geçirdi” diye her zaman ki gibi, kamuoyunu yanıltan ve tahrike yönelik sorumsuzca bir tweet paylaştı. Ardından Barolar Birliği Başkanı önergeyi yorumlarken tamamen varsayımlara dayalı, hatta ailelere hakaret eden bir açıklama yaptı. Açıklamasında “Önerge yasalaşırsa, mağdur tecavüzcüsüyle zorla evlendirilecek, kız ailesi, kızlarını satacak, boşanmalarına engel olacak, tecavüzcü damat mağdur gelin üzerinde sigara söndürecek, mağdur, evlilik hayatı boyunca işkenceyle yaşamak zorunda kalacak “ diye tam bir algı operasyonu yaptı.
Bu ve buna benzer açıklamalarda bulunanların çocukların cinsel istismarı zerre kadar umurlarında değil. Onların amacı toplumun bir kesimini aşağılamak, mevcut düzen ile çatışır bir halde bırakarak, istedikleri toplumsal gerginliği oluşturmak ve devam ettirmek.
Çocuğun cinsel istismarı sadece çocuk gelinler mi? Başlık parası alan aileler çocuklarını satmış oluyorlar da, küçük kızını büyüklerin karşısında gece kulüplerinde para karşılığı dans ettirip şarkı söyleten aileler kızlarını satmış olmuyor mu?
Önergeyi eleştirenler, samimi değilsiniz.
Barolar Birliği Başkanı önergeyi yorumlarken konuşmasında “ çocuğun cinsel birleşme iradesi olamaz. Çocukla cinsel anlamda birleşen herkes tecavüz etmiştir” dedi. Bu cümleyi hararetle ve ailelere hakaretle, önergeyi eleştirmek için sarfetti.
Çok haklı, ama samimi değil.
Samimi değil bu ve bunun gibiler. Neden mi?
Çocuk Koruma Kanununa göre 18 yaşını bitirmemiş herkes çocuktur.
Türk Ceza Kanunun 104. madde başlığı “Reşit olmayan ile cinsel ilişki”.
Madde diyor ki “15 yaşını bitirmiş bir çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi ŞİKAYET üzerine 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Şimdi soruyorum size. Sınırlı sayıdaki somut olaylar için bir defaya mahsus olmak üzere, taraflara tercih hakkı verilen önerge için ortalığı ayağa kaldıranlar, halen geçerli olan 104. madde için niye susuyorsunuz? Niye 15 yaşın üzerindeki çocukların cinsel istismarına göz yumuyorsunuz? Neden ceza şikayete bağlı? Neden cezanın alt sınırı 2 yıl yani hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamında?
104. Maddeyi kimsenin görmemesinin sebebi, sanık profilsınıfının daha değişik, daha beyaz olması mı, acaba?
Haydi, hukukçular, aydınlar, Barolar BirliğiBaşkanı, çocuğun cinsel istismarını engellemekte samimi iseniz, 104.maddenin kaldırılması için kampanya başlatın.
Önergeye karşı olan Özgür Özel, hadi sen bir önerge ver.15 yaşında bir çocukla cinsel ilişki mi olur diye, her zaman ki performansınla ortalığı ayağa kaldır.Giy başına bir polis şapkası,al eline bir stop lambası,mecliste“dur” de bu çirkinliğe, hadi…
Veremezsiniz, veremeyeceğiniz gibi başkaları “18 yaşını bitirmemiş her çocuk ile cinsel ilişkiye giren kimseye, şikayete bağlı olmaksızın 8 yıldan 15 yılakadar hapis cezası verilir”diye önerge verseler, beden bizim, tercih bizim, sana ne diktatör, diye ortalığı yine ayağa kaldırırsınız.
Samimi değilsiniz…
İşte toplumun kaosiçinde kalmasını isteyen bu kesim, menfaatleri için ne kadar değer varsa istismar ederler. Özgürlük, hukuk, çocuk farketmez…
İnanın…