Her devrin adamı olmak mı yoksa her derdin adamı olmak mı?
Bana sorarsanız her derdin adamı olmak derim.
Bilirim ki her devrin adamı olanlar tutarsız, kararsız, istikrarsız, üstelikte omurgasızdırlar.
Böylesi insanların sözüne asla güven duyulmayacağı gibi itibarda edilmemeli.
Zira böylesi insanlar kendi neslinden olan insanlara faydalı olmak yerine sadece ve sadece kendi çıkarları doğrultusunda hareket edenlerdir.
Bunun içindir ki bu insanlar her devrin adamı olurlar.
Genelde bu tip insanları siyasette hep iktidardan yana olduklarını görürsünüz.
Bugün x partisi iktidarda da olur bu insanlar x partisindedir.
Üstüne üstlükte öyle sıradan üye olmak gibi bir görev içerisinde de olmazlar.
Basbaya en etkili ve yetkili yerlerde yer alırlar.
İktidar olan x partisi bir sonraki seçimlerde kaybedip muhalefete düştüğünde bir bakarsınız bu kez iktidar olan y partisindedir bu tip insanlar.
Bu insanlar, iktidar olan partinin yetkili kişilerini öyle bir hipnotize derler ki, hayatı boyunca hiçbir partide siyaset yapmamış ilk defa siyasetin içine kendi mensubu olduğu partide siyaset yapacağını sanırlar.
Yazımın başında da belirttiğim gibi bu insanların derdi, kendisinin ve yandaşlarının çıkarını düşünmektir. “Arsızın ar nesine, alır kor heybesine. ”diye güzel bir söz vardır.
İşte bu insanlar böylesi insanlardır. Arsızlaşmışlardır bir kere. Onları asla durduramazsınız.
Bunlar toplumun asalaklarıdır. Daha da ileri gitmem gerekirse bunların kan emici vampirlerden bile hiç farkları yoktur. Bulunduğu ortama göre renk değiştiren bukalemun’dan hiçbir farkı yoktur bu insanların.
Menfaat ve çıkarları için her türlü düzenbazlığı her türlü cambazlığı yapabilecek kabiliyettedirler.
Bunların meziyetleri azdır ancak lafları çoktur. Çok olmasına çoktur ama konuştuklarının içi boştur.
Kendisini anlatırken gördüğün göreceğin en itibarlı en saygın en sözü dinlenilen bir kişiliğe sahip olduğunu ima ederler.
Oysaki bu tip insanları dikkatlice dinlediğinde ve dikkatlice göz bebeklerine baktığında aynen iyot gibi açığa çıktığını anlar ve görürsün.
Aslında bu insanların herhangi bir vasıfları da yoktur. Vasıfsızlık açıklarını ise ahbap çavuş ilişkisi ile kapatmaya çalışırlar.
Bir deniz düşünün. Ve bu denizde gel git dalgalarının kıyıya vurduğunda, her geliş ve gidişlerinde kıyıdaki kum taneciklerini denizin ortasına götürdüğü gibi bu tip insanlarda dev kütleden ne koparırsak kardır mantığı ile hareket ederler.
Bu tip insanları tanımak aslında hiç de zor değildir.
Etrafınızı dikkatlice baktığınız da onları her yerde görürsünüz.
Bunları kapıdan kovsanız bacadan girecek kadar yüzsüzlerdir.
Bunların asla ideolojileri yoktur.
Demiştik ya bunlar hangi parti iktidardaysa oradadır.
Bunların tek derdi vardır o da geçinmektir.
İşte bunlar her derdin adamı değil kendi dertlerin adamı olan her devrin adamlarıdır.
Yazımı bir atasözü ile noktalamak istiyorum.
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
Selam ve dua ile…