AK Parti MKYK Üyesi ve Manisa Milletvekili Murat Baybatur, Büyük Çerkes Sürgünü ve Soykırımı’nın 156. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. 21 Mayıs'ın Çerkeslerin uğramış oldukları soykırım ve sürgünün tarihsel bir simgesi olduğunu belirten Baybatur, mesajında şunları kaydetti:
“Rus Çarı 1. Petro'nun ifadesiyle 'Rusya'nın çıkarları için mümkün olabildiği kadar İstanbul'a ve Hindistan'a yaklaşmak lazımdır. Buraları elinde tutan dünya'ya hükmeder. Bunun için de ne gerekiyorsa onu yapmalıyız' anlayışıyla hareket eden Çarlık Rusya’sı, Karadeniz sahiline inme emelinin bir sonucu olarak köklü tarihiyle cesur ve onurlu bir halka ev sahipliği yapan Kafkasya'da 300 yılı aşkın süren acımasız bir savaş yürüttü. Rus İmparatorluğu'nun Kafkasları istilası, işgali ve ilhakı sırasında meydana gelen çarpışmalarda ve 21 Mayıs 1864’teki nihai ateşkesten sonra yürütülen sistematik baskı ve katliamlar neticesinde 1,5 milyon Çerkes anavatanlarından ayrılmak durumunda bırakıldı. Yurtlarından edilen Çerkeslerin karşılaştığı dayanılmaz zorluklara şahit olan bazı Ruslar bile vicdan azabı duyuyordu. General Musa Kunduk Paşa’nın hatıratında yer verdiği ‘İnsanların perişanlığını hayretler içinde temaşa ettiğimi gören istasyon yetkilisi koşarak yanıma geldi ve gözleri yaşla dolarak dedi ki; ‘Ekselans, dünyada bu acıklı manzarayı seyredip de kalbi burkulmayacak insan var mıdır?’ cümleleri yaşanan trajedinin boyutlarını anlatan sadece küçük bir örnektir. Tarihe “Çerkes Sürgünü” olarak geçen ve her yıl 21 Mayıs’ta anılan bu büyük felaket, öz vatanlarından sürgün edilen Çerkeslerin hafızalarına kazınmış ve kalplerinde derin yaralar açmıştır. 1994 yılında Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin’in ‘Kafkas halkları özgürlüklerini, vatanlarını ve kültürlerini korumak için kahramanca savaştılar. Vatanlarından sürülen bu halkın anavatanlarına dönüşü konusunu tarihi ve insani bir problem olarak çözmek zorundayız’ ifadesi tarihsel gerçeklikte karşılık bulsa da fiiliyatta geçmişi inkâr politikalarını sona erdirmek için yeterli olamamıştır. Günümüzde yüzde 80’i Türkiye’de olmak üzere Bulgaristan, Sırbistan, Arnavutluk, Irak, Ürdün, Suriye, Mısır, Filistin, Lübnan ve İsrail’de yaşayan Çerkesler, yaşadıkları ülkelerde bölge ve dünya barışına katkı sunarken, vatan bildikleri topraklarda huzurun, kalkınmanın, istikrarın ve refahın tesisi için canla başla çalışmayı sürdürmektedir. Nitekim Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla Kurtuluş Savaşı’nda vatan için canıyla, kanıyla mücadele eden, modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına öncülük etmiş asli unsurlardan biri olan ve Türkiye’nin gelişip güçlenmesine büyük katkılar sağlayan biz Çerkesler; vatanın ne kadar kıymetli olduğunu, devletin ne kadar kıymetli olduğunu, hür ve bağımsız yaşamanın ne kadar kıymetli olduğunu bilerek güçlü bir Türkiye için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da her türlü katkıyı vermeye ve bu güzel vatanın bölünmez bütünlüğünü korumak adına canımızı feda etmeye hazırız. Uluslararası zeminde fazlasıyla hak ettiği aksi henüz bulmadığını üzülerek gördüğümüz büyük felaketin yıldönümünde yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, başta Türkiye olmak üzere dünyanın dört bir yanında yaşayan torunlarına başsağlığı diliyorum.”
Yorum Yazın :Misafir