Kocaeli’de yaşayan Fatma ve Mehmet Kızılboğa çifti, 3 yaşında sürekli öfke krizi geçiren ve bir türlü konuşmayan çocukları Hasan Nasrullah’ın davranışlarından şüphelenerek, çevresindeki durumu çevresindeki insanlara anlattı. Çevresindeki insanların Hasan Nasrullah’ın davranışlarının geçeceği yorumlarını yapması üzerine bir süre daha çocuklarının düzelmesini beklediler. Anne Fatma Kızılboğa, çevresindeki inşaların Hasan Nasrullah’ın iyileşeceği yönündeki yorumlara rağmen oğlunun durumunun gittikçe kötüleşmesi üzerine hastaneye gitmeye karar verdi. Anne Fama Kızılboğa, gittiği hastanede muayene edilen oğluna otizm tanısı konulduğunu öğrendi. 3 yaşında otizm tanısı konulan çocukları için bir eğitim merkezi aramaya başlayan Kızılboğa çifti, oğullarına otizm tanısı konulmasından bir buçuk yıl sonra Kocaeli’nin Başiskele ilçesindeki Özel Atlantis Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nin yolunu tuttu.
3 ay sonra iyileşmeye başlayınca yakınlarını sevince boğdu
Merkezde 4 buçuk yaşında eğitime başlayan Hasan Nasrullah, yaklaşık 3 ay boyunca bireysel eğitim alırken, aynı zamanda at, havuz terapisi gördü. 3 ay boyunca merkezde aldığı eğitim sonrasında Hasan Nasrullah, konuşmaya, arkadaşları ile iletişim kurmaya başlarken, sürekli sergilediği öfke nöbetlerini de bıraktı. Oğlunun kısa sürede iyileştiğini gören Kızılboğa ailesi ise sevince boğuldu. Oğlunun 3 ayda iyileşmesinden mutluluğunu yaşayan anne Fatma Kızılboğa, çevresindeki inşaların yorumlarını dinlemeye devam etmek yerine oğlunun eğitim almasını sağladığı için büyük sevinç yaşadığını söyledi. Otizmli çocukların hemen eğitim alması gerektiğini ifade eden Kızılboğa, anne ve babalara çocuklarının iyi bir eğitimle iyileşebileceği konusunda uyarıda bulundu.
“At ve havuz terapisi, duyu bütünleme eğitimlerinin çok güzel faydasını gördük”
Hasan’ın kurumda verilen bireysel eğitimin yanı sıra aldığı at ve havuz terapisiyle kısa sürede yaşıtları ile aynı gelişim sürecini yakaladığını söyleyen Psikolog Yaprak Özkoşar, eğitimde sevginin önemine vurgu yaparak, “Hasan kurumumuza 4 yaşında otizm tanısı ile geldi. Geldiğinde göz teması çok sınırlıydı. Alıcı gözü yoktu, yoğun bir ekololosi vardı. Biz kurumumuzda öncelikle akademik eğitimin yanı sıra, doğayla iç içe olmayı ve aynı zamanda hayvanları sevmeyi öğrettik ve çocuğumuza gerçekten sevgiyle bir eğitim verdik. Önemli olan şey çocuklara severek bir şeyi öğretmektir. Şu anda Hasan, yaşıtlarına ulaşmış bir seviyede. Okuma ve yazma çalışmakta. Çocuğumuza yüreğimizde bir sevgi ile eğitim vermemiz gerekiyor. Biz Hasan’ı kurumumuza geldiği ilk günden beri çok sevdik ve bu şekilde eğitim verdik. Kurumuzda bireysel eğitimin yanı sıra, at ve havuz terapisi, duyu bütünleme eğitimlerini de uyguladık ve bunların da çok güzel faydasını gördük” dedi.
“Bir anne için çocuğunun diğer çocuklardan eksikliklerinin olması çok zor bir durum”
Oğlunun sergilediği davranışların kendisini üzdüğünü ve çevresindeki insanların baskılarından dolayı zor bir süreçten geçtiklerini söyleyen anne Kızılboğa ise, “Hasan’ın konuşması gecikince özellikle ben telaşlandım. ‘Neden konuşmuyor’ diye çare aramaya başladım. Çevredekiler, ‘Erkek çocuğudur geç konuşur’ diyerek bana engel olmaya çalışıyorlardı. 3 yaşına geldiğinde kimseyi dinlemedim ve hastane götürdüm. Hastanede gelişim geriliği konusunda tanısı konuldu. O süreçte sadece konuşmasında problem yoktu, hiperaktifliği vardı, öfke nöbetleri vardı. Sokağa çıkamıyorduk. Bakkala girdiği zaman içeriden çıkartamıyorduk. İstediği şeyi yapmadan öfkesi geçmiyordu. Şimdi neredeyse yaşıtları ile aynı seviyede. Normal okula gidiyor. Okuma yazmayı çözdü. Çok sevindirici bir şey o durumdan bu duruma gelmesi. Bir anne için çocuğunun diğer çocuklardan eksikliklerinin olması çok zor bir durum” diye konuştu.
“Bu çocukların çaresi eğitim”
Otizme sahip anne ve babaların çevredeki insanların yorumlarına aldırış etmeden çocuğunun tedavisi için çabalamaları gerektiğini ifade eden anne Fatma Kızılboğa, oğlunun iyileşmiş olmasından dolayı çok mutlu olduğunu kaydederek, “Her konuda kötü bir şey. Şu an çok mutluyum. Aynı durumda olan insanlar etraftakilerini hiç dinlemesin. Eğer Allah bize bir dert veriyorsa bunun çaresini de veriyordur. Bu çocukların da çaresi eğitim. İyi bir eğitimle çok güzel bir yere gelebiliyorlar” şeklinde konuştu.
