Sosyal paylaşım sitesi facebook hesabı üzerinden Arınç’a cevap veren Savcı Özsoy, şu ifadeleri kullandı;
Sayın "büyüğümüz" yaptığımız soruşturma hakkında aşağıdaki haberde verilen beyanı irat buyurmuşlar. Eğer haber içeriğinde belirtilen ifadeler kendilerine ait ise, devlet terbiyesi sınırları içinde kalmak kaydı ile ve ancak kendilerinin hali hazırdaki sade vatandaş sıfatı ve şahsımızın cevap verme hakkı çerçevesinde bir kaç bilgi eksiğini hukukçu olması itibariyle anlayacağını umut ederek takdirlerine arz etmek isteriz.
1-Kendilerinin önemli görevler ifa ettiği süre içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclis'inden yasalaşan ve hala yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK nın 100-101 maddelerinde tutuklamanın hangi hallerde ve kimin tarafından yapılacağı ve de kararın hangi hususları içereceği açıkça yazılmıştır. Bu maddelere göre tutuklamalara savcılar değil hakimler karar verir ve kararda şüphelilerin ne ile suçlandıkları, haklarındaki delillerin somut gerekçelerle açıklanması suretiyle kararda gösterilir. Bir başka deyişle şüphelilerin her aşamada alınan savunmaları sırasında kendilerine ne ile suçlandıkları ve aleyhlerindeki deliller yüzlerine açıkça okunur.
2- Yine CMK nın 102. maddesinde tutuklulukta geçecek azami süre açıkça gösterilmiştir ki, bu süre terör suçlarında üç yıldır.
3-Aynı kanunun 108. maddesine göre de her tutuklu şüphelinin durumu en geç otuzar günlük sürelerle yetkili ve görevli hakimler tarafından tutukluluğun devamına karar verilip verilmeyeceğinin tesbiti yönünden gözden geçirilir.
4-3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun amir hükümleri, 5237 sayılı TCK nın 6 ve 220 maddelerine göre toplu suç niteliğinde bulunan bir terör ve casusluk örgütü suçlamasına ilişkin soruşturmanın bir acelecilik içinde yürütülmesinin terör ve casusluk örgütünün faaliyetlerinin tam olarak çözülmemesi gibi bir durumu ortaya çıkarması muhakkaktır.
5-Olgusal olarak karşımızda bulunan bu terör ve casusluk örgütünün 15 Temmuz 2016 tarihinde devleti işgal etmek ve halkın iradesi ile seçilmiş bir hükümeti devirmek için gerçekleştirmeye çalıştığı darbe girişiminin mümessili olan hain darbecilerini ordu içine yerleştiren ve oralara taşıyan gücün masum denilen ve bu darbecilerle irtibatlı olmadığı söylenen kişiler olduğu hali hazırda yapılan yargılamalar yürütülen soruşturmalar ve ve basına yansıyan haberler gereğince şüphe götürmez şekilde ortadadır. Örgütün mahrem yapılanmasının ne şekilde oluşturulduğu tüm kamu oyunun malumudur. Aksi halde fetö casusluk ve terör örgütünün mensuplarının sadece darbeye teşebbüs edenlerden oluştuğunu söylemek örgütü temize çıkarmak olur.
6-Ayrıca adı geçen sayın avukat hakkındaki deliller yargılama aşamasında ayan beyan ortaya çıkacağı gibi kendisinin savunması alınırken suçlamanın dayanakları olarak da kendisine bildirilecektir. Hal böyle iken ve dosyadaki deliller bilinmeden sırf kişinin sıfatı ve yakınlığı esas alınarak yorum yapılması kamu oyunun takdirine maruzdur.
7- Son olarak söylemek isterim ki kimin kime zulm ettiği kamu oyunun ve hesap gününde soracağı sorular ile Allah'ımın indinde mahfuzdur.
La Galibe İllallah....
Pervaz eder ikliminde rengarenk kelebekler
Ahd ü peyman ile teslim ruhum sana ey Vatan!
Arınç, bugün konuk olduğu Best FM’de, Manisa Savcılarıyla ilgili şunları söylemişti;
Manisa'da ne hikmetse birçok FETÖ suçlamasıyla birçok kişi gözaltına alındı. Bunların arasında çok iyi tüccar, çok iyi eğitimci, çok iyi avukatlar da var. Bunlar sempati düzeyinden ötesine gitmemişler. Bunları hazmetmem mümkün değil. Bunlar devlete darbe girişimi yapan kişilerle işbirliği yapmış değiller. HSYK'dan bir ricam var. 18 ay oldu. Ne olur buradaki savcılara şunu sorun aradan 2 yıla yakın zaman geçti. Bu adamlarla ilgili neden bir dava açmıyorsunuz, tutukluluk durumlarını inceleyip de neden tahliye etmiyorsunuz? Suçlarını yüzüne okumuyorsunuz? Evrensel hukuk kurallarına göre suçlamalar yüzüne okunur. Benim ortağımla aradan 1 yıl geçtikten sonra ne gibi suçlama olduğunu bilmiyorum ama Manisa’da haksızlık ve zulme varan olaylar var. Sadece Manisa’da değil her yerde var.
.
Yorum Yazın :Misafir