Geçtiğimiz günlerde yerel bir gazetede köşe yazarlığı yapan bir bayan arkadaşımızın başına gelenleri kendi kaleminden okuyunca üzüldüm ve kendisine yardımcı olmak adına aldım elime kalemi. Arkadaşımız diyor ki yazısında; “Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından başkentte yapımı tamamlanan Yavuz Sultan Selim (Yeni Keçiören) bulvarı başta olmak üzere; 88 proje ve hizmet alanının toplu açılışı 8 Kasım saat 14.00’te yapılacak” reklamı dönüyor ekranda. İzledim öğrendim açılış hakkında bilgileri. Sıkıldım diğer kanala geçtim. Aynı reklam. Diğerine geçtim. Habire dönüyor reklam. Bir diğerine… ötekine… aynı hep aynı. 15 yaşındaki oğlu Batuhan odasından, “ Anne dur dur. Elleme o kanalı kalsın. Bir şey soracağım sana” diye bağıra bağıra salona koştu zaplamakta olduğum kanalların birinde durdum. Yine aynı reklam. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı. Oğlum Batuhan işaret parmağı ile başparmağını birleştirdi ve meraklı gözler ile sordu “ anne benim ülkemin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sürekli Akparti’nin mitinglerine gidiyor, konuşuyor Akparti’yi övüyor. Defalarca gördüm Aha da şimdi de Akparti’nin düzenlemiş olduğu bir açılış töreninin baş aktörü.
Yazı böyle devam edip gidiyor, bir kere bu yazıyı yazan köşe yazarı arkadaşımızın yazısının içerisinde kullandığı zaplama (kelimesinin anlamını ben Türk Dil Kurumunun internet sitesinde kelime aramalarında bulamadım inanmayan bakabilir, http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_ttas&arama=kelime&guid=TDK.GTS.5822fb53a2e575.84016257 ) kelimesi dilimizde olmayan bir kelime ha “argo” ca da vardır onu bilemem. Demem o ki arkadaş, sen bir gazetenin köşe yazarısın, bir ağırlığın olmalı yazılarının içinde dahi olsa “argo” kelimeler kullanmak senin bu toplumsal kimliğine yakışmaz, hem yazını tekrar oku bak orada oğlunun da, bir tepki kelimesi olarak “ Aha da” yı kullandığını göreceksin, neyse buraya kadar olan kısmı sizinle ilgili.
Gelelim Batuhan’ın merakına; Sevgili Batuhan, sen Sayın Cumhurbaşkanımızın film çevirdiğini falan mı düşünüyorsun da o’na aktör yakıştırması yapıyorsun, bu ifade senin gibi bir delikanlıya hiç yakışmamış, bu ülkenin Sayın Cumhurbaşkanı o makama geldiği andan itibaren hiçbir AK Parti toplantısında konuşma yapmamıştır. Kaldı ki Sayın Cumhurbaşkanımız AK Parti’nin içinden gelen bir kişidir. Sen bilmezsin bu ülke de görev verdiği hükümetin başkanının yani canım ülkemin Başbakanı’nın önüne Anayasa kitapçığı fırlatmış Cumhurbaşkanı vardı bir zamanlar, fırlattığı Anayasa kitapçığının bedelini biz vatandaşlar olarak aylarca ödedik, annen baban bilirler. Sana hayatı okulda öğreten öğretmenlerinin bin bir güçlükle kurdukları İLKSAN yardımlaşma sandığını yandaşlarına peşkeş çekip ardından – verdimse ben verdim, diyen Cumhurbaşkanı gördü bu ülke. Bizler televizyonlarda – bir sağdan, bir soldan asıyoruz, diyen Cumhurbaşkanını gördük. Bu heriflerin yanında şimdiki Sayın Cumhurbaşkanımızın ballı kaymak. 15 Temmuz’da Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayeti olmasaydı var ya ne olacaktı biliyor musun? Annen sana olabilecekleri anlattı mı hiç, belki de o ara yarına bulamayız diye markete ekmek, makarna almaya gittiyse annen sana bunları anlatamamıştır. Ne olacaktı biliyor musun? o gece bu teröristler başarılı olsaydı, sen saatlerce ne anlatmak istediklerini anlamadığın insanları izlemek zorunda kalacaktın TV kanallarında vikipedi’den de öğrenemezdin ne demek istedikleri çünkü günlerce belki aylarca internet olmayacaktı, bulunduğun ortamlarda. Düşünsene Facebook yok, Twitter yok, o yok bu yok velhasılı yok oğlu yok. Ha şunu da belirteyim ki bu yokların arasına senin geleceğin de konacaktı zamanla biliyor musun?
Sana tavsiyem ne biliyor musun sevgili Batuhan, başına gelenleri, çevrendeki gelişmeleri, okuduklarını, duyduklarını asla akıl süzgecinden geçirmeden karar verme, ön yargılı olmak her zaman kişinin kendine zarar verir.
Yemeğe başlamadan sakın tuz ekme, bak bakalım tadı tuzu yerinde mi?